20. Hukuk Dairesi 2015/14352 E. , 2017/3809 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili dahili davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında dava konusu 234 ada 1, 235 ada 1, 236 ada 1 ve 2, 237 ada 1 ve 238 ada 1 parsel sayılı sırasıyla 1903, 72 m2, 2240,35 m2, 2362,77 m2, 2294,78 m2, 3240,46 m2, 3002,70 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak 234 ada 1, 235 ada 1 ve 236 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ölü olduğu tutanaklarının beyanlar hanesinde belirtilen İbrahim oğlu ... adına, 236 ada 2, 237 ada 1 ve 238 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ise ölü olduğu tutanaklarının beyanlar hanesinde belirtilen...oğlu ...adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Köyü Tüzel Kişiliği 07.12.2007 tarihli dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olduğunu öne sürerek dava açmıştır. Yargılama sırasında ... Köyü Tüzel Kişiliği dava konusu taşınmaların kendi köy idari sınırları içinde yer aldığını, davacı Köy Tüzel Kişiliğinin hakkı olmadığı gibi dava açma ehliyetinin de bulunmadığını öne sürerek davaya katılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların mera niteliği ile sınırlandırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 11.12.2012 tarih, 2012/2955-9129 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında; ""Kural olarak öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre davada taraf koşulunun oluşturulmamış olması başlı başına bozma nedenidir. Dava konusu edilen 234 ada 1, 235 ada 1 ve 236 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ölü olduğu tutanağın beyanlar hanesinde belirtilen İbrahim oğlu ... adına tespit edilmiş, tespit maliki İbrahim oğlu ..."ın bir kısım mirasçıları adına dava dilekçesi tebliğ edilmiş ise de tespit maliki ... oğlu ..."ın mirasçılarından olan ..., ..., ..., ..., ...,..... ve .... adına dava dilekçesi ile birlikte duruşma günü tebliğ edilmemiş, böylelikle somut olayda taraf koşulu gerçekleştirilmeden hüküm verilmiştir. Bu husustan ayrı olarak dava konusu 236 ada 2, 237 ada 1 ve 238 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tespit maliki ....oğlu ..."ya ait verasete esas açık nüfus kayıtları Nüfus Müdürlüğünden getirtilmediğinden tespit maliki ...nın tüm mirasçılarının davada taraf olarak yer alıp almadıkları denetlenememiştir. Taraf koşulu gerçekleştirmeden hüküm verilemez.
O halde mahkemece öncelikle dava konusu 236 ada 2, 237 ada 1 ve 238 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tespit maliki ...oğlu ...ya ait verasete esas açık nüfus kayıtları Nüfus Müdürlüğünden getirtilmeli, akabinde tespit maliki İbrahim oğlu ..."ın mirasçılarından olan ..., ..., ..., ..., ...,...ve ... ile dava konusu taşınmazların tespit malikleri olan ... oğlu ...ve ... oğlu ..."ın tüm mirasçıları adına 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Nizamnamesine uygun olarak duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilmeli, bu şekilde taraf koşulu gerçekleştirildikten sonra davanın esasına girilmeli, taraflardan varsa delilleri de sorulup saptanmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmelidir"" denilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra davacı ... Başkanlığının davasının kabulüne, dava konusu taşınmazların tespitlerinin iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tespit ve tescillerine karar verilmiş, hüküm dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 1945 yılında 3116 sayılı Kanun gereğince yapılmıştır. 1995 yılında 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde ve aplikasyon uygulaması yapılmış, 27.05.2007 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, dava konusu parsellerin tamamının Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden oldukları belirlenerek hüküm kurulduğuna göre hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; hükmün 3 numaralı bendinde davalı Hazine harçtan muaf olduğu halde harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınması hatalı olup bu durum hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 3. bendinde yer alan "...davalılardan" ibaresinin önüne ""Hazine dışındaki"" ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı HMK"nın 370/2 maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/05/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.