1. Hukuk Dairesi 2014/2406 E. , 2015/1366 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SALİHLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/10/2013
NUMARASI : 2011/734-2013/748
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, hukuki ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, 90 yaşında olup, eşinin rahatsızlığı nedeniyle 4-5 yıldır yalnız yaşadığını, davalının, yaşlılığından faydalanarak kandırmak suretiyle 258 ada 2 parsel sayılı taşınmazını ölünceye kadar bakma akdiyle adına tescil ettirdiğini, tapu devrinden sonra bakım borcunu yerine getirmediğini, uygunsuz bir yaşam sürdürdüğünü, ayrıca temlik tarihinde yapılan işlemi idrak edebilecek durumda da olmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Davalı, davacıya 8 yıl baktığını, son 3 yıldır da davacı ile aynı evde kalmak suretiyle tüm bakımını yaptığını, davacının bir takım masraflarını karşıladığını, tapu devrini öğrenen çocuklarının baskısıyla bu davanın açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
258 ada 2 parsel sayılı taşınmaz davacıya aitken ½ payının çıplak mülkiyetinin 30.09.2011 tarihinde; geri kalan ½ payın da 23.09.2011 tarihinde ölünceye kadar bakma akdiyle davalı A.. Ş.."e devredildiği kayden sabittir.
Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Türk Medeni Kanununun (TMK) “fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir” biçimindeki 9. maddesi hükmüyle şahsın hak elde edebilmesi, borç (yükümlülük ) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlamış. 10. maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin (reşit) olmayı kabul ederek “ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.” hükmünü getirmiştir. “Ayırtım gücü” eylem ve işlev ehliyeti olarak da tarif edilerek, aynı yasanın 13. maddesinde “yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk yada bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, söz konusu yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır.
Hemen belirtmek gerekir ki, TMK"nin 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından, karşı tarafın iyiniyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. Bu ilke 11.6.1941 tarih 4/21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da aynen benimsenmiştir.
Yukarıda sözü edilen ilkelerin ve yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında; bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve malvarlığı hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar.
Bu durumda, tarafların gösterecekleri tüm delillerin toplanılması, tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta gözlem (müşahede) kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 282. maddesinde belirtildiği gibi bilirkişinin “oy ve görüşü” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
Hele ayırt etme gücünün nispi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen TMK"nin 409/2. maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür.
Somut olayda; davacı, ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenlerine dayalı olarak eldeki davayı açmış, ise de UYAP ortamında davacıya ait nüfus kaydının incelenmesinde davacının karar tarihinden sonra 12.05.2014 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.
Öte yandan, mahkemece hukuki ehliyetsizlik iddiası konusunda bir araştırma yapılmamıştır.
O halde, öncelikle davacının tüm mirasçılarının davada yer almalarının sağlanması ondan sonra hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek incelenmesi, tarafların bu yönde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, varsa davacıya ait sağlık kurulu raporları,hasta müşahade kayıtları, reçetelerin vs. istenmesi, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, akit tarihlerinde davacının ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetli olduğunun belirlenmesi halinde hile iddiasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi kabule göre de taşınmazın değeri üzerinden yargılama sırasında noksan harç tamamlandığına göre bu miktar üzerinden davalı lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de isabetsizdir.
Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.