Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14499
Karar No: 2018/4698
Karar Tarihi: 07.05.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/14499 Esas 2018/4698 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/14499 E.  ,  2018/4698 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüneyönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacılar, ..."nın 06/01/2012 tarihinde inşaatta çalışırken elindeki metal borunun YG hattı üzerinde bulunan iletken tellere çarptığını, elektrik akımına kapıldığını, sağ bacağı ve sol kolunu kaybettiğini, maddi ve manevi zarara uğradıklarını, davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek şimdilik ... için 100.000.00.- TL manevi, 50.000.00.- TL maddi, ... için 25.000.00.- TL manevi, 50.000.00.- TL maddi, ... için 25.000.00.- TL manevi, 50.000.00.- TL maddi, ... için 17.000.00.- TL manevi ... için 17.000.00.- TL manevi ve ... için 16.000.00.- TL manevi tazminatın olay tarihinden yasal faizi imüteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Belediye yönünden yargı yolu bakımından dava reddedilmiş, ... yönünden dava ayrılmış, ayrı esasa kaydedilerek yargılama yapılmıştır. 14/08/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talep sonucu maddi tazminat yönünden 162.812.45.- TL"ye yükseltilmiştir. Davacı ..."nın ..."a karşı açtığı maddi tazminat davası, bağlantı nedeni ile birleştirilmiş, yargılamaya devam edilmiştir .Davalı..., sorumlu ve kusurlu olmadıklarını, inşaat sahibi ve davacının kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın maddi tazminat açısından kabulü ile; davacı ..., ... ve ... için toplam 341.907,91.TL’nin kaza tarihi olan 06.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiz ile birlikte davalı ... AŞ’den alınarak yukarıda ismi sayılan davacılara verilmesine, manevi tazminat davası açısından davanın kısmen kabulü ile, davacı ... için 60.000 TL, davacı ... ve ... için ayrı ayrı 10.000’ar bin TL, diğer davacılar ..., ... ve ... için ayrı ayrı 5000 TL olmak üzer toplam için 95.000 TL’nin kaza tarihi olan 06.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalı ... AŞ’den alınarak yukarıda ismi sayılan davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dava; elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.Davalı şirket, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur.Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk hallerinin olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutarken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz.
    Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği Borçlar Yasası"nın 58. maddesi gereğince "…imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur." ( TBK .69. maddesi ). TBK"nun 71/1.maddesine göre de; "Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur.". Belirtilen yasal düzenlemeler gereğince, davalı, zararlandırıcı sonucun doğmasına yol açan enerji hattının yapım ve bakım eksikliklerinden kaynaklanan zararlardan sorumludur. Sorumluluktan kurtulmanın olumsuz koşulu ise, zarar ile yapım bozukluğu ve bakım eksikliği arasındaki nedensellik bağının kesilmiş olmasıdır.Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira, bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, yine de çoğu zaman zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple, sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından; bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15) Kusursuz sorumlulukta, zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur. Aksine kusursuz sorumlu olan davalının, olayla zarar arasında illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir.
    Sorumluluk hukukunun önemli öğelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır.Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 5. maddesinde; "Kuvvetli akım tesisleri her türlü işletme durumunda, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak bir biçimde yapılmalıdır.
    Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği uzaklıktaki kuvvetli akım tesislerinin gerilim altındaki bölümlerine (aktif bölümler) dokunulması olanaksız olmalıdır ve ilerideki bölümlerde belirtilen emniyet mesafeleri ile koruma önlemleri sağlanmalıdır."Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 27.maddesinde; "Tesislerinve aygıtların teknik belgelerinde belirtilen aralıklarda bakım ve onarımları yapılmalıdır. Yapılan bakım ve onarımlar kalıcı bir şekilde kaydedilmelidir." düzenlemeleri yer almaktadır.Bu kapsamda enerji nakil hattının sahibi bulunan davalı kurum, bu yapı eserinin fena yapılmasından, bakımı ve işletilmesindeki eksikliklerden sorumlu olup, bu tür hatları kişilerin can ve mal güvenliği açısından tehlike arz etmeyecek şekilde inşa etmek, bulundurmak, bu hatlara güvenli yaklaşma sınırının aşılmasını önleyici tedbirleri almakla yükümlüdür.
    Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
    Dosyada mevcut bilirkişi raporlarının incelenmesinde, 11/07/2012 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen, elektrik mühendisi ve inşaat mühendisi tarafından hazırlanan ilk bilirkişi raporunda, ..."ın, yüklenicinin, alt işverenin asli kusurlu, davacı ..."nın tali kusurlu olduğu belirtilmiş, itiraz üzerine alınan 17/07/2014 tarihli elektrik mühendisi bilirkişi raporunda olayda davalı kurumun ve davacı ... "nın % 50 oranında kusurlu olduğu açıklanmış, itiraz üzerine alınan 10/04/2015 tarihli öğretim üyelerinden oluşan üç kişilik bilirkişi kurulu raporunda ise davacı ..."nın işçi olması halinde kendisinin % 5, işvereninin % 35, binanın yüklenicisinin ya da sahibinin % 30, ..."ın % 30 kusurlu olduğu, davacı ... işçi değil ise % 40 kusurlu olduğu belirtilmiş, mahkemece bilirkişi kurul raporunun davacı ..."yı % 5 kusurlu kabul eden seçeneğine göre, hesap uzmanı bilirkişiye davacı ..."nın sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplatılmış ve bu rapor hükme dayanak alınmıştır. Somut olayda, dosyadaki bilgilerden davacı ..."nın işçi olarak çalıştığı belirgindir.Mahkemece, dava konusu olayda tarafların kusur ve sorumluluklarına ilişkin olarak alınan farklı bilirkişi raporlarında, yukarıda açıklandığı üzere kusur durumuna ilişkin görüş ve tespitler birbirinden farklı olmasına karşın mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden bilirkişi kurulu raporuna dayanarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
    O halde mahkemece; davalı kurumun, yapı malikinin sorumluluğuna ilişkin olarak, somut olayı aydınlatan, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, tarafların kusur oranlarının da gerekçeleriyle belirtildiği, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik konusunda uzman bilirkişi kurulundan (elektrik mühendisi) çelişkileri de giderecek şekilde rapor alınarak, tazminat miktarları bu rapora göre yeniden belirlenerek varılacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekirken, çelişkiler giderilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Mahkemece, sürekli işgöremezlik tazminatı alacağına sadece davacı ... yönünden karar verilmesi gerekirken ,davacılar ... ve ...yönünden de kabul kararı verilmesi doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi