3. Hukuk Dairesi 2016/18776 E. , 2018/5071 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, hükmün tashihine yönelik 19.09.2016 tarihli ek kararın davacı vekili, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 05.01.1997 tarihli çeyiz senedindeki eşyaların, muhtelif kıyafetlerin ve sandık içi çeyizi ile her biri 30 gram olan 10 adet bileziğin ve altın setin davalıların uhdesinde kaldığını, davalı ... ile evlendiğinde davalı ..."in altınları alarak annesi davalı ..."e ait kasaya koyduğunu, daha sonra davalıların ev taksidi için söz konusu altınları harcadığını söylediklerini, bu nedenle altınları bir daha görmediğini, çeyiz eşyaları ve altınların aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde 20.500 TL"nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 21.125,00 TL"ye yükseltmiştir.Davalılar; dava konusu eşyaların bir kısmının eskidiğini, yerine yenilerinin alındığını, bir kısmının ise halen mevcut olduğunu, yatak odası ve buzdolabının sonradan değiştirildiğinden talep hakkının bulunmadığını, koltuk, çamaşır makinesi, sony marka televizyon, kanepe, süpürge, ocak, halı, yün yatak, vitrin ile her biri 10 gram olan 8 adet bileziği iade etmeye hazır olduğunu, sandık içi eşyalar ile kişisel kıyafetlerin davacıda bulunduğunu ve davacının ikinci el eşyalar için istediği bedelin fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.Mahkemece; eşya talebi yönünden, davanın kabulüne karar verilerek hükümde çeyiz senedinde yazılı eşyaların cins ve nitelikleri tek tek belirtilip aynen veya dava tarihindeki değerlerinin dava tarihinden (ıslah edilen kısım yönünden ıslah tarihinden) itibaren işleyecek
yasal faizi ile birlikte tahsiline, ziynet talebi yönünden ise davanın kısmen kabulü ile bilirkişi raporunda cins, nitelik ve gramları tek tek belirtilen ziynet eşyalarının davacıya aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan alınıp davacıya verilmesine, davacının muhtelif kıyafetler ve sandık içi çeyiz eşyaları talebinin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davalı vekilinin karardan sonra mahkemeye sunduğu 24.11.2015 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda hesaplanan bedelin her biri 18 gram 10 adet bilezik için olduğu belirtilerek yanlış yazılan gram bedelinin düzeltilmesine ilişkin tashih talebinde bulunulmuş, mahkemece verilen hükmün tashihine yönelik 19.09.2016 tarihli ek karar ile "10 adet altın burma bileziğin her biri 10 gram olmak üzere aynen veya dava tarihindeki bu bileziklerin toplam değeri olan 7.260,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile" şeklinde karar verilmiş, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti tashih kararı ile değiştirilen kabul oranına göre yeniden hesaplanmış, anılan hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin tashih kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6100 sayılı HMK"nun hükmün tashihi başlıklı 304.maddesi “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece re"sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir." hükmünü içermektedir. Söz konusu madde hükmüne göre tashih yolu ile hüküm fıkrasının sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği hususu gayet açıktır. Mahkemece gerekçeli karar verilip dosyadan el çekildikten sonra davanın esasını değişterecek şekilde tashih kararı verilmesi 6100 sayılı HMK"nun 304. maddesine aykırılık teşkil etmekte olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekmektedir.
Asıl Karara yönelik tarafların temyiz itirazlarına gelince;
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3-Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur. İİK"nun 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir.Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan 25.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu bileziklerin her birinin gramı 18 olarak belirlendiği ve buna göre hesaplama yapıldığı ve mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilmesine rağmen, bileziklerin mutad durumlar gereği 10"ar gram olacağı kabul edilerek hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.O halde, mahkemece; hüküm altına alınan ziynet eşyalarının gram, ayar ve niteliklerinin tespiti için deliller değerlendirilip, ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilerek ve davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılması (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmeden taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde HMK"nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.4-Bozma nedenine göre davacının yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle tashih kararının davacı yararına, üçüncü bendde açıklanan nedenlerle asıl hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, dördüncü bendde açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme kapalı olmak üzere, 10.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.