Abaküs Yazılım
Danıştay 15. Daire Başkanlığı
Esas No: 2013/10311
Karar No: 2017/6227
Karar Tarihi: 01.11.2017

Danıştay Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2013/10311 Esas 2017/6227 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/10311
Karar No : 2017/6227

Davacı :
Vekili :
Davalı :
Vekili :
Davanın Özeti : 11.06.2009 tarih ve 27255 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Karayolu Taşıma Yönetmeliği'nin 8. maddesinin 2. fıkrasının; yetki belgesini aldıktan sonra aracı aldığı ve aracın belgeye eklenmediği, verilen idari para cezasının dayanağının aracı yetki belgesine kaydettirmemeye yaptırım öngören Yönetmelik maddesi olduğu, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nda yetki belgesi almadan faaliyette bulunanlar için yaptırım öngörülmüş iken Yönetmelikte Kanunun çizdiği sınır genişletilerek taşıtı belgeye kaydettirmeme fiili için de yaptırım düzenlendiği, bu düzenlemenin cezaların yasallığı ilkesine aykırılık teşkil ettiği ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Davanın süresinde açılmadığı 3348 sayılı Kanun ile 4925 sayılı Kanunda verilen yetkiler çerçevesinde Bakanlıkça düzenleme yapıldığı, 4925 sayılı Kanunun 5. maddesinde araçların taşıt belgesinde kayıtlı olduğunu gösteren taşıt kartlarının verileceğinin hüküm altına alındığı, 34. maddede taşıt belgelerine ilişkin yönetmelikle düzenleme yapma konusunda kendilerine yetki verildiği, taşımacılık faaliyetindeki düzen ve güvenliğin sağlanması amacıyla düzenleme yapıldığı, hizmet türüne göre mevzuatta belirlenen yetki belgelerinin alınması, taşıtların yetki belgesine eklenmesi ve eklenen taşıtlara da taşıt kartı verilmesinin düzenlendiği, böylece yetki belgesi sahiplerinin belgelerinin kapsamı dışında faaliyette bulunmalarının engelleneceği, taşıtların yetki belgesine kaydettirilmesinin, kullanılacakları taşıma faaliyetinin belirlenmesi ve faaliyet alanının belirlenmesi açısından büyük önem taşıdığı, taşıtların hangi yetki belgesi sahibinin sorumluluğunda ve kapsamında faaliyet gösterdiğinin bu sayede anlaşılabildiği, bu anlamda yetki belgesine kaydedilmeden aracın kullanılmasının faaliyet alnı belirlenmeden taşımacılık faaliyeti yürütüldüğünü gösterdiği, bu hususun da Kanuna aykırılık teşkil ettiği, Yönetmelikte yeni bir ceza ihdas edilmediği, uygulamaya yönelik açıklama yapıldığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : 4925 sayılı Kanunun 26. maddesinde yalnızca yetki belgesi olmaksızın taşımacılık faaliyetinde bulunanlar için yaptırım öngörülmüş iken dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasında Kanunun kapsamının genişletildiği, yetki belgesi olmasına rağmen taşıtını yetki belgesine kaydettirmeyenler için de aynı idari para cezasının uygulanmasının öngörüldüğü, öngörülen yaptırımla ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir dengenin bulunmadığı, bu nedenle Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan (c) ibaresinin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava, 11.6.2009 tarih ve 27255 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Karayolu Taşıma Yönetmeliği'nin 8. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
Her ne kadar, Karayolu Taşıma Yönetmeliği'nin 8. maddesinin 2. fıkrası, 23.10.2012 tarih ve 28450 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 4. maddesi ile yeniden düzenlenmişse de yeni düzenlemenin benzer hükümler içermesi ve yürürlükten kalkan düzenlemeye dayalı olarak uygulama işlemi tesis edilmesi karşısında, uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekmektedir.
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan 3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Ulaştırma Bakanlığının görevleri" başlıklı 2. maddesinin (a) bendinde; ulaştırma ve haberleşme iş ve hizmetlerinin, karayolu yapımı ve teçhizatı ile ilgili hususlar hariç ve Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükümleri saklı kalmak üzere teknik, ekonomik ve sosyal ihtiyaçlara, kamu yararına ve milli güvenlik amaçlarına uygun olarak kurulmasını, geliştirilmesini ve bu hizmetlerin birbirini tamamlayıcı şekilde yürütülmesini sağlayacak esasları tespit etmek, Telekomünikasyon Kurumunun görev ve yetkileri saklı kalmak kaydıyla ve uygulanmasını takip etmek ve denetlemek, (b) bendinde; ulaştırma ve haberleşme talep ve ihtiyaçlarını tespit etmek ve planlamak, (d) bendinde; ulaştırma ve haberleşme işlerinde Karayolları Trafik Kanunu hükümleri saklı kalmak üzere kamu düzenini, can ve mal güvenliğini sağlayacak şekilde tedbirler almak, aldırtmak ve uygulanmasını takip etmek ve denetlemek, Ulaştırma Bakanlığının görevleri arasında sayılmış olup, Kanunun "Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü" başlıklı 10. maddesinin (a) bendinde; demiryolu taşımaları ile belediye sınırları dışındaki karayolları üzerinde yapılan karayolu taşımalarının ekonomik, teknik, sosyal ve milli güvenlik ihtiyaç ve amaçlarına uygun olarak yapılmasının ve bu hizmetlerin diğer ulaştırma hizmetlerine intibakını sağlayıcı tedbirleri almanın Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğünün görevleri arasında olduğu, aynı maddenin (c) bendinde ise; karayolu taşıma faaliyetinde bulunacak taşımacı, acente ve komisyoncuların yeterlilik şartlarını düzenleme, gereken hallerde yetki belgesi verme ve denetleme görevinin Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü'ne ait olduğu, 35. maddesinde ise; Bakanlığın, kanunla yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetleri tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve diğer idari metinlerle düzenlemekle görevli ve yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nun 1. maddesinde; Kanunun, karayolu taşımalarının ülke ekonomisinin gerektirdiği şekilde düzenlenmesi, taşımada düzen ve güvenliğin sağlanması, taşımacı, acente ve taşıma işleri komisyoncuları ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği ve benzeri hizmetlerin şartlarının belirlenmesi, taşıma işlerinde istihdam edilenlerin niteliklerinin, haklarının ve sorumluluklarının saptanması, karayolu taşımalarının diğer taşıma sistemleri ile birlikte ve birbirini tamamlayıcı olarak hizmet vermesi ve mevcut imkânların daha yararlı bir şekilde kullanılmasının sağlanması amacıyla çıkarıldığı, 2. maddesinde; Kanunun, kamuya açık karayolunda motorlu taşıtlarla yapılan yolcu ve eşya taşımalarını, taşımacıları, taşıma acentelerini, taşıma işleri komisyoncularını, nakliyat ambarı ve kargo işletmecilerini taşıma işlerinde çalışanlar ile taşımalarda yararlanılan her türlü taşıt, araç, gereç, yapıları ve benzerlerini kapsadığı, 5. maddesinin birinci fıkrasında; taşımacılık, acentelik ve taşıma işleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yapılabilmesi için Bakanlıktan yetki belgesi alınmasının zorunlu olduğu, ikinci fıkrasında; taşımacılık, acentelik ve taşıma işleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yetki belgesi alınabilmesi için taşıma işleri işletmecilerinin mesleki saygınlık, mali yeterlilik ve mesleki yeterliliğe sahip olması gerektiği, bu maddeye ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği, üçüncü fıkrasında; taşımacılara, yetki belgesinden ayrı olarak taşımalarda kullanılacak taşıtların niteliğini ve sayısını gösteren taşıt belgesi ile taşımacının taşıt belgesinde kayıtlı her taşıt için düzenlenen ve taşıtta bulunması gereken taşıt kartı verileceği, dördüncü fıkrasında; taşıma işleri işletmecilerinin sayısı, yolcu ve eşya kapasitesi, taşıtların
durumu, güvenlik veya benzeri nedenlerle Bakanlığın yetki belgelerinin verilmesinde sınırlamalar ve yeni düzenlemeler getirebileceği, 26. maddesinin (a) bendinin birinci fıkrasında; yetki belgesi olduğu halde taşıtını yetki belgesine kaydettirmeden kullananlara idari para cezası verileceği, 34. maddesinde ise; bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren altı ay içinde taşımacılık, acente ve taşıma işleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yapmak isteyen gerçek ve tüzel kişilerde aranacak şartlar, verilecek yetki belgeleri ve taşıt belgeleri, her belge türü için gerekli olan taşıt kapasiteleri, taşıtların yaşı, nitelikleri, istiap hadleri ve terminal hizmetlerinde öngörülecek hususları düzenleyen yönetmeliklerin Bakanlıkça hazırlanarak Resmî Gazetede yayımlanacağı belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen mevzuata dayalı olarak çıkarılan Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 8. maddesinin 2. fıkrasında, taşıt belgesine kaydedilmeyen taşıtlar ile Yönetmelik kapsamında faaliyette bulunanlara Kanunun 26 ncı maddesine göre idari para cezası uygulanacağı öngörülmüştür.
Karayolu Taşıma Kanununun 5. maddesinde, taşımacılık yapılabilmesi için yetki belgesi alınmasının zorunlu olduğu, taşımacılara, yetki belgesinden ayrı olarak taşımalarda kullanılacak taşıtların niteliğini ve sayısını gösteren taşıt belgesi ile taşımacının taşıt belgesinde kayıtlı her taşıt için düzenlenen ve taşıtta bulunması gereken taşıt kartı verileceği kurala bağlanmıştır.
Buna göre, taşımacılıkta düzenin ve güvenliğin sağlanması amacıyla taşımacılık faaliyetinde bulunulabilmesi için yetki belgesi alınması gerektiği gibi, taşımacılık yapılan aracın da yetki belgesi ekine kayıtlı olması gerekmektedir.
Bu durumda, yetki belgesi ekine kayıtlı olmayan araçlarla taşımacılık yapılması halinde, idari para cezası uygulanmasını öngören düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce, davalı idarenin usule ilişkin itirazı yerinde görülmeyerek, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü:
Dava, 11.06.2009 tarih ve 27255 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Karayolu Taşıma Yönetmeliği'nin 8. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafından Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasının tamamının iptali istenilmiş ise de dosyanın incelenmesinden, davacının iddialarının 2. fıkranın yalnızca "(c)" ibaresine yönelik olduğu görüldüğünden istem bu ibare ile sınırlı olarak incelenerek işin esasına geçildi.
Dava konusu Yönetmeliğin düzenlenme tarihinde yürürlükte bulunan 3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Ulaştırma Bakanlığının görevleri" başlıklı 2. maddesinin (a) bendinde; ulaştırma ve haberleşme iş ve hizmetlerinin, karayolu yapımı ve teçhizatı ile ilgili hususlar hariç ve Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükümleri saklı kalmak üzere teknik, ekonomik ve sosyal ihtiyaçlara, kamu yararına ve milli güvenlik amaçlarına uygun olarak kurulmasını, geliştirilmesini ve bu hizmetlerin birbirini tamamlayıcı şekilde yürütülmesini sağlayacak esasları tespit etmek Ulaştırma Bakanlığının görevleri arasında sayılmış olup, Kanunun "Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü" başlıklı 10. maddesinin (d) bendinde; karayolu taşımacılığında kamu ve özel sektör tarafından yürütülen faaliyetlerin kamu yararı ve piyasa ihtiyaçlarına göre gelişmesini sağlayıcı tedbirleri almak, gerektiğinde taban ve tavan fiyatlarını tespit etmek ve uygulamayı denetlemek, (e) bendinde; karayolu ve demiryolu ulaştırmasında güvenli, kaliteli ve ekonomik hizmet sunmak için tedbirler almak veya aldırtmak görevinin Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü'ne ait olduğu, 35. maddesinde ise; Bakanlığın, kanunla yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetleri tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve diğer idari metinlerle düzenlemekle görevli ve yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nun "Amaç" başlıklı 1. maddesinde; Kanunun, karayolu taşımalarının ülke ekonomisinin gerektirdiği şekilde düzenlenmesi, taşımada düzen ve güvenliğin sağlanması, taşımacı, acente ve taşıma işleri komisyoncuları ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği ve benzeri hizmetlerin şartlarının belirlenmesi, taşıma işlerinde istihdam edilenlerin niteliklerinin, haklarının ve sorumluluklarının saptanması, karayolu taşımalarının diğer taşıma sistemleri ile birlikte ve birbirini tamamlayıcı olarak hizmet vermesi ve mevcut imkânların daha yararlı bir şekilde kullanılmasının sağlanması amacıyla çıkarıldığı, "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde; Kanunun, kamuya açık karayolunda motorlu taşıtlarla yapılan yolcu ve eşya taşımalarını, taşımacıları, taşıma acentelerini, taşıma işleri komisyoncularını, nakliyat ambarı ve kargo işletmecilerini taşıma işlerinde çalışanlar ile taşımalarda yararlanılan her türlü taşıt, araç, gereç, yapıları ve benzerlerini kapsadığı, "Yetki belgesi alma zorunluluğu ve taşıma hizmeti" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında; taşımacılık, acentelik ve taşıma işleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yapılabilmesi için Bakanlıktan yetki belgesi alınmasının zorunlu olduğu, 2. fıkrasında; taşımacılık, acentelik ve taşıma işleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yetki belgesi alınabilmesi için taşıma işleri işletmecilerinin mesleki saygınlık, mali yeterlilik ve mesleki yeterliliğe sahip olması gerektiği, bu maddeye ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği, 3. fıkrasında; taşımacılara, yetki belgesinden ayrı olarak taşımalarda kullanılacak taşıtların niteliğini ve sayısını gösteren taşıt belgesi ile taşımacının taşıt belgesinde kayıtlı her taşıt için düzenlenen ve taşıtta bulunması gereken taşıt kartı verileceği hükmü yer almaktadır.
Anılan Kanunun 02.08.2013 tarihli değişiklikten önceki "İdarî para cezaları" başlıklı 26. maddesinin (a) bendinde ise bu Kanunun; 5 inci maddesine göre yetki belgesi almadan taşıma işinde faaliyette bulunanlara beşmilyar lira idari para cezası verileceği hükmüne yer verilmiştir.
4925 sayılı Kanuna dayanılarak 11.06.2009 tarih ve 27255 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolu Taşıma Yönetmeliği'nin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinde 4925 sayılı Kanunda belirtilen tanımlara ek olarak bu Yönetmelikte geçen taşıt belgesinin yetki belgesi sahibinin kullanacağı taşıtların niteliğini ve sayısını liste halinde gösteren, yetki belgesinden ayrı ve yetki belgesinin eki olarak düzenlenen belgeyi, taşıt kartının bir taşıtın yalnız bir yetki belgesinde kayıtlı olduğunu ve bu yetki belgesi altında çalıştırılabileceğini gösteren belgeyi, yetki belgesinin bu Yönetmelik kapsamında bir faaliyette bulunacak gerçek ve tüzel kişilere çalışma izni veren ve Bakanlıkça düzenlenen belgeyi ifade ettiği düzenlenmiştir.
Yönetmeliğin "Mevzuata uygun taşımacılık faaliyeti yapılması ve yasaklar" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında karayolu taşımacılık faaliyetlerinin ikili ve çok taraflı uluslararası anlaşma ve sözleşmelere, Kanuna, bu Yönetmeliğe ve ilgili diğer mevzuata uygun olarak gerçekleştirilmesinin esas olduğu belirtilerek (c) bendinde; taşıt belgesine kaydedilmeyen taşıtların, bu Yönetmelik kapsamındaki faaliyetlerde kullanılamayacağı yasağı getirilmiş, anılan maddenin dava konusu 2. fıkrasında ise; "Birinci fıkranın (a), (b), (c), (ç) ve (ğ) bentlerine aykırı hareket edenlere her bent için Kanunun 26 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin birinci cümlesinde belirtilen; (d) ve (e) bentlerine aykırı hareket edenlere her bent için Kanunun 26 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen idari para cezaları uygulanır." kuralı getirilmiştir.
Yukarıda aktarılan mevzuat incelendiğinde, dava konusu Yönetmelik tarihinde yürürlükte olan 4925 sayılı Kanunun 26. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde kanun koyucu tarafından idari para cezası yaptırımını gerektiren fiiller açık olarak sayılmış ve sınırları belirlenmiş, Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasında, Kanunda yaptırıma bağlanan yetki belgesiz taşımacılık yapma fiilinden ayrı bir fiil olarak yetki belgesi olmasına rağmen taşıt belgesine kaydedilmiş taşıtın taşımacılıkta kullanılmasında Kanuna atıf yapılarak aynı cezanın uygulanması öngörülmüştür.
Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğu belirtilmiş ve Anayasa Mahkemesi kararlarında hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuk güvenliğini gerçekleştiren, Anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet olarak tanımlanmıştır.
Hukuk devletinin sağlamakla yükümlü olduğu hukuki güvenlik ilkesi ise, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yaptığı düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılan ve temel hak güvencelerinde korunan ortak değerdir.
Ayrıca, hukuk devletinde, idareye tanınan takdir yetkisi mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlıdır ve takdir yetkisine dayalı olarak tesis edilen işlemlerin hukuken geçerli sebeplere dayanması gerekmektedir.
Kanun koyucu ve idareler, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle de bağlıdır. Bu ilke ise, “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Bir kurala uyulmaması nedeniyle kanun koyucu veya idareler tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da “ölçülülük ilkesi” gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur.
Bu itibarla, 4925 sayılı Kanunun 26. maddesiyle yalnızca yetki belgesi almadan taşıma faaliyetinde bulunanlara idari para cezası uygulanacağı hususu yoruma açık olmaksızın belirlenmiş iken dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasında ise taşımacılıkta kullandığı taşıtını taşıt kartına kaydetmeyen yetki belgesi sahipleri için de uygulanacak idari para cezası için kanuni sınırlar genişletilip anılan Kanunun 26. maddesine atıf yapılarak aynı ağırlıkta olmayan iki fiil için aynı yaptırımın öngörüldüğü, bu haliyle ulaşılmak istenen amaç ile yaptırım arasında makul bir dengenin bulunmadığı, bu dengenin sağlanabilmesi için ise mevzuata aykırı fiillerin ağırlığına göre bir yaptırım sisteminin uygulanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Ayrıca dava konusu düzenlemeyle öngörülen yaptırımın, davacı gibi Yönetmelik kapsamında geçerli yetki belgesi olmasına rağmen taşıtını taşıt belgesine kaydettirmeyenler açısından geçerli bir yetki belgesi bulunmaksızın taşımacılık yapanlar karşısında hakkaniyete aykırı uygulamalara yol açacağı muhakkaktır.
Bu nedenle öngörülen yaptırımla ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir dengenin bulunmadığı, bu durumun ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil eden dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan (c) ibaresinde hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine uyarlık bulunmamaktadır.
Nitekim 02.08.2013 tarih ve 28726 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6495 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 32. maddesiyle 4925 sayılı Kanunun 26. maddesinin (a) bendinde değişiklik yapılarak "5 inci maddesine göre yetki belgesi almadan veya yetki belgesi aldığı halde yetki belgesi kapsamına uygun olmayan faaliyetlerde bulunanlara bin Türk Lirası, yetki belgesi olduğu halde taşıtını yetki belgesine kaydettirmeden kullananlara beş yüz Türk Lirası idari para cezası verilir ve aynı kabahat için 48 saat geçmeden ikinci bir ceza verilmez. " hükmü getirilerek yetki belgesi olduğu halde taşıtını taşıt belgesine kaydettirmeyenler için uygulanacak yaptırıma Kanunda yer verilerek bu fiil için yetki belgesi olmaksızın taşımacılık yapanlar için öngörülen idari para cezasından daha az idari para cezası verileceğinin hüküm altına alındığı görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan (c) ibaresinin İPTALİNE, aşağıda dökümü yapılan ….TL yargılama giderinin ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ….TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz isteminde bulunulabileceğinin taraflara duyurulmasına, 01/11/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.






(X) KARŞI OY :
Dava, 11.06.2009 tarih ve 27255 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Karayolu Taşıma Yönetmeliği'nin 8. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nun 5. maddesinde; taşımacılık yapılabilmesi için Bakanlıktan yetki belgesi alınmasının zorunlu olduğu, yetki belgesi alınabilmesi için taşıma işleri işletmecilerinin mesleki saygınlık, mali yeterlilik ve mesleki yeterliliğe sahip olması gerektiği, bu maddeye ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği, taşımacılara, yetki belgesinden ayrı olarak taşımalarda kullanılacak taşıtların niteliğini ve sayısını gösteren taşıt belgesi ile taşımacının taşıt belgesinde kayıtlı her taşıt için düzenlenen ve taşıtta bulunması gereken taşıt kartı verileceği hüküm altına alınmış; 02.08.2013 tarihli değişiklikten önceki "İdarî para cezaları" başlıklı 26. maddesinin (a) bendinde ise bu Kanunun; 5 inci maddesine göre yetki belgesi almadan taşıma işinde faaliyette bulunanlara beşmilyar lira idari para cezası verileceği kurala bağlanmıştır.
Dava konusu Karayolu Taşıma Yönetmeliği'nin 8. maddesin 1. fıkrasının (c) bendinde ise taşıt belgesine kaydedilmeyen taşıtların, bu Yönetmelik kapsamındaki faaliyetlerde kullanılamayacağı yasağı getirilmiş, anılan maddenin dava konusu 2. fıkrasında ise; "Birinci fıkranın (a), (b), (c), (ç) ve (ğ) bentlerine aykırı hareket edenlere her bent için Kanunun 26 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin birinci cümlesinde belirtilen; (d) ve (e) bentlerine aykırı hareket edenlere her bent için Kanunun 26 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen idari para cezaları uygulanır." kuralı getirilmiştir.
Anılan Yönetmeliğin "Yetki belgelerinin verilmesi" başlıklı 15. maddesinin 4. fıkrasında; yetki belgesi sahiplerinin faaliyetlerinde kullanacağı taşıtların, yetki belgelerinin eki taşıt belgelerine kaydedileceği, taşıt belgesi ile birlikte taşıt belgesine kaydedilen taşıtların her biri için bir taşıt kartı düzenlenerek verileceği, "Taşıtların sadece bir yetki belgesine kayıtlı olma zorunluluğu" başlıklı 26. maddesinde ise; taşıtların, sadece bir yetki belgesi eki taşıt belgesine kaydedileceği düzenlenmiştir.
Bu durumda 4925 sayılı Kanuna göre faaliyette bulunan yetki belgesi sahiplerinin mesleki ve mali yeterliliğe sahip olmaları gerektiği, yetki belgesi sahiplerinin taşıt belgesine taşıtı kaydettirmesinin bu yeterliliklerin belirlenebilmesi için gerekli olduğu görülmektedir.
Kaldı ki yukarıda aktarıldığı üzere Yönetmelikte, Kanunda yer alan taşıtların yetki belgesi eki taşıt belgesine kaydedilmesi ve her araç için taşıt kartı alınması düzenlemeleri tekrarlanmış, bu hususlar yetki belgesi kapsamında faaliyette bulunan kişiler için yükümlülük olarak düzenlenmiştir.
Bu haliyle 3348 sayılı 2 ve 10. maddelerinde teknik, ekonomik ve sosyal ihtiyaçlara, kamu yararına ve milli güvenlik amaçlarına uygun olarak kurulmasını, geliştirilmesini ve bu hizmetlerin birbirini tamamlayıcı şekilde yürütülmesini sağlayacak esasları tespit etmek ve karayolu ve demiryolu ulaştırmasında güvenli, kaliteli ve ekonomik hizmet sunmak için tedbirler almak veya aldırtmak ile görevlendirilen davalı idarece yetki belgesi kapsamında yapılan taşımacılıkta kullanılan araçların belirlenebilmesi, taşımacılıkta düzenin sağlanması amacıyla taşıt belgesine kaydetme yükümlülüğüne uymayan yetki belgesi sahipleri için öngörülen yaptırımda hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi