14. Hukuk Dairesi 2018/2311 E. , 2018/8254 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.06.2005 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil (kadastral parselin ihyası) talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.12.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve ihbar olunan vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, kayden malik olduğu taşınmazların ... Belediyesinin yaptığı imar uygulaması sonucu 4438 ada 32 sayılı imar parseline gittiğini, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek ... kaydının iptali, 1561 ada 3, 5, 6, 7, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 44 sayılı kök parsele dönülmesi ve adına tescil isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, "davalı taşınmazın dava tarihinden sonra yeniden bir imar uygulamasına tabi tutularak tapuya tescil edildiğinden davanın konusuz kaldığından bahisle hüküm kurulmasına yer olmadığına" dair verilen ilk karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 01.02.2012 tarihli ve 2012/312 Esas,- 685 Karar sayılı ilamı ile "son olarak yapılan imar uygulamasına ilişkin idari işlemin iptali amacıyla davacı kurum tarafından açılan davada davanın kabulüne karar verilerek temyiz aşamasında olduğu, idari davanın sonucunun beklenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi" gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ve idare mahkemelerince verilen iptal kararları doğrultusunda yeniden imar düzenlemesi ve uygulaması yapılmakta oluşu karşısında davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce “...İmar parsellerinin hukuki dayanağını (illetini) teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilip kesinleşmesi ile imar parsellerinin TMK"nın 1025. maddesinde öngörülen yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Buna göre kadastral parsellerin gittileri olan imar çap kayıtlarının iptal edilip eski kadastral parsellerin geometrik ve mülkiyet durumunun yeniden ihyasına karar verilmesi gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır.
Davacı kurum tarafından ... 2. İdare Mahkemesinin 2009/1425 Esas Sayılı açılan davada ... Belediye Encümeninin 18.10.2006 tarihli ve 2693 sayılı kararı ile yapılan arsa ve arazi düzenlemesine ilişkin işlemin iptaline karar verildiği temyiz ve karar düzeltme talepleri reddedilerek kesinleştiği, böylece imar parselinin hukuki dayanaktan yoksun hale geldiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, davacının kadastral parselinin ihyası sureti ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken belediyece yeniden imar uygulaması yapılacağından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir." şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili ile ihbar olunan vekili temyiz etmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; ... sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve Türk Medeni Kanunu"nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan ... kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının ... kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
Öte yandan, imar işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası isteğine ilişkin bu davalarda, taraflar arasında mülkiyet ihtilafının bulunmadığı; davacının talebinin kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gözetilerek, hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile vekalet ücretinin maktu olması ve ayrıca yargılama gideri ve bu giderlerden sayılan vekalet ücretinden iptal edilen idari işlemi yapan davalı ..."nin sorumlu tutulması gerekir.
6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m. 26/1)
Somut olaya gelince; mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen 11.01.2016 tarihli fen bilirkişi raporu ve eki krokisine göre ... Mahallesi 4436 ada 47 parsel, ... mahallesi 4436 ada 47 parsel ile 4438 ada 33, 34, 35, 38 ve 47 imar parselleri ile yol olarak gösterilen kısımların dava konusu kadastral parsellerin içinde kaldığı belirtilmiş olup hükmün infaza elverişli olabilmesi için ihyası istenilen kadastral parsel üzerinde oluşturulan imar parsellerinin açıkça belirtilip bu kısmın ... kaydının iptali ile yine yol ve park alanları da açıkça belirtilerek bu bölümleri de kapsayacak şekilde kadastral parselin ihyası ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere infaza elverişsiz biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
26.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.