21. Hukuk Dairesi 2015/18777 E. , 2016/15519 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi, davacı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı vekili ile davalı ..... Ltd. Şti vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, iş kazasına uğrayan davacı sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, Davalı ..... Ltd. Şti hakkında açılan davanın reddine, Davalı A... Kalıp San ve Tic. Ltd. Şti hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile 57.491,73 TL maddi, 35.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; 16.02.2007 tarihinde gerçekleşen iş kazasında davacının elini pres makinasına sıkıştırması neticesinde, %21,2 oranında malul kaldığı, olayın SGK tarafından iş kazası kabul edildiği, olayın gerçekleşmesinde işçinin %20 müterafik kusurunun bulunduğu, hükme esas 28.01.2015 tarihli raporda geçici iş göremezlik dönemi içerisinde yapılan maaş ödemesinin tazminat alacağından indirildiği, SGK tarafından %13 maluliyet oranı üzerinden bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin rücuya kabil kısmı tenzil edilerek tazminat alacağının belirlendiği anlaşılmıştır.
Çalışma hayatında işçinin asıl işverenin dışında başka işverenlere de hizmet verdiği, yine işçinin bilgisi dışında olmakla beraber esasında birbiri ile bağlantısı olan işverenlerin işlerini gördükleri de bir hakikattir. Bu gibi durumlar için Dairemizin önceki içtihatlarında da değinildiği üzere "şirketler arasında organik bağ" dan söz etmek gerekir.
Somut olaya gelinecek olursa, ticaret sicili kayıtlarına göre davalı .... Tic. Ltd. Şti ile Davalı .... Kalıp San ve Tic. Ltd. Şti arasında ortak yapısı dikkate alındığında organik bağ bulunduğu, bu kapsamda davalı şirketlerin her ikisinin de hüküm altına alınan tazminatlardan sorumlulukları yoluna gidilmesi gerektiği gözden kaçırılarak yazılı şekilde davalı .... Mekanik Elektronik San ve Tic. Ltd. Şti yönünden davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
3- Maddi Tazminat hesabına yönelik temyiz incelemesinde; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu sürekli işgöremezlikte maddi zarar sigortalının zararlandırıcı sigorta olayından önce ve sonraki durumu arasında oluşan farktan ibarettir. Başka bir anlatımla zararlandırıcı sigorta olayı meydana gelmeden önce malvarlığı hangi durumda ise o durumla zararlandırıcı sigorta olayı olduktan sonraki durum arasında ortaya çıkan fark iş kazası veya meslek hastalığı sonucu maddi tazminat isteminin temelini oluşturur.
Tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
Davanın bu yönüyle yasal dayanağını, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununu oluşturmaktadır. Kanunun 55. maddesinde, “ Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Adalet Komisyonu"nun 55. madde gerekçesine göre; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafik kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.”
Öte yandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır” Dairemizin ve giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır.
Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, 5510 sayılı Kanunun 95.maddesindeki prosedüre göre davacının maluliyet oranın % 21,2 olarak kesinleşmesine karşın; kurumca %13 maluliyet oranı üzerinden bildirilen ilk peşin sermaye değerli gelirin rücuya kabil kısmının tazminat alacağından tenzil edilmesi, aynı zamanda geçici iş göremezlik döneminde davacı sigortalıya yapılan maaş ödemesinin tenzil edilmek suretiyle T.B.K’nun 55.maddesine aykırı olacak şekilde yapılan hesabın hükme esas alınması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
4- Öte yandan manevi tazminatın takdirine ilişkin temyiz incelemesinde Gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin bedensel bütünlüğün bozulması halinde olayın özelliklerini göz önünde tutularak zarar görene adalete uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vereceği öngörülmüştür. Bedensel bütünlük eş deyişle vücut bütünlüğü kavramının fizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığı da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanmıştır. Bunlar her olayda değişebilir. Bu nedenle hakiminin kararında bu özellikleri objektif ölçülere göre göstermesi gerekir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı lehine takdir ediken 35.000 TL manevi tazminat fazladır.
Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş, davacının %21,2 oranındaki maluliyet oranı üzerinden Kuruma müracaat ederek iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanması için davacıya önel vermek, Kurumca istemin kabul edilmemesi halinde açılacak davanın sonucunu bekleyerek bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin rücuya kabil kısmını tazminat alacağından tenzil ederek yapılacak hesabı hükme esas almaktır. İşveren tarafından geçici iş göremezlik döneminde yapılan maaş ödemesinin TBK 55. maddesine göre tazminat alacağından tenzil edilemeyeceği dikkate alınarak yapılan tazminat hesabından bu miktarı indirmemek, öte yandan davacı lehine takdir edilen manevi tazminatın fazla olduğu dikkate alınarak hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmederek, tazminat alacaklarından davalı şirketler arasında organik bağın varlığını gözeterek davalıları sorumlu tutarak bir karar vermekten ibarettir.
O halde, davacı ve davalı .... şirketi vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... . Kalıp San. Tic. Ltd. Şti. iadesine, 26.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.