Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/29671
Karar No: 2018/8946
Karar Tarihi: 18.4.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/29671 Esas 2018/8946 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/29671 E.  ,  2018/8946 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, davacının davalı işverenlik yanında 1990-2012 tarihleri arasında idari müdür olarak çalıştığını,iş akdinin neden gösterilmeden sona erdiğini, aylık ücretinin 2.500,00 € +8.000 USD olduğunu, yemek ve barınmanın işveren tarafından karşılandığını, işyerinde 07.30-22.00 saatleri arasında çalıştığını, ayda iki gün hafta tatili kullandığını, bayramlarda çalışmaya devam ettiğini ancak karşılığı olan ücretlerinin ödenmediğini öne sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yılık izin ücreti, fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar vekilleri, davacının talep ettiği dönem içerisinde şirkette geçmemiş olan çalışmalarının bulunduğunu, davacının ...nezdinde geçen çalışmalarının 06.09.1993- 13.04.1998/ 01.05.1998 - 31.10.2001/13.12.2001 - 05.10.2004 arası olduğunu bundan sonraki çalışmalarının kendi yanlarında geçmediğini bu tarihten sonraki çalışmalarının ... . ... Ltd.Şti de geçtiğini, davacının 14.08.1990- 14.08.1991 tarihli çalışmasının belirli süreli olduğu ve sözleşme süresinin bitmesi nedeni ile sona erdiğini ve kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, yıllık izin ücretlerinin ödendiğini, hafta tatili ücreti ve ulusa bayram ve genel tatil ücretinin bulunmadığını fazla mesailerin bordrolara yansıtıldığını, davacının idari işler müdürü olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
    Mahkemece, yazılı gerekçe ile bilirkişi raporu ile hesaplamalarına itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında davacının 29.04.2008 öncesi çalışmalarının tasfiye edilip edilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Somut uyuşmazlıkta, davacının önce 14.08.1990-05.10.2004 tarihleri arasında ... Endüsri ...Aş"de aralıklar ile sonra 12.11.2004-30.06.2012 tarihleri arasında ise ... ...AŞ"de aralıksız çalışması sözkonusudur. Dosya içerisinde bulunan SGK kayıtlarına göre, davalı ... Güç... AŞde yapılan çalışma kesintisiz olup 28.4.2008 tarihinde ""nakil"" kodu ile çıkış yapılmıştır. Dolayısıyla bu tarihte bir ödeme yapılmış ise bile çalışma devam ederken yapılmış olduğundan tasfiyeden söz edilmesi mümkün değildir. Davalı ... Endüstri... AŞ"de yapılan çalışma ise aralıklıdır. Davalı vekilince, ibranameler sunularak üzerinde yazılı miktarda kıdem, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretinin ödendiği savunulmuştur. Mahkemece sunulan evrakların asılları istenilmeli, davacı asil 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 169. ve devamı maddeleri uyarınca isticvap edilerek diyecekleri sorulmalı, işçinin imzasını taşıyan, fesihten sonra düzenlenen ve savunma ile çelişmeyen, davaya konu hakların sayıldığı ibranamelere değer verilmeli, miktar içeren ibranameler ise makbuz olarak değerlendirilmelidir.
    Davacının aralıklı çalışmalarının herbiri yönünde ayrı ayrı değerlendirme yapılarak, çalışmalar bnedeniyle işçiye kanuni haklarının ödenip ödenmediği tespit olunmalıdır. Fesih durumuna göre işçilik haklarının ödendiği belirlendiğinde, önceki çalışmalarının tasfiye edildiği kabul edilmeli ve tazminat hesabı açısından daha sonraki çalışma süresine eklenmemelidir. Ancak yapılan ödemelerin kanuni hakların altında kaldığının anlaşılması halinde yine tasfiye esası benimsenmekle birlikte zamanaşımı defi sebebiyle zamanaşımına uğramamış dönem için belirlenen fark alacaklar, her bir dönem ücretine göre belirlenmeli ve istekler yönünden karar verilmelidir.
    İşçinin iş sözleşmesinin feshinde işçilik alacaklarının hiç ödenmediği anlaşıldığında, bu defa aralıklı çalışma süreleri birleştirilmeli ve en son tazminata hak kazanacak şekilde gerçekleşen feshe göre son ücret üzerinden hesaplama yapılarak sonuca gidilmelidir.
    Mahkemece, eksik hususlar tamamlanarak bilirkişiden yukarıda belirtilen esaslar dahilinde denetime elverişli rapor alınmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeden yetersiz inceleme ile 29.04.2008 tarihinden öncesinin tasfiye edildiği kabul edilerek karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    3-Taraflar arasında davacının son aylık ücretinin miktarı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı 8000 Amerikan Doları ve 2.500 Euro aylık ücret ile çalıştığını iddia etmiştir,2008 tarihli iş sözleşmesinde ücretin 2.000 Euro olduğu ve ücretin Euro yada TL üzerinden ödenebileceği kararlaştırılmıştır. Emsal ücret araştırması ... Ticaret Odasından yapılmış olup fesih tarihinde 2.000 Euro olabileceği belirtilmiştir. Dosyaya ücret bordrosu sunulmamıştır. Davacı banka kayıtlarına dayanmış olup banka kayıtları ile yapılan ödemenin tamamının ücret olduğuu öne sürmüş ve rapora itirazında iş sözleşmesi, maaş ve gelir vergisi dökümü,banka bordro örnekleri sunmuş olup metinlerin ... olduğu anlaşılmaktadır. Bu belgeler tercüme ettirilip davacının rapora itirazları değerlendirilmeden ve emsal ücret araştırması genişletilerek davacının iddiasının doğruluğu araştırılmadan karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    4- Kabul şekline göre, Taraflar arasında davacının giydirilmiş ücretine iş akdinin feshedildiği ayda yapılan 10.000 Euro ödemenin ilave edilip edilmeyeceği konusu da ayrı bir uyuşmazlık konusudur.
    Kıdem tazminatına esas alınacak olan ücretin tespitinde 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır. İşçiye sağlanan özel sağlık sigortası yardımı ya da hayat sigortası pirim ödemeleri de para ile ölçülebilen menfaatler kavramına dahil olup, tazminata esas ücrete eklenmelidir. Satış rakamları ya da başkaca verilere göre hesaplanan pirim değişkenlik gösterse de, kıdem tazminatı hesabında genişletilmiş ücret kavramı içinde değerlendirilmelidir.
    Somut uyuşmazlıkta, yukarıdaki açıklamalar da dikkate alındığında giydirilmiş ücrete bir defaya mahsus olarak işyerinden çıkış anında ödendiği anlaşılan ve süreklilik arz etmeyen 10.000 Euro"nun eklenmesi hatalıdır.
    Ayrıca, giydirilmiş ücrete eklenen yemek ve barınma ücreti miktarının nasıl belirlendiği de dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Denetime elverişli şekilde yemek ve barınma ücreti miktarı belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
    5- Taraflar arasında, davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı da uyuşmazlık konusudur.
    Fazla çalışma yaptığı, hafta tatilinde, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışma yapıldığının, hafta tatilinde, ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de, anılan çalışmaların olup olmadığı araştırılmalıdır.
    Somut olayda, mahkemece, iki davacı tanığının beyanına itibarla, davacı işçinin fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına yönelik talepleri hüküm altına alınmıştır. Anılan davacı tanıklarının işveren aleyhine açtığı dava sebebiyle davacı ile menfaat birlikteği bulunduğundan, ifadesi hükme esas alınamaz. Kaldı ki, söz konusu tanıklar, davacıyla birlikte belli bir süre çalışmış olup, davacının hükme esas alınan tüm çalışma sürelerindeki çalışma şekli hakkında bilgisi bulunmamaktadır. Öte yandan, bilrikişi raporunda davacının emsal olarak sunulan bir başka dosyadaki tanık olarak verdiği beyanının dahi eldeki dosyada dinlenilen tanık gibi dikkate alınarak değerlendirmeye tabi tutulduğu anlaşılmaktadır. Anılan çalışmaların varlığı bakımından dosyada başkaca değerlendirmeye elverişli yazılı işyeri kaydı da bulunmamaktadır. Anılan sebeplerle, davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulü de hatalı olmuştur.
    6-Eldeki davaya uygulanacak mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 83. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcu vade veya fiilî ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini istiyebilir” hükmü düzenlenmiş olup, alacakların hangi para birimi üzerinden hesaplanacağı ve hüküm altına alınacağı noktasında, davacı tarafın son ücretinin Euro ve ABD doları üzerinden ödenip ödenmediği netleştirilerek son ücretin ABD doları üzerinden ödenen bir miktarının da bulunduğunun tespiti halinde şimdiki gibi aksi halde talep aşılmamak üzere son ücretin ödendiği para birimi ya da Türk Lirası arasında davacının tercih hakkı sorularak ihbar tazminatı hüküm altına alınmalıdır.
    Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 18.4.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi