3. Hukuk Dairesi 2018/2803 E. , 2018/4895 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davaya konu ... İlçesi ... mevkiinde tapuya kayıtlı 23 ve 334 parsel sayılı taşınmazları davalılardan sözlü satım sözleşmesi ile satın alıp bedelini davalılara 1979 yılında ödediğini o tarihten beri taşınmazı fiilen çekişmesiz olarak kullandığını, tescil talebinin davalılar tarafından çeşitli bahaneler ile yerine getirilmediğini, davalılardan ..."ın muvazaalı olarak borçlanmak sureti ile davaya konu taşınmazları cebri artırma ile satma yolunu seçtiğini, bu şekilde davaya konu taşınmazlar satılırsa zarara uğrayacağını ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 7.000,00 TL"nin zilyetliğin başlangıcı tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalılar; davacının dava konusu taşınmazı satın aldığına dair herhangi bir yazılı belgesinin olmadığını, taşınmazda kötü niyetli zilyet konumunda olduğunu belirterek davasının reddini istemiştir.Mahkemece; eldeki uyuşmazlıkta davacının taşınmazı geçersiz bir satım sözleşmesi ile aldığı, cebri artırma ile satış yoluna çıktığı dolayısı ile taşınmaz malikleri tarafından taşınmazın iadesi dolaylı olarak istendiğine göre davacının taşınmaz için yapmış olduğu zorunlu ve faydalı giderler ile taşınmaz için ödediği bedeli isteme hakkı doğduğu gerekçesi ile; taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne 7.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 S. HUMK"nun 179. maddesi uyarınca, dava dilekçesinde bulunması gerekenler şu şekilde sayılmıştır; ""1. Tarafların ve varsa kanuni temsilci veya vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri, 2. Açık bir şekilde dava konusu, 3. Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri ve delillerinin nelerden ibaret olduğu, 4. Hukuki sebeplerin özeti, 5. Açık bir şekilde iddia ve savunma, 6. Karşı tarafın hangi sürede cevap verebileceği, 7. Davacının veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzası."" Buna göre; tarafların ad ve soyadları ile adresleri dava dilekçesinin olmazsa olmaz unsurlarındandır.Somut olayda dava dilekçesinde davalı olarak; ..., ..., ..., ... (...) ..., ... (...) ..., ..., ..., ... ve ... gösterilmiş, tüm davalıların adresi ise ...Mah. ... olarak belirtilmiştir. Tüm davalılara yapılan dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebligat parçalarına; ""Muhatap ..."te bulunduğundan aynı konutta oturan yeğeni ... imzasına tebliğ edildi"" şeklinde şerh düşülerek tebligatın yapıldığı görülmektedir. Öncelikle; tüm davalıların adreslerinin aynı olup, aynı konutta yaşayıp aynı anda ...te bulunuyor olmaları hayatın olağan akışına uymamaktadır. Kaldı ki; tebligat yapıldığı belirtilen ..."ın dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen ... (...) ... olup olmadığı noktasında da tereddüt oluşmaktadır. Ne var ki; davaya konu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde; malikler arasında ... isminin bulunmadığı aksine ... isimli hissedarın olduğu görülmektedir.Bunun yanında yine davaya konu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde; dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen ... isminin taşınmazın hissedarlarından biri olarak görülmesine karşın, iş bu taşınmazın davalılara veraseten intikal ettiği muris ..."a ait verasetname incelendiğinde mirasçılar arasında ... isminin olmadığı ...(...) isminin olduğu görülmektedir. Yine; ... ile ... (...)"ın aynı kişi olup olmadığı konusunda tereddüt oluşmuş, hükmün tebliğ edildiği ... vd. vekiline ait vekaletname incelendiğinde vekaletnamede ... isminin olmadığı ... isminin bulunduğu görülmüştür.O halde yukarıda yapılan tüm açıklamalar ışığında mahkemece öncelikle; dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen davalıların ad, soyad ve adreslerinin açık ve terddüte mahal vermeyecek bir şekilde belirtilmesi için kesin süre verilmeli, kesin süre içerisinde eksiklikler tamamlandığı taktirde, tüm davalılara usulüne uygun şekilde dava dilekçesi tebliğ edilmeli, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek yapılacak yargılama neticesinde karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların diğer temyiz itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.