3. Hukuk Dairesi 2017/9095 E. , 2018/5285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, mülkiyeti ve işletmesi davalılardan... Emlak Yatırım İnş. Tic. A.Ş."ne ait olan alışveriş merkezinde kiracı olduğunu, 09/09/2009 tarihinde meydana gelen aşırı yağışlar sırasında yaşanan ihmaller nedeniyle kiralamış olduğu bağımsız bölümün hasar görerek tamamen kullanılamaz hale geldiğini, oluşan hasar sebebi ile gelir elde edemediğini ayrıca davalı ... Emlak Yatırım İnş. Tic. A.Ş. tarafından gerekli tamirat ve tadilatın zamanında yapılmadığından alışveriş merkezinin tekrar hizmete açılamadığını ve bu nedenle kira sözleşmesinin feshedildiğini, davalı ... Emlak Yatırım İnş. Tic. A.Ş. tarafından yönetmeliklere uygun davranılmadığını, istinat duvarının mevcut olmadığı halde ... Belediyesi tarafından iskan ve ruhsat verilerek alışveriş merkezinin açılmasına müsaade edildiğinden ilgili Belediyenin oluşan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olması gerektiğini belirterek, şimdilik 100.000,00-TL maddi ve 10.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılardan ... Emlak Yatırım İnş. Tic. A.Ş, zamanaşımı def"i ileri sürmüş, davalılardan ... idari yargının görevli olduğunu belirterek, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece; haksız fiile dayanarak dava açıldığı ve zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen karar, Yargıtay 4.H.D.nin 25/12/2014 tarih ve 2014/16355-17821 E/K sayılı ilamı ile, " Davalılardan ... Emlak Yatırım İnş. Tic. A.Ş."ye yönelik temyiz itirazları yönünden; davacının davalılardan ... Emlak Yatırım İnş. Tic. A.Ş."ye karşı aralarındaki kira sözleşmesine dayanarak istemde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle zamanaşımı savunması konusunda sözleşme hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekir. Davacının davalılardan ..."na yönelik temyiz itirazlarına gelince; ... aleyhine açılan davada dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerektiği’’gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir .Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; Başakşehir Belediyesi aleyhine açılan davanın HMK 114/1 -b HMK 115/2 maddeleri gereği yargı yolu bakımından reddine, İdare mahkemesinin görevli olduğuna, Davalı... Emlak Yatırım İnş Tic. A.Ş. aleyhine açılan davanın ise reddine karar verilmiş; söz konusu hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında imzalanan 01.02.2009 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin ‘Sorumluluk ve Rücu’ başlıklı 9. maddesinde; kiracının sayılan hallerde kiralayana karşı sorumluluktan dolayı rücu hakkından feragat ettiği belirtilmiş olup, bu haller; …su ve elektrik hizmetlerinde bir günden kısa süreli aksaklıklar, mecura ve içindeki eşya ve mallara, kaçak, sızmalar, nem, toprak kayması, kar, yağmur, sel baskını, yangın, doğal afet, grev lokavt, terör, huzur ve asayiş bozucu hareketlerden dolayı ya da sair durumlardan dolayı vaki hasarlar olarak sayılmış ve kiracının bu tür tehlikelere karşı, kiraya verene rücu etmeksizin kendisini sigorta ettirmesi gerektiği kararlaştırılmıştır.Her ne kadar Mahkemece; tarafların tacir olduğu, aralarındaki sözleşme hükümlerine uymak zorunda oldukları, sözleşmenin 9. maddesinde kararlaştırıldığı üzere davacının kendi edinimini yerine getirmeden davalıya rücu etmesinin hukuken doğru olmadığı, akdi serbestlik ve akde bağlılık gereği öncelikle taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiği, ancak sözleşmede boşluk olması durumunda genel hukuk kurallarına göre uyuşmazlığın çözümleneceği gerekçesiyle davalı şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş ise de; 6098 Sayılı TBK"nun 69. maddesinde; "Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. İntifa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen sorumludurlar. Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı saklıdır." hükmü düzenlenmiştir. Yapı eserinin maliki, bunların hiç kimse ve hiçbir şey için tehlike taşımayacak şekilde yapılmasını ve işlemesini garanti etmekle yükümlüdür. Bu nedenle, bir yapı eserinde herhangi bir yapım bozukluğu olmasa bile, ek güvenlik ve koruma tertibatının bulunmaması yine de bir bakım eksikliği sayılır. Yapı sahibinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğunu kapsamaktadır. Bu sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan "ağırlaştırılmış" bir kusursuz sorumluluk halidir.Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk halleri olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutulurken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz. (G.Antalya B.Hukuku Genel Hükümler C.1.2012.İst.sh.533.535.) Yine, Türk Borçlar Kanunu"nun 301. maddesine göre kiraya veren, kiralananı sözleşmenin amacına uygun surette kullanmaya ve işletmeye elverişli bir şekilde teslime ve kira süresince de kiralananı bu halde tutmaya mecburdur. Bu hüküm kiracı aleyhine değiştirilemez.
Somut olayda; belirtilen yasal düzenlemeler gereğince davalı kiraya veren ... Emlak Yatırım İnş. Tic. A.Ş."nin bina maliki olarak kusursuz sorumluluğu olduğu açıktır. Davalı kiraya veren kanundan doğan bu sorumluluğunu sözleşmeye konulan madde ile ortadan kaldıramaz. O halde Mahkemece yapılacak iş; öncelikle, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun kusursuz sorumluluk başlığı altında düzenlenen yapı malikinin sorumluluğu ilkeleri gereğince, davalı kiraya verenin durumunu değerlendirip, kiraya verenin sorumlu olup olmadığının tespiti açısından sel baskınının binanın yapımındaki bozukluktan meydana gelip gelmediği konusunda araştırma yapılarak, uzman bilirkişilerden hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınmalı, sel baskının binanın yapımındaki bozukluktan kaynaklandığının anlaşılması halinde ise, davalı kiraya verenin sorumlu olacağı karşısında davacının varsa oluşan zararının kesin bir biçimde saptanarak sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.