Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1160
Karar No: 2018/8261
Karar Tarihi: 27.11.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/1160 Esas 2018/8261 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, imar uygulamasının iptali nedeniyle kök parselin ihyası ya da tazminat istemiştir. Davacının iddiasına göre, belediye hissesi olan bir kısım yol fazlalarının bedeli karşılığında taşınmazın diğer paydaşlarına satılmış ve neticeten 5699, 5700, 5701, 5702, 5703, 5704, 5705, 5706, 5707 ve 5708 parsel numaraları ile imar parsellerinin tapuya tescil edilmiştir. Ancak, bu imar uygulamasına esas encümen kararı idari yargı yerince iptal edilmiştir. Davacı, bu nedenle dava konusu taşınmazların eski haliyle davalı malikleri adına tescili suretiyle eski hale ihyasını talep etmiştir. Davalılar ise davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, verilen kesin süre içerisinde eksik harcın tamamlanmamasından dolayı davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Ancak davalarda taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğundan, hüküm altına alınması gereken karar ilam harcı maktu olması gerekmektedir. Bu nedenle mahkemenin kesin süre gereğince verdiği karar hatalıdır ve kararın bozulması gerekmektedir.
Kanun maddeleri:
-Türk Medeni Kanunu Madde 1025: Tescilin irtifak
14. Hukuk Dairesi         2016/1160 E.  ,  2018/8261 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.06.2012 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 27.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kök parselin ihyası ya da tazminat isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, 911, 912, 913, 914, 915, 916, 917, 919, 920 ve 921 parsel sayılı taşınmazlarda maliklerinin talebi üzerine ... Belediyesi"nin 18.03.2008 tarihli ve 40 sayılı encümen kararı doğrultusunda imar uygulaması yapıldığını, imar uygulaması sonucu belediye hissesi olan bir kısım yol fazlalarının bedeli karşılığında taşınmazın diğer paydaşlarına satıldığını, neticeten 5699, 5700, 5701, 5702, 5703, 5704, 5705, 5706, 5707 ve 5708 parsel numaraları ile imar parsellerinin tapuya tescil edildiğini, ancak anılan imar uygulamasına esas encümen kararının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek davacı ... tarafından satış bedelinin iade edilmesi karşılığı dava konusu taşınmazların tevhid edilen kısımlarının kaldırılarak ... kaydının iptali ile gayrimenkullerin eski haliyle davalı malikleri adına tescili suretiyle eski hale ihyasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar ... ve ... vekili, dava açılmasına davacı sebebiyet verdiğinden yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılması suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini istemiş; diğer davalılar davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, verilen kesin süre içerisinde eksik harcın tamamlanmaması nedeniyle 24.12.2013 tarihli celsede dosyanın işlemden kaldırılmasına, harcın işlemden kaldırma tarihinden itibaren de süresinde yatırılmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki; ... sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
    O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve TMK"nin 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan ... kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının ... kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
    Öte yandan; kadastral parselin ihyasına ilişkin davalarda taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğuna göre hüküm altına alınmasına gereken karar ilam harcı ile vekalet ücretinin maktu olması gerekmektedir.
    Somut olayda; davacı yan sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanaksız hale geldiği ve sicil kayıtlarının yolsuz tescil durumuna düştüğünü ileri sürerek kadastral parselin ihyasına ilişkin eldeki davayı açmış; mahkemece, yapılan keşif sonucu bilirkişilerce belirlenen taşınmaz değeri üzerinden eksik harcın tamamlanması için davacı vekiline, sonuçları ihtar edilerek 07.11.2013 tarihli celsede kesin süre verilmiş ve verilen kesin süre gereği yerine getirilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de yukarıda değinildiği üzere kadastral parselin ihyasına ilişkin davalarda taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğuna göre hüküm altına alınması gereken karar ilam harcı maktu olması gerektiğinden verilen kesin sürenin usulüne uygun olmadığı mahkemece harç tamamlanmaksızın işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi