20. Hukuk Dairesi 2016/10327 E. , 2017/4040 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, Çalköy beldesi 2701, 2702, 2703, 2704, 2705, 2706 ve 2741 parsel sayılı taşınmazların tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, taşınmazların eski tarihli memleket haritaları ve hava fotoğraflarında kısmen orman sayılan yerlerden olduğu gibi eylemli olarak da 50-60 yaşlarında ibreli ağaçlarla kaplı olduğunu belirterek davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 5841 sayılı Kanun ile değişik 12/3. maddesi gereğince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/02/2012 tarih 2011/12641 - 2012/1426 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [5841 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 3402 sayılı Kanunun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen üçüncü tümcesinde yer alan “iddia ve taşınmazın niteliğine…” ibaresi Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararıyla iptal edilmiş olup, Anayasa Mahkemesinin aynı gün ve 2009/31-27 sayılı kararıyla da, “…bu madde ve ibarenin, uygulamasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmî Gazetede yayımlanacağı güne kadar yürürlüğünün durdurulmasına” karar verilmiş ve 02 Haziran 2011 günlü ve 27952 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesinin sözü edilen iptal kararının yürürlüğe girdiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.06.2011 gün ve 2011/1-36 Esas ve 2011/390 Karar sayılı kararında da kabul edilmiştir. Bu nedenle, Orman Yönetimi tarafından taşınmazların orman sınırları içinde orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile açılan davanın 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesindeki hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilemez.] denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulü ile, ...... beldesinde bulunan fen bilirkişileri Ali Kemal Akbulut ve Volkan Altuntaş tarafından düzenlenen 15/04/2013 tarihli rapora ekli krokide;
2701 nolu parselin 2701_A şeklinde gösterilen 5424,24 m²lik kısmı ile,
2702 nolu parselin 2702_A şeklinde gösterilen 873,13 m²lik kısmı ile,
2703 nolu parselin 2703_A şeklinde gösterilen 741,90 m²lik kısmı ile,
2704 nolu parselin 2704_A şeklinde gösterilen 729,18 m²lik kısmı ile,
2705 nolu parselin 2705_A şeklinde gösterilen 857,16 m²lik kısmı ile,
2706 nolu parselin 2706_A şeklinde gösterilen 915,99 m²lik kısmı ile,
2741 nolu parselin 2741_A şekilnde gösterilen 1156,49 m²lik kısımlarının tapularının iptali ile, orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından tapu maliki olduğu 2705, 2702, 2703 parsellere yönelik temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil davası niteliğindedir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 04/05/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.