3. Hukuk Dairesi 2016/17089 E. , 2018/5006 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile güneş enerjisi kazan imalatı konusunda 27.4.2004 günlü adi ortaklık sözleşmesi yaptıklarını, 29 kalem malzeme ile ortaklığa sermaye koyduğu, davalının da üretilecek kazanlarla ilgili ham madde için sermaye koyacağını, dikiş kaynağının ise 20 milyar TL (eski), (yeni 20.000 TL) olup bedelinin yarı yarıya karşılanacağını, imalatta yönetim görevinin kendisine pazarlama, paraların toplanması ve muhasebe işlerinin yürütülmesini davalının yüklendiğini, tahsilat yapılınca masraflar düşülerek kalan kârı paylaşmak ve on beş günde bir hesap görülmek üzere anlaştıkları halde davalının hesap görmeye yanaşmadığını iddia ederek kâr payı, katılım payı ve hurdaların satışlarından elde edilen bedelden hissesine düşen kısmın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı; taraflar ortaklık için bir takım malzemeler aldıklarını, davacı bu malzemelerdeki hissesini ortaklığın sonunda kendisine sattığını, davacının nakit aldıkları yanında, kar payına mahsuben aldığı ve müstakil yaptığı işler için kullandığı malzemeler, telefonu ve kredi kartına yapılan ödemeler olduğunu, dolayısıyla davacının kardan hiçbir alacağının olmadığını, dikiş kaynağı da diğer malzemelerle birlikte ortaklık sonunda satın alındığını ve davacının satış belgesinde malzemelerden dolayı hiçbir alacağının kalmadığını, sözleşmede yazılı olan 50 adet kazanın da davacıya bedeli olarak 7 adet toplam 7.382,00 TL olan müşteri çekleri verilmek suretiyle satın alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece kâr payı, dikiş kaynağından ve hurda satış bedellerinden dolayı istemlerin reddine, kılıflanmış kazanlardan dolayı istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2012/4798 esas 2013/14429 karar sayılı 12/09/2013 tarihli ilamıyla;
“Dosya kapsamına göre taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu sabit olup davacının kar payı ve katılım payına yönelik istemleri aynı zamanda adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsamaktadır. Davanın bu şekilde hukuki nitelendirilmesinin yapılmasının gerekliliği karşısında mahkemece adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmelidir... ” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Söz konusu bozma ilamı uyarınca mahkemece; davanın kısmen kabulü ile taraflar arasındaki 27/04/2004 tarihli adi ortaklığın feshine, bilirkişi tarafından düzenlenen 30/06/2015 tarihli rapor ile 02/02/2016 tarihli ek tasfiye raporu uyarınca belirlenen 7.579,00 TL alacağın tasfiye tarihi olarak kabul edilen 28/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının kabul edilen temyiz itirazının incelenmesinde;
Mahkemece; tasfiye sonucu belirlenen alacağa karar tarihi tasfiye tarihi olarak belirlenerek faiz başlangıcına hükmedilmiştir. Bozma öncesi verilen hükümde dava tarihinden itibaren faize hükmedildiği, faiz başlangıcının bozma konusu yapılmayarak kesinleştiği anlaşıldığından dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar tarihinden faize hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3- Davalının kabul edilen temyiz itirazının incelenmesinde;
Hükme ve tasfiyeye esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre; 50 adet kazan bedeli olarak 10.000,00 TL karşılığı 7 adet çek verildiğinin kabul edilmesi karşısında karşılıksız çıkan 1.500,00 TL çek bedelinin 10.000,00 TL kazan bedeli ile birlikte alacak kalemine eklenerek mükerrer hesaplama yapıldığı görülmektedir. halde mahkemece; 50 adet kılıflanmış kazan bedeli 10.000,00 TL yönünden verilen çeklerden karşılıksız çıkan 1.500,00 TL çekin alacak kalemine eklenmeden hesaplanacak bedele hükmedilmesi gerekirken; yazılı şekilde mükerrer hesaplamaya dayalı belirlenen bedele hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına, üçüncü bentte açıklana nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.