20. Hukuk Dairesi 2016/10062 E. , 2017/3795 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2008 yılında yapılan kadastro sırasında ... köyü 155 ada 31 ve 32 parsel sayılı, sırasıyla 1551 m2 ve 1118 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar belgesizden fındık bahçesi niteliğiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği nedeniyle davalılar adına tespit ve tescil edilmiş, davacı Orman Yönetimi 07/07/2011 tarihli dilekçesiyle taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla sulh hukuk mahkemesinde dava açmış, mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmesi ve dosyanın asliye hukuk mahkemesine aktarılmasından sonra, davanın kabulüne, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1979 yılında seri bazında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 1987 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon, 2/B uygulaması ve sınırlaması yapılmamış ormanların kadastro çalışması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman bilirkişi raporlarına göre; çekişmeli taşınmazların 1979 yılında seri bazda yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kalmaktaysa da; 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değiştirilen 12/3 maddesine dayanılarak çıkartılan ve 19 Ağustos 1974 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Orman Kadastro Yönetmeliğinin "Sınırlama Dışı Kalan Ormanlar İçin Yapılacak İşlemler" başlıklı 128. maddesinin (b) fıkrasında “sınırlaması yapılan Devlet ormanının dış ve iç sınırlarına bitişik olmayan Devlet ormanları hakkında orman kadastro komisyonunca herhangi bir karar verilmiş olmayacağından ve bu gibi Devlet ormanlarının orman kadastrosu yapılmış sayılmayacağından çekişmeli taşınmazların niteliği ve orman olup olmadığının eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre belirleneceği, 1959 tarihli memleket haritası ve 1944 tarihli hava fotoğrafında taşınmazların orman sayılan alanda kaldığı, sulh ceza mahkemesinin 2010/110-2011/187 sayılı kararı ile de davalılardan ... hakkında aynı yerle ilgili olarak "Tarla açma" suçu nedeniyle mahkumiyet kararı verildiği belirlenerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A. maddesinde "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz” ve aynı kanunun 17. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen geçici 11. maddesine göre; "bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekalet ücreti dahil yargılama giderleri için de uygulanır” hükmü gereğince davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 3, 4 ve 5. paragraflarının hükümden çıkarılarak, yerine “6099 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı HMK"nın 370/2 maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/05/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.