22. Hukuk Dairesi 2016/28001 E. , 2020/928 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalılar nezdinde kamyon şoförü olarak 05.07.2010-18.03.2015 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin davalılar tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti: Davalı ...San. İnş. Taah. Nakl. Hafr. Tic. Ltd. Şti. vekili, davacının iş sözleşmesinin mazeretsiz işe gelmemesi nedeniyle haklı nedenle sona erdirildiğini, davacının talep konusu alacaklara hak kazanamadığını ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.Davalı ... A.Ş. vekili, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:Karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ile ulusal bayram günlerinde çalışıp çalışmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir. Aynı ilkeler hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının ispatı bakımından da geçerlidir. Somut olayda, mahkemece imzalı puantajlar ve ücret bordroları dikkate alınmak suretiyle, imzalı puantaj cetvellerine göre davacının hafta tatilinde çalışmasının bulunmadığı, imzalı ücret bordrolarına göre ise fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödendiği, takograf kayıtlarında da daha fazla çalışmanın bulunduğunun tespit edilemediği gerekçeleriyle davacının fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddine karar verilmiştir.Ancak, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla çalışma süresinin tespiti bakımından takograf kayıtlarına itibar edilmiş ise de, dosyada takograf kayıtlarının çözümüne ilişkin rapor bulunmadığından söz konusu rapor denetime elverişli değildir. Ayrıca davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesindeki beyanları göz önünde bulundurularak, puantaj cetvelleri ve ücret bordrolarındaki imzalar davacı asile sorulmalı, imzaya itiraz olması halinde bu ön sorun imza incelemesi yaptırılarak rapor almak ve sonucuna göre değerlendirilmek ve tanık beyanları da dikkate alınmak suretiyle suretiyle davacının fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu değerlendirilmelidir.Ayrıca, dosyada 2011/2. aydan itibaren puantaj cetvellerinin yer aldığı, bu tarihten öncesine ilişkin kayıtların fazla çalışmayı gösterir listeler olduğu anlaşılmakla puantaj cetvellerinin bulunmadığı 05.07.2010-01.02.2011 tarihleri arasındaki dönem bakımından ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışma ile hafta tatilindeki çalışmanın tanık beyanlarına göre değerlendirilmesi gerekirken bu hususun göz önünde bulundurulmaması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Öte yandan; 4857 sayılı İş Kanununda 32 nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçiler o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.Mahkemece, Türkiye İstatistik Kurumunun resmi internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmından da faydalanılması ve emsal ücret araştırması sonucunda elde edilen verilerle birlikte, anılan Kurumun resmi internet sitesindeki bilgiler de dikkate alınarak emsal ücretin belirlenmesi mümkündür.Somut olayda, davacı davalılar nezdinde 05.07.2010-18.03.2015 tarihleri arasında kamyon şoförü olarak çalışmış olup, aylık ücretinin net 1.400,00 TL olduğunu beyan etmiştir. Davalı ise davacının ücretinin kayıtlarda belirtildiği şekilde asgari ücret olduğunu savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, son aya ilişkin imzalı ücret bordrosunda belirtildiği üzere davacının brüt 1.350,00 TL aldığı kabul edilmiştir. Taraf beyanları arasında önemli bir farkın bulunduğu böyle bir durumda, davacının meslek ünvanı ve fiilen yaptığı işin net bir biçimde belirlenmesi suretiyle, davacının meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücret araştırması yapılmalı, tanık beyanları ve dosya içeriğiyle birlikte değerlendirme yapılarak davacının aylık ücreti belirlenmesi gerekirken eksik inceleme yapılması da hatalı olmuştur.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.