3. Hukuk Dairesi 2016/18901 E. , 2018/5129 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tespit-iptal davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, avukatlık yaptığını, 2 hat için 1 yıllık abonelik taahhüdünde bulunduğunu, konuşmaların kesildiğini, arayanların "ulaşılamadığı" şeklinde bant kaydı ile karşılaştığını, müşteri hizmetlerini aradığını, sözleşmeyi feshedeceğini söylediğini, taahhüt nedeni ile ceza faturası düzenleneceğinin bildirildiğini ileri sürerek sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin tespitine, 1 yıllık abonelik taahhütlerinin iptaline, tazminat davası açma hakkının saklı olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini istemiştir .Mahkemece, davacının davasının kabulüne, davacının davalı şirket ile yaptığı 25.02.2013 tarihli abonelik sözleşmelerini haklı nedenle feshettiğinin tespitine, haklı nedenle fesih nedeniyle davalı şirkete verdiği 1 yıllık abonelik taahhütlerinin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir .HMK"nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca hakim; çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakim, kendisinin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurur. Bu nedenle, bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip olması, başka bir deyişle o konuda uzmanlaşmış olması gerekir.HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin
tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Çelişkiler giderilmeden karar verilemez .Somut olayda, avukat bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda haklı nedenle feshin kanıtlanamadığı belirtilmiş, davacının itirazı üzerine alınan ve hukukçu bilirkişinin hazırladığı raporda ise hizmet nedeni ile beklenen faydayı görmeyen davacının sözleşmeyi feshetmesinin haklı olduğu belirtilmiş, davalı bu rapora itiraz etmiş, mahkemece sonra alınan rapor dayanak alınarak hüküm oluşturulmuştur.Mahkemece; konunun uzmanı olmayan bilirkişiler tarafından hazırlanan çelişkili raporlardan ikincisine dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Alınacak uzman bilirkişi raporu (bilişim uzmanı) ile raporlar arasında oluşan çelişkinin giderilerek, itirazların karşılanarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.