20. Hukuk Dairesi 2015/15415 E. , 2017/3931 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı/birleşen davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, ...... beldesi ... mevkiinde bulunan ve kadastro sırasında fundalık ve çalılık olarak tescil harici olarak bırakılan taşınmazın davalı tarafından zeytin ağaçları dikmek sureti ile işgal edildiğini bildirerek, davalının taşınmaza vaki el atmasının önlenmesi ve üzerinde bulunan yapıların kal’i talebi ile dava açmıştır. Mahkemenin birleştirilen 2006/125 Esas sayılı dava dosyası ile davalı karşı davacı ... dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Beldesi Kümeevler mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece, Hazinenin davasının kabulü ile (A) ile gösterilen 4767 m2 yüzölçümündeki taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline, beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılmıştır şerhinin verilmesine, bu kısma yönelik davalının elatmasının önlenmesine, zeytin ağaçları dışındaki diğer zirai muhdesatın masrafı davalıdan alınmak sureti ile kal’ine karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 2011/15423-14503 sayılı kararıyla “3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen ek 4. madde metninin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, düzenleme; 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunun 2. maddesi ile 2896 sayılı Kanunun 2/B ve 3302 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamalarına konu edilerek Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin "...Fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhtesatın, kim veya kimlere ait olduğu dikkate alınmak ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle..." Hazine adına tescil edileceğine amirdir. Görüldüğü üzere, 5831 sayılı Kanun ile yapılan düzenleme ile kullanım kadastrosunda tutanağın beyanlar hanesine yazılacak kullanıcı belirlemelerinde, özel veya tüzel kişi ayrımı yapılmadığı gibi, yasada bu yönde kısıtlayıcı bir hüküm de getirilmemiştir. Yasa ile amaçlanan; orman kadastro komisyonlarınca nitelik yitirdiği belirlenerek 1744 sayılı Kanunun 2 ve 2896 ile 3302 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamalarına konu edilen taşınmazlar üzerinde kullanım kadastrosu yapmak suretiyle bu tür taşınmazların envanterini belirlemekten ibarettir.
Dosyada mevcut fenni bilirkişi ... tarafından düzenlenen 1.11.2011 havale tarihli ek raporda çekişmeli taşınmazın yörede 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen ek 4. madde gereğince yapılan kadastro sırasında 2750 ada 1 parsel olarak 5924,48 m2 yüzölçümüyle 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğundan
Hazine adına tespit gördüğü ve beyanlar hanesine kullanıcısının ve üzerindeki zeytin ağaçlarının sahibinin ... olduğunun şerh verildiği bildirilmiş olup, 2750 ada 1 parsele ait tapu kaydının dosyada mevcut olduğu ve taşınmazın 6.7.2010 tarihinde tesis kadastrosu sonucu tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Çekişmeli taşınmaza asliye hukuk mahkemesinde davalı iken taşınmaza yönelik olarak 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek-4. madde gereğince kadastro işlemi yapıldığı ve tutanağın davalı olduğu bildirilerek, 3402 sayılı Kanunun 2, 28. ve 30. maddeleri gereğince malik hanesi boş bırakılarak kadastro mahkemesine gönderilmesi gerekirken 2750 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağının kesinleştirilmesi doğru değildir.
3402 sayılı Kanunun 26. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar ve görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınacağından mahkemece davanın görev nedeneyli reddine ve dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda görevsizlik kararı verilmiş ve bu karar Dairemizin 2013/1549-5979 sayılı kararıyla onanmış, görevli kadastro mahkemesince; davacı tarafın sabit olan davasının kabulü ile; dava konusu ...... ili, ... ilçesi, ... mevkii, 2750 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın tespitteki niteliği ile davacı ve birleşen davalı Hazine adına tesciline taşınmazın beyanlar hanesine, "6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. Kullanıcısı ve üzerindeki zeytin ağaçlarının sahibi, İbrahim oğlu, ..."dır" şeklinde şerh verilmesine, birleşen davacı tarafın davasının ise sübut bulmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davalı/birleşen davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, elatmanın önlenmesi, taşınmaz üzerindeki muhtesatın kal’i ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1949 yılında 3116 sayılı Kanun hükümleri gereğince yapılan orman tahdidi, 1975 yılında yapılan ve kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması, 1985 yılında yapılan 2896 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması ile 24.06.1994 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Taşınmazın bulunduğu yörede 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek-4. madde gereğince kadastro işlemi yapıldığı anlaşılmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 03/05/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.