22. Hukuk Dairesi 2017/12091 E. , 2018/8886 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının davalı bankada 20.10.2009-03.03.2014 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin davacı tarafça haklı sebeple feshedildiğini, işverene tebliğ edilen ihtarnameye rağmen alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ile fazla çalışma ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının fazla çalışma yapması yönünde herhangi bir talimatın bulunmadığını, davacının 2011-2014 yılları arasındaki fazla çalışma ücretinin karşılığının ödendiğini, davacıya yıllık izin ücreti olarak dava tarihinden sonra brüt 592,50 TL ödeme yapıldığını, davacının istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosya kapsamına göre, Mahkemece tanık beyanları doğrultusunda davacının ayda 52,5 saat fazla çalışma yaptığı, ayrıca yılda bir kez teftiş dönemi olan sürede ayda 94 saat fazla çalışma yaptığı benimsenerek fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmıştır. Davacı, işyerinde 20.10.2009-03.03.2014 tarihleri arasında çalıştığını ileri sürmüş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki fazla çalışma alacağı hesabı ise 20.10.2008-28.02.2014 dönemine ilişkindir. Ne var ki, davacı tanıkları davacı ile davalı bankanın Buca Şubesinde bir yıl ve bir buçuk yıl çalıştıklarını ifade etmiş olup, tanıkların davacının çalışma düzeni ile ilgili bilgisinin sınırlı bir döneme ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu husus gözetilmeden tüm çalışma dönemi için fazla çalışma alacağının kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Bu itibarla davacı tanıklarının davacı ile hangi şubede, hangi dönemde birlikte çalıştıkları hususu araştırılıp, açıklığa kavuşturulduktan sonra davacının tanıklar ile birlikte çalıştığı dönem ile sınırlı olarak fazla çalışma iddiasını ispatladığı değerlendirilerek, fazla çalışma alacağı hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır.
Ayrıca davalı tarafından dava tarihinden sonra davacıya 184,50 TL fazla çalışma ücreti ödendiği ileri sürülmüş olup, ne hükme esas alınan bilirkişi raporunda ne de mahkeme kararında bu hususta bir değerlendirme yapılmaması ayrı bir hatalı yöndür.
Bu hususlar gözetilmeden, davacının tüm çalışma dönemine ilişkin olarak hesaplanan fazla çalışma alacağının hüküm altına alınması isabetsiz olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3-Davacının hak kazandığı yıllık izin süresi ve izin alacağının miktarı ile ilgili uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı taraf, fesih bildirimi ile alacaklarının ödenmesi ihtarını içeren 28.02.2014 tarihli ihtarnamede, on iki günlük izin alacağı bulunduğunu bildirmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının yirmi iki günlük izin alacağı bulunduğu belirlenerek sonuca gidilmiştir. Davacının ihtarnamesinde bildirdiği kullanılmayan izin süresi kendisi yönünden bağlayıcıdır. Davacının talebi ile bağlı olduğu hususu göz önüne alınmadan yirmi iki gün üzerinden izin alacağı hesaplanması isabetsizdir.
Diğer taraftan, gerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerekse gerekçeli kararda, dava tarihinden sonra davacıya ödenen 592,50 TL brüt (499,14 TL net) izin ücretinin mahsubu gerektiği ifade edilmesine rağmen, mahsup yapılmadan karar verilmesi bir diğer hatalı yöndür.
Kararın yukarıda açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17/04/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.