3. Hukuk Dairesi 2016/21250 E. , 2018/5303 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 17.06.2013 günü davalı ... "a ait elektrik hattındaki arıza neticesinde yangın çıktığını, ... ili,... ilçesi, ... Köyü ... , ... Köyü ... , ... Köyü ... "nda hasada hazır durumdaki arazilerdeki ekinlerin yandığını, kendisine ait de ... Köyü ... 90 nolu parselde tapuya kayıtlı taşınmazdaki buğday ekili tarlasındaki ekinlerin tamamına yakınının yandığını, buğday ekili olup yanan ekinlerin toplam alanının ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/68 D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespit neticesinde 66.330,00 m2 olduğunun tespit edildiğini, meydana gelen olayın tamamen davalının kusurundan kaynaklandığını, kendisinin hasada hazır durumdaki buğdayın ve samanın gelirinden mahrum kalmak suretiyle maddi zarara uğradığını ayrıca, topraktaki minerallerin de yangın neticesinde zarar gördüğünden gelecek sene için arazisinde verim düşüklüğü olacağını, yanan buğday başaklarından tarlaya dökülen buğday tanelerinin bir kısımının gelecek yılki ekimde tekrar filizlenip ekilecek ürüne karışıp ürünün kalitesini düşüreceğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminatın 17.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; öncelikle yokluklarında yapılan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, dava konusu yangının elektrik hatlarındaki arızadan kaynaklandığına dair herhangi bir delil ve emare olmadığını, yangının elektrik hattından başka fiil ve eylemlerden çıkma ihtimalinin de bulunduğunu, kendilerine atfı kabil bir kusur olmadığını, meydana gelen zararla aralarında illiyet bağı bulunmadığını, yangının kendilerine ait iletkenlerden kaynaklandığı kabul edilse bile davacının basit koruyucu önlemleri alarak zararı önleyebilecekken bunu yapmadığından ağır kusurlu olduğunu, olayda kaçınılmazlık olgusunun incelenmesi gerektiğini, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davalı ... "a ait elektrik hattındaki aşırı akımdan dolayı orta gelirim sigortasının atmış olması nedeniyle sigortadan çıkan kıvılcım sebebi ile yangın çıktığı, yangının davacı ... "a ait taşınmazdaki buğday ekili tarlasına sıçradığı ekinlerinin tamamına yakının yandığı, bilirkişi raporuna göre davacının %10 oranında kusurlu olduğunu, davalının %90 oranında kusurlu olduğu, zararın 21.769,34 TL olduğu, davacının %10"luk kusuru düşüldüğünde talep edeceği tazminat miktarının 19.592,38 TL olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 19.592,38 TL tazminatın 17.06.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm; taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) TBK"nun 51/1(BK"nun 43/1)maddesinde; "Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler." hükmü getirilmiştir.Buna göre; zararın kapsamının tayininde, zarar gören davacının da zararın meydana gelmesinde kusurunun olup olmadığının araştırılıp, tartışılması gerekir. Zira; TBK"nın 52/1. (BK m.44/1) maddesi gereğince; zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş, yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde; davacının özellikle yaz aylarında bu tür yangınların meydana geldiğini bilmesi ve bu duruma yönelik kendince alınabilecek tedbirleri almaması ve araziyi bu tür durumlara karşı koruma işlemlerini yerine getirmediği gerekçesi ile %10 oranında kusurlu olduğunun kabul edildiği görülmektedir.Ne var ki; dosya arasında bulunan ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın davaya konu olan yangın olayı ile ilgili yapılan 2013/19327 no.lu soruşturma dosyası incelendiğinde; bilgisine başvurulan... "un ifadesinde; ""olay günü rüzgarın etkisiyle ... "a ait ekin tarlasından geçen orta gerilim hattındaki direğinden kıvılcımın bulunduğu yere düşmesiyle yangının başladığını"" belirtmiştir.Her ne kadar bilirkişi tarafından davacının olası yangınlara karşı gerekli tedbirleri almamış olması gerekçe gösterilerek %10 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de bilgisine başvurulan dava dışı şahıs tarafından yangının davacıya ait tarlada değil başka bir şahsa ait tarlada başladığı belirtilmiştir.
O halde mahkemece; öncelikle davaya konu olan yangına sebebiyet veren elektrik nakil hattının davacıya ait tarlada olup olmadığı, yangının davacıya ait tarlada başlayıp başlamadığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edildikten sonra, yangının başlama noktasına göre davacının alabileceği herhangi tedbir olup olmadığı, bu doğrultuda TBK"nın 52/1.maddesi anlamında yangının ve zararın artmasında davacının da kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda gerekli değerlendirme yapmak üzere dosyanın yeniden bilirkişiye verilerek ek rapor alınması sağlandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.