11. Hukuk Dairesi 2016/2885 E. , 2017/1559 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/12/2015 tarih ve 2014/1079-2015/977 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 14.03.2017 günü hazır bulunan davacı vekili Av.... ile davalı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 10/10/2013 tarihli protokolün 3/d maddesinde davalı şirket yetkilisi ..."ın ...’dan devir alınan, ortağı olduğu ... A.Ş.nin sahibi bulunduğu, ...Limited Şirketi hisselerini davacıya devredeceğinin, aynı protokolün 3/g bendinde ise tarafların taşınmazlar ve hisse devirleri nedeniyle birbirlerinden hak ve alacaklarının kalmadığını kabul, beyan ve taahhüt ettiklerini, buna göre hisse devrinin bila bedel yapılacağının kararlaştırıldığını, davalı şirket yetkilisi ..."ın protokolde belirtilen icra dosyasının ödenmesine karşılık olarak ... Limited Şirketi"nin hisse devir işlemlerinin bila bedel olarak yapılacağını kabul etmesine rağmen davalının hisse devri için müvekkilinden 1.700.000 TL ödemesini talep ettiğini, ödeme yapılmaması halinde hisse devrinin gerçekleştirilmeyeceğini belirttiğini, bunun üzerine davacı tarafından davalı şirket hesabına 13/11/2013 tarihinde toplam 1.700.000 TL ödeme yapıldığını, davalı şirket yetkilisine protokolde geçen tüm çeklerin gününde ödendiğini, şirket hisselerinin bila bedel devri konusunda anlaşılmış olmasına rağmen müvekkilinin zorda bırakılarak kendisinden para tahsil edildiğini, davalıdan yapılan ödemenin iadesi talep edilmiş ise de, herhangi bir cevap alınamadığını ileri sürerek, sebepsiz zenginleşme nedeniyle davalıya haksız olarak ödenen 1.700.000 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dışı ... Ltd. Şti. hisselerinin sahibinin ... değil, davalı şirket olduğunu, ...’ın davalı şirketin ortağı olmasına rağmen şirketi temsilde tek başına tasarruf yetkisinin bulunmadığını, kaldı ki bu protokolde dava dışı şirket hisselerinin bedelsiz olarak devredileceğinin kararlaştırılmadığını, davacı yanın protokol hükümlerine uymadığını, feragat edeceğini taahhüt ettiği davalardan feragat etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında akdedilen 10/10/2013 tarihli protokolün 3/d hükmü uyarınca dava dışı ...’ın davalı şirketin sahibi bulunduğu ... Ltd. Şti. hisselerini davacıya devretmeyi taahhüt ettiği, protokolde davalı şirketin herhangi bir taahhüt altına girmediği, ..."ın davalı şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili olmadığı, bu nedenle protokol hükümlerinin davalı şirketi bağlamayacağı, davanın tarafları arasında noterde düzenlenen 15/11/2013 tarihli hisse devir sözleşmesiyle davalı şirketin sahibi olduğu dava dışı ... Ltd. Şti. hisselerini davacıya 1.700.000 TL karşılığında devrettiği, davacının toplam 1.700.000 TL"yi davalıya ödediği, davacının gerek noterde düzenlenen hisse devir sözleşmesinde gerekse banka ödemelerinde herhangi bir ihtirazı kaydının bulunmadığı, ödeme, hisse devir sözleşmesine dayandığından sebepsiz zenginleşmeden de söz edilemeyeceği, protokolün 3/g bendinde yer alan "taraflar taşınmazlar ve hisse devirleri nedeniyle birbirlerinden hak ve alacakları kalmadığını kabul, beyan ve taahhüt ederler" hükmünün tek başına değerlendirilemeyeceği, davacının protokole göre feragat etmeyi taahhüt ettiği takip ve dava dosyalarından feragat etmediği, protokoldeki yükümlülüklerini yerine getirmediği, bu suretle davacının ödediği hisse devir bedelinin iadesini isteyemeyeceği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 16.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.