3. Hukuk Dairesi 2016/12502 E. , 2018/4748 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 08.05.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av.... geldi. KArşı taraf davacı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; tarafların ... 4. Aile Mahkemesi 2013/333 Esas 2013/1174 karar sayılı dosyası ile boşandıklarını, 14.07.2009 tarihli senet ile davacıya ait olan dava konusu ziynet ve çeyizlerin davalı tarafa teslim edildiğini, davacıya ailesi ve yakınları tarafından düğünde takılan ziynet eşyaları ile senette davalı nezdinde kalan söz konusu ziynet ve çeyiz eşyalarının davacıya geri iade edilmediğini ileri sürerek bahsi geçen ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 21.250,00 TL"nin dava tarihinden geçerli olmak üzere yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı; yurt dışında ikamet ettiğini, ziynet ve çeyiz eşyalarının davacının uhdesinde olduğunu, altınları görmediği gibi uhdesine geçmediğini, davacının müvekkilinin ailesinin evine gelin gittiğini ileri sürdüğünü, kabul anlamı taşımamak kaydı ile eşyalar kalmış ise o evde kalmış olabileceğini, çeyiz senedinin içeriğini kabul etmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davacı tarafından sunulan ve davalının imzasını bulunan çeyiz senedi uyarınca davacının dava ettiği tüm eşyaların davalıya teslim edildiği, söz konusu senedin aksini kanıtlama yükümlülüğünün davalıya ait olduğu, yazılı belgenin aksinin ancak aynı kuvvette bir delil ile kanıtlanması yani yazılı belgeye karşı yazılı belge sunulması gerektiği, davalının söz konusu çeyiz senedine karşılık yazılı belge, senet sunamadığı, dava konusu eşyaların davalının zilyetliğinde olduğu, davacının eşinden ayrılırken ziynet eşyalarını yanına alamadığı, davalıda kaldığı, davalının bu eşyaları aynen iade etmek, olmadığı takdirde bedellerini ödemek zorunda olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-) Dava; ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemeninde kabulünde olduğu üzere; davacının dava konusu ettiği ziynet ve çeyiz eşyalarını altında davalının imzasının bulunduğu senet ile davalıya teslim ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda senette yazılı ziynet ve çeyizleri davacıya iade ettiğini ispat yükü davalı taraftadır.Somut olayda; davalı, davacıya dava konusu çeyiz eşya senedinde yazılı ziynet ve çeyiz eşyalarını iade ettiğini yasal delillerle ispatlayamamıştır.Bu durumda, davalı tarafın, iddiasını ispat zımnında, "yemin delili" kalmaktadır ki, dosyanın incelenmesinden, davalının cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece, davalıya savunmasını ispat zımnında davacı tarafa yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-) Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur. İİK"nun 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir.Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır.Somut olayda, mahkemece;aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları belirtilmemiştir. Karar bu hali ile açık ve infaza elverişli değildir.
O halde, mahkemece; hüküm altına alınan ziynet eşyalarının gram, ayar ve niteliklerinin tespiti için deliller değerlendirilip, ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilerek ve davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılması (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmeden taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde HMK"nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.