3. Hukuk Dairesi 2016/18885 E. , 2018/5197 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalı şirket tarafından müvekkili ve dava dışı ... Meyve Tic. Paz. Ltd. Şti. aleyhine ... nolu elektrik aboneliğinin ödenmeyen enerji bedeli olarak 18/11/2013 tarihinde ... 7. İcra Müdürlüğünün 2013/10688 sayılı dosyası ile 31.494,79 TL üzerinden ve yine ... 7. İcra Müdürlüğünün 2013/10746 sayılı dosyası ile 39.670,85 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin başlatılan her iki takibe de, şahsı ve yetkisili olduğu şirket adına ayrı ayrı itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, bilahare yetkilisi olduğu şirkete ait soğuk hava deposunun elektriğinin açılması için dava dışı şirketi adına yaptığı itirazdan vazgeçerek şirketi adına ödeme taahhüdünde bulunduğunu, ... nolu abonelik sözleşmesinde şahsını bağlayıcı bir imzası olmadığı gibi kefilliğinin de söz konusu olmadığını ileri sürerek, müvekkili ..."in ... 7. İcra Müdürlüğünün 2013/10688 ve 2013/10746 sayılı dosyaları nedeniyle ve ... nolu abonelik sözleşmesinden kaynaklanan borcunun olmadığının tespiti ile, kötü niyetli davalı şirketin %20"den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu ... 7. İcra Müdürlüğünün 2013/10688 ve 2013/10746 sayılı dosyalarının abonelik sözleşmesinden kaynaklanan ve 2012/1-2-3 ve 2013/1-2-3-4-5-6-7-8-9-10 aylarını kapsayan fatura bedellerinin tahsili için açılmış menfi tespit davası olduğunu, ... 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/757 E. sayılı dosyasında ... nolu aboneliğe ilişkin menfi tespit davasının halen derdest olduğunu ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne, davacının ... 7. İcra Müdürlüğünün 2013/10688 ve 2013/10746 sayılı takip dosyaları nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip konusu alacağın % 20 tutarı olan 14.233,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık; elektrik borcundan kaynaklı menfi tespit talebine ilişkindir.Yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulüne uygun şekilde yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır.
Bir davada davalının, davacının açmış olduğu davadan haberdar olması, davaya cevap vermesi ve hatta cevap süresinin işlemeye başlaması için dava dilekçesinin tebliğ edilmesi gerekir. Aksi durumun, ilgilinin hak arama hürriyetini kısıtlayacağına şüphe yoktur. Aslında hemen her hukuksal işlemin tebligat ile sonuç doğuracağını söylemek mümkündür.Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden usulünce haberdar edilmesi ve böylece taraf teşkilinin sağlanması ile mümkündür. Bu yolla kişi, hangi yargı merciinde duruşması bulunduğuna, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğuna, yargılamanın safahatına, duruşmanın hangi tarihte yapılacağına, verilen kararın ne olduğuna, Tebligat Kanununda açıklanan usule uygun tebligat yapılması ile vakıf olabilecektir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde "Hukuki dinlenilme hakkı" düzenlenmiştir. Buna göre davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Hakim tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. (YHGK."nun 2009/52 Esas, 2009/105 Karar sayılı kararı)
Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemenin, dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun amir hükmü gereğidir.7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 11. ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince; vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.
Görüldüğü üzere, taraf teşkili sadece davanın açılması aşamasında değil, yargılamanın diğer aşamalarında da önem taşımaktadır. (HGK.23.11.2011 gün ve 11-554 Esas-684 Karar) Somut olayda, davalı vekilinin 12.10.2015 tarihinde cevap dilekçesi ile birlikte dosyaya vekaletname sunduğu, ancak ön inceleme duruşma günü ile tahkikat aşamasındaki ilk duruşma gününün ve gerekçeli kararın davalı kendisini vekille temsil ettirdiği halde, davalı asile tebliğ edildiği ve davanın bu şekilde sonuçlandırılarak karar verildiği, verilen kararın kesinleştirildiği ancak davalı vekilinin itirazı üzerine verilen ek kararla kesinleşme şerhinin iptal edilerek davalı vekiline gerekçeli kararın usulüne uygun şekilde tebliği üzerine davalı vekilinin süresi içinde kararı temyiz ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda açıklananlar çerçevesinde, davalı vekiline ön inceleme duruşma günü ve tahkikat duruşma günü usulünce tebliğ edilmeden ve dolayısıyla savunma hakkı kısıtlanarak esas hakkında karar verilmesi mümkün olmayıp bu hususun mahkemece re"sen gözetilmesi zorunludur. Bu itibarla, davalının savunma hakkını kısıtlar biçimde, davalının yokluğunda aleyhine yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.