20. Hukuk Dairesi 2020/50 E. , 2020/709 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Alacak istemine ilişkin olarak açılan davada İstanbul 4. Sulh hukuk ve Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik- görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taşınır kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesince, dosya içerisinde bulunan taraflar arasında yapılan kira sözleşmesinin incelenmesinde "sözleşmenin 26. maddesinde yetkili mahkemenin belirlendiği bu maddeye göre kiralayan ile kiracı iş bu sözleşmeden doğacak her türlü uyuşmazlığın hal merciinin İstanbul merkez mahkeme ve icra dairelerinin kabul ve taahhüt ederler" şeklinde anlaştıkları görülmüştür. HMK"nın 17. maddesinde yetki sözleşmesi düzenlenmiştir, bu maddeye göre "Tacirler veya kamu tüzel kişiler aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" şeklinde düzenleme yapılmıştır. Açıklanan nedenlerle tarafların tacir olduğu ve aralarında çıkacak herhangi bir uyuşmazlık nedeniyle kira sözleşmesinde yetkili mahkeme ve icra dairelerini belirledikleri ve bu belirleme ile İstanbul Merkez Adliyesini yetkili kıldıkları gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesince, taraflar hen ne kadar HMK"nın 17. maddesine göre geçerli bir yetki sözleşmesi yapmış iseler de yetki itirazı cevap dilekçesi ile yapılmadıkça mahkemece resen değerlendirilemez. Somut olayda cevap dilekçesi verilmediği, davalıların böyle bir ilk itirazda bulunmadığı, kesin yetkinin bulunmadığı anlaşılmakla yetkili mahkemenin Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesinde "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır." düzenlemesi yer almaktadır.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK"nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni
düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
Mahkemece re"sen yetkisizlik kararı verilebilecek haller, dava şartı olan, kesin yetki halleridir. HMK"nın 18. maddesi kesin yetkinin olduğu hallerde tarafların yetki sözleşmesi yapamayacaklarını açıkca düzenlemiştir. Bu nedenle yetki sözleşmesi kesin yetkinin olduğu hallerde yapılamaz. Yetki sözleşmesinin yapılmış olması da resen yetkisizlik kararı verilebilecek hallerden değildir. (11. HD 2016/15056 -2017/319 vb)
Somut olayda, kesin yetki durumu bulunmadığından ve taraflar yetki itirazı ileri sürmediğinden, davanın ilk açıldığı Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesi yetkili hale gelmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesince görülüp çözümlenmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.