3. Hukuk Dairesi 2016/17885 E. , 2018/4822 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili ile dahili davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından dava dışı 3. şahsa satılmadan evvel tapuda davalı adına kayıtlı olan ... ili, ... ilçesi,... köyü 105 ada, 96 parsel sayılı taşınmazın 14.214 m2 lik kısmında müvekkilinin kadastro çalışmalarından önceki dönemdeki dede ve babasının zilyetliği de dahil olmak üzere 60 yılı aşkın bir süredir eklemeli zilyetlik ile malik sıfatıyla zilyet olduğunu, söz konusu arazinin kendilerine ait olduğu düşüncesiyle 250 adet zeytin ağacı diktiklerini ve yetiştirdiklerini, müvekkilinin zeytin ağacı diktikleri alanın kendilerine ait olmadığını 105 ada 96 parsel sayılı taşınmazın bir kaç ay evvel davalı tarafından dava dışı 3. şahsa satılıp tapuda devredilmesi neticesinde öğrendiğini ileri sürerek, müvekkilinin taşınmazda yetiştirdiği ağaçlar ve ağaçların yetiştirilmesindeki emeğin karşılığı olarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL"nin davalıdan faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılamanın devamı sırasında vermiş olduğu ıslah dilekçesi ile dava değerini 143.408,63 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı davanın reddini istemiş, yargılamanın devamı sırasında davalının ölümü üzerine davaya dahil edilen davalı mirasçıları da davanın neden açıldığını anlamadıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Yapılan yargılama neticesinde mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 35.852,16 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili ile davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davada sıfat; tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Taraf sıfatı (husumet); maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Dava şartı olan taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir.
Görüldüğü üzere, taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf
olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için defi değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir.Ayrıca; kural olarak haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.(TBK. m.77) Sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkisinde haklı bir sebep olmaksızın başka bir şahıs aleyhine zenginleşen kimsenin malvarlığında meydana gelen artışın aynen veya nakden iadesi söz konusudur. Her borç ilişkisinde olduğu gibi sebepsiz zenginleşmede de bir borçlu ve bir alacaklı vardır. Sebepsiz zenginleşme ilişkisinin borçlusu, malvarlığı haklı bir sebep olmaksızın başkası aleyhine artan (zenginleşen) kişidir.Dosyanın incelenmesinden; bedeli ve yetiştirilmesi için sarfedilen emeğin karşılığı dava konusu edilen zeytin ağaçlarının üzerinde bulunduğu alanın da sınırları içinde yer aldığı 105 ada 96 parsel sayılı taşınmazın, tapuda dahili davalılar murisi adına kayıtlı iken dahili davalılar murisi tarafından 24.09.2013 tarihinde dava dışı 3. şahsa satılarak tapuda devrinin gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Sebepsiz zenginleşme borçlusunun belirlenebilmesi için, malvarlığı haklı bir sebep olmaksızın başkası aleyhine artan kişinin tespiti gereklidir. Yukarıda anlatılanlar ışığında somut olaya bakıldığında; davaya konu zeytin ağaçları nedeniyle haklı bir sebep olmaksızın zenginleşenin 105 ada 96 parsel sayılı taşınmazın eski maliki ve onun ölümüyle de mirasçıları olan dahili davalılar olmadığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki, tapuda tarla vasfıyla kayıtlı olan 105 ada 96 parsel sayılı taşınmazı dahili davalılar murisi, üzerinde zeytin ağaçlarının yer aldığı kısmın 105 ada 96 parsel sayılı taşınmaz sınırları dahilinde olduğunu bilmeden, tapudaki tarla vasıflı taşınmazı, çıplak tarla olarak dava dışı 3. şahsa satmış ve tapuda devrini gerçekleştirmiştir. Söz konusu satış işlemi ile dahili davalılar murisinin satmış olduğu taşınmazın sınırları içinde olan, üzerinde zeytin ağaçlarının bulunduğu kısım da dava dışı 3. şahsa devredilmiş olduğundan; 3. şahıs bedelini ödemediği zeytin ağaçlarının bulunduğu kısmın da maliki olmuştur ki; bu durumda sebepsiz zenginleşen taşınmazı satın alan dava dışı 3 şahıstır.O halde; dahili davalıların sebepsiz zenginleşme borçlusu olmadığı anlaşıldığından mahkemece davanın temyiz eden dahili davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, dahili davalıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün dahili davalılar yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.