11. Hukuk Dairesi 2016/1379 E. , 2017/1358 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/03/2015 tarih ve 2013/425-2015/112 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin borçlu şirketin daha önceleri ortağı ve yönetim kurulu üyesi bulunduğunu, bu ortaklığın devamı sırasında şirkete ait araçların bir kısım yakıt giderleri ile sigorta primlerini kişisel kredi kartından ödemek zorunda kaldığını, daha sonra tüm hisselerini ...a devrederek ortaklıktan çıktığını, defalarca şirket adına yaptığı bu harcamaları talep ettiği ve şimdiki yönetim kurulu başkanı ..." a noter ihtarı ile konuyu ilettiğini, müvekkilinin kredi kartı nedeniyle bankaya gecikme faizi ödemek zorunda kaldığını, borçlu şirket adına ... İcra Müdürlüğü"nün 2013/5900 Esas sayılı dosyası ile takibe başladıklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu, yapılan takipte 10.000 TL yakıt bedeli, 2.129 TL sigorta primi ve faiz olmak üzere toplam 13.889,00 TL talep edildiğini, tüm alacaklarının belgeye dayalı olduğunu iddia ederek, davalı borçlunun ... İcra Müdürlüğü"nün 2013/5900 Esas sayılı dosyasındaki borca vaki itirazının reddi ile borcun %20" sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının müvekkili şirketten hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, taraflar arasında yapılan 25.05.2012 tarihli protokol ile şirket ortağı davacının, protokolün 7. maddesinde "... hisse devir tarihi itibariyle ibra etmiş olup şirket üzerinde hiçbir hak ve alacağı kalmamıştır." belirtildiği üzere şirket tüzel kişiliği ile tüm hesaplarını kapattığını, ibra ettiğini ve şirketten hiçbir hak ve alacağı kalmadığını imzaladığı protokol ile belgelediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davacı ile davalı şirketin yetkili temsilcisi olan ... arasında yapılan 25.05.2012 tarihli protokolün 7. maddesi ile, davacının davalı şirketi ibra ettiği ve şirket üzerinde hiçbir hak ve alacağı kalmadığını beyan ettiği, davacı vekili yapılan ibralaşma işleminin şirket muhasebesini denkleştirmek için göstermelik olarak yapılmış bir ibralaşma işlemi olduğunu, bu sebeple taraflar arasındaki protokolün ibralaşmaya dair hükmünün muvazaalı bir düzenleme olduğunu ileri sürmüş ise de hiç kimsenin kendi muvazaasına dayanamayacağı, davacının da mezkur protokolün 7. maddesi ile davalı şirketi tamamen ibra ettiği, ibranın taraflar arasındaki sözleşmenin yapıldığı tarih itibari ile yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK" nın 132.maddesinde borcu sona erdiren nedenler arasında açıkça düzenlendiği, öte yandan şirket defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde de, davacının, şirket defter kayıtlarına göre herhangi bir alacağının bulunmadığının anlaşıldığı, çelişkili banka kayıtlarına dayanılamayacağı, yapılan 25.05.2012 tarihli sözleşmenin bu nedenle geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.