
Esas No: 2014/7095
Karar No: 2017/6089
Karar Tarihi: 26.10.2017
Danıştay Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2014/7095 Esas 2017/6089 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/7095
Karar No : 2017/6089
Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve ... sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının, ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, ... Mezrası'nda ikamet etmekte iken yaşanan terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığını iddia ettiği zararın tazmini istemiyle 5233 sayılı Kanun uyarınca yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesi'nce; her ne kadar davacı tarafından, dava dilekçesinde ... Köyü, ... Mezrası'nda ikamet ettiği, terör nedeniyle göç ettiği ve zarara uğradığı iddia edilmekte ise de; 28/05/2008 tarihli davalı idareye yapılan başvuru dilekçesinde ... Köyü, ... Mezrası için zarara uğranıldığının belirtildiği görülmüş olup, bu anlamda uyuşmazlık, hem ... Köyü, ... Mezrası, hem de ... Mezrası için değerlendirilmiş olup ... Köyü bağlısı ... ve ... Mezrası'nın terör olayları nedeniyle toplu şekilde boşalmaması/boşaltılmaması ve davacı tarafından da "terör eylemleri" veya "terörle mücadele kapsmında yürütülen faaliyetler" nedeniyle mal varlığına ulaşamadığına ilişkin somut herhangi bir bilgi belgenin sunulamaması karşısında, davacının 5233 sayılı Kanun hükümleri uyarınca zararının karşılanması istemiyle davalı idareye yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, adı geçen Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması
Hakkında Kanun'un 2. maddesinin (d) bendinde, terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar, Kanunun kapsamı dışında tutulmuş; aynı Kanunun 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle
mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır.
5233 sayılı Kanun'un yukarıda aktarılan maddelerinin değerlendirilmesinden; "terör eylemleri" veya "terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler" sonucunda bir yerleşim yerinin tamamen boşalmış/boşaltılmış olması nedeniyle mal varlığına ulaşamayan kişilerce uğranılan maddi zararın, sözü edilen Kanun hükümlerine göre idarece sulh yoluyla ödenmesi gerekir. Bir başka ifadeyle, bir yerleşim yerinin güvenlik nedeniyle idarece veya güvenlik kaygısıyla o yerleşim yerinde yaşayan halk tarafından "tamamen" boşaltılmış/boşalmış olması halinde, yerleşim yerinin boşaltılmasından/boşalmasından yerleşim yerine dönüşün başladığı tarihe kadar Kanunda tek tek sayılmak suretiyle belirlenen maddi zararın idarece karşılanması mümkündür. Dolayısıyla, güvenlik kaygısına dayanılarak bir yerleşim yerinin kısmen boşalmış olması nedeniyle mal varlığına ulaşamamadan kaynaklanan maddi zararın idarece ödenmesine yasal olanak bulunmamaktadır.
Yerleşim yerinin kısmen boşalmış olması, o yerleşim yerinde güvenli bir şekilde yaşayabilme olanağını sağlayan asgari güvenlik şartlarının yerine getirilmiş olduğunun nesnel bir göstergesidir. Güvenlik kaygısının yerleşim yerinde sürekli yaşayan kişilere ve sözü edilen kaygı nedeniyle aynı yerleşim yerini terk eden kişilere göre değişmemesi gerekmektedir. Bu itibarla, bir yerleşim yerinde asgari güvenlik düzeyinin gerçekleştirilmiş olmasına ve bu yerde köy korucuları ile bunların aileleri dışındaki diğer köy halkının yaşamasına karşın, yerleşim yerinde yaşayan kişilerin bir kısmının, yerleşim yerini terk etmeleri sonucunda uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın, güvenlik kaygısından kaynaklandığından bahisle 5233 sayılı Kanun hükümlerine göre idarece karşılanmasına olanak bulunmamaktadır.
Bunun yanında, 5233 sayılı Kanun'un 2. maddesinin (d) bendinden anlaşıldığı üzere, terör olaylarına bağlı olarak güvenlik kaygıları nedeniyle (örneğin bu sebeple yerleşim yerinin terk edilmesi vb.) mal varlığına ulaşılamamadan kaynaklanan zararların da tazmini öngörülmektedir. Bir terör olayı sonucu münferit olarak kendisi veya yakınları doğrudan zarar gören ya da bu şekilde gerçekleşen ölüm ve/veya yaralama olayları kendisi veya yakınlarına yönelen kimselerin, başta yaşam haklarından endişe ederek, güvenlik kaygısı duymaları doğaldır. Dolayısıyla, bu kapsamda oluşan zararların tazmini de anılan hükmün bir gereğidir. Bu durum, yukarıda belirtilen nesnel kriterin yanında, her davacı yönünden ayrıca öznel olarak da bir irdeleme yapılmasını gerekli kılmaktadır. Aksi bir değerlendirme, her bir davacının öznel durumundan kaynaklı olarak ileri sürdüğü hususların irdelenmemesi anlamına gelir ki, bu durum Anayasa'da öngörülen adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil eder.
Dosyanın incelenmesinden, 28/05/2008 tarihli dilekçe ile davacı vekili Av. ... tarafından, davacının ... ili, ... İlçesi, ... Köyü, ... Mezrası'ndan terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kalması nedeniyle uğradığı ileri sürülen zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini talebiyle başvuru yapıldığı, başvurunun Zarar Tespit Komisyonu'nun 10/07/2013 tarih ve 30/04/2013-967 sayılı işlemiyle reddedilmesi üzerine anılan işlemin iptali istemiyle dava açıldığı, davanın ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve ... sayılı kararıyla reddedildiği ve anılan kararın kesinleştiği, davacı vekili tarafından davacının ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, ... Mezrası'ndan terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kalması nedeniyle uğradığı ileri sürülen zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yapılan başvurunun Zarar Tespit Komisyonu'nun ... tarih ve ... sayılı işlemiyle reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bakılan davada uyuşmazlığın ... Köyü, ... Mezrası'na ilişkin olmasına rağmen Mahkemece bu davada uyuşmazlık konusu olmayan ... Köyü, ... Mezrası'na yönelik olarak da değerlendirme yapılarak hüküm kurulmasında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu olan ... Köyü, ... Mezrası'nın terör olayları veya terörle mücadeleden kaynaklanan faaliyetler nedeniyle tamamen boşalıp/boşaltılıp boşalmadığını/boşaltılmadığını tespite yönelik olarak Mahkemece ara kararı verilmiş olup, ara karara istinaden davalı idarece sunulan boşalan köy ve mezralara yönelik listelerde ... Köyü ve mezralarının yer almadığı,
... Jandarma Karakol Komutanlığı görevlileri, ... GKK lideri ve ... Köyü muhtarı tarafından düzenlenen 25/09/2009 tarihli tutanakta, ... Mevkiinin 1999 yılında boşaltıldığı, daha sonra tekrar dönüş olmadığı, ... Mevkiinin güvensiz olduğu sebebiyle köy halkının gidemediğinin belirtildiği,
... Jandarma Karakol Komutanlığı görevlileri tarafından düzenlenen 14/02/2014 tarihli araştırma tutanağında ise ... Köyü, ... Mezrası'nın hiç boşaltılmadığının belirtildiği görülmektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden ... Köyü, ... Mezrası ve mezraya bağlı ... Mevkiinin terör olayları veya terörle mücadeleden kaynaklanan faaliyetler nedeniyle tamamen boşalıp/boşaltılıp boşalmadığı/boşaltılmadığı, mal varlığına ulaşmaya engel bir durum olup olmadığı, tamamen boşalan/boşaltılan yerleşim yeri değil ise mezrada yaşayanların tamamının korucu ve korucu ailesi olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde açık ve net olarak anlaşılamamaktadır.
Durum böyle olunca, ... Köyü, ... Mezrası ve mezraya bağlı ... Mevkiinin terör olayları veya terörle mücadeleden kaynaklanan faaliyetler nedeniyle tamamen boşalıp/boşaltılıp boşalmadığı/boşaltılmadığı, mal varlığına ulaşmaya engel bir durum olup olmadığı, ... Mezrası'nın tamamen boşalan/boşaltılan yerleşim yerlerinden olmadığının tespiti halinde mezrada yaşayanların tamamının korucu ve korucu ailesi olup olmadığı araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak verilen İdare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve ... sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.