Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava dilekçesinde, hangi hususların bulunması gerektiği dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK"nun 179. maddesinde sayılmıştır. Buna göre dava dilekçesinde, tarafların ad ve soyadları ile adresleri, davanın konusu, vakıalar (dava sebebi), hukuki sebepler, açık bir şekilde iddia ve savunma, cevap süresi ile davacının veya vekilinin imzasının bulunması gerekir. Dava dilekçesinde bulunması gereken bu kayıtlardan birisinin bulunmaması halinde, kural olarak davalı HUMK"nun 187/7. maddesi gereğince bunu ilk itiraz olarak ileri sürüp dava dilekçesinin iptalini isteyebilir.
HGK"nun 6.4.1983 tarihli ve 1980/7-1677 E., 1983/328 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; bir dilekçenin imzasız bulunması, o dilekçenin usul hukuku yönünden geçersiz olmasını gerektirmez. Bu gibi durumlarda dilekçeyi düzenleyen kişinin mahkemeye çağrılıp, durumun kendisinden sorulması ve imza noksanının tamamlattırılması gerekir. Çünkü, bir kimse, kendi yazdığı veya başkasına yazdırdığı temyiz (veya dava) dilekçesini mahkemeye vermek ve gerekli harç ve giderleri yatırmak suretiyle, kararı temyiz etmek (veya dava açmak) hususundaki iradesini açıkça bildirmiş demektir. Hal böyle olunca, dilekçesini imzalamayı unutmuş olması olgusuna, dilekçenin geçersiz sayılması gibi bir müeyyide uygulanması çok ağır bir sonuçtur. Bu durumda mahkemenin, temyiz (veya dava) dilekçesindeki imza noksanını tamamlaması için dilekçiye imkan vermesi, yararlar dengesine de en uygun olan çözüm yoludur. Kaldı ki, imzasız temyiz (veya dava) dilekçesini alan ve karşı tarafa tebliğe gönderen mahkeme de, bu imza noksanından dolayı tamamen kusursuz sayılamaz (Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü 4. Baskı Cilt : II Ankara 1980).
Somut uyuşmazlıkta davacı borçlu asilin, alacaklı tarafından aleyhine başaltılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine karşı yetkiye, borca ve faize ilişkin itirazlarını içerir dava dilekçesi, 25.05.2011 tarihinde mahkemeye tevzi edilmiştir. Davalı vekilinin ise 20.06.2011 havale tarihli dilekçesi ile davaya karşı cevaplarını bildirir dilekçesini sunduğu anlaşılmakla, dilekçe içeriğinin incelenmesinde; ilk itirazlarının yer almadığı görülmüştür. Her ne kadar davalı vekilinin 01/07/2011 tarihli dilekçesinde, dava dilekçesinde imza olmadığı ileri sürülmüş ise de; söz konusu dilekçede havale tarihi olmadığı gibi, dilekçe altında yer alan tarih esas alındığında, 20/06/2011 havale tarihli cevap dilekçesinden sonra dosyaya sunulduğu anlaşılmış olup, cevap dilekçesinin verilmesinden sonra ilk itirazların ileri sürülemeyeceği aşikardır. Bu nedenle imza eksikliğinin her zaman giderilmesi mümkün olup, davacının çağrılarak dava dilekçesinin kendisi tarafından verilip verilmediği hususunun sorulması ve imza eksikliğinin giderilmesi mümkündür.
O halde mahkemece, öncelikle davacının çağırılıp dava dilekçesinin kendisi tarafından verilip verilmediğinin sorulması ve imza eksikliğinin tamamlattırması gerekirken, (kaldı ki; somut olayda davacı asilin, 08.07.2011 havale tarihli dilekçesi ve ekinde söz konusu imza eksikliğini giderdiği görülmektedir.), yazılı gerekçe ile dava dilekçesinde borçlu asilin imzasının olmadığından bahisle dava dilekçesinin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.