21. Hukuk Dairesi 2019/4835 E. , 2020/737 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... İş Mahkemesi
Asıl ve Birleşen Mahkemenin .../... Esas sayılı davası bakımından;
KARAR
A) Davacı İstemi;
Davacı vekili dava dilekçesi, ıslah dilekçesi ve kısmi davalardaki taleple birlikte; davalı işverene ait işyerinde çalışmakta iken geçirdiği iş kazası sonucu sürekli iş gücü kaybına uğradığından bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 176.942,00 TL maddi, 150.000-TL. manevi tazminatın, 423.619,00 TL bakıcı gideri (maddi tazminatın) alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabı;
Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararı:
İlk derece mahkemesi yaptığı yargılama sonucu; davacının %100 oranında maluliyetiyle sonuçlanan iş kazasının meydana gelmesinde, davalı işverenin %60, davacı işçinin %40 oranındaki kusuru kapsamında; ana davada 176.942,00 TL. maddi tazminata ve fazlaya ilişkin kısmını reddetmek suretiyle 30.000,00 TL. manevi tazminata, birleştirilen davada ise 423.619,00 TL. bakıcı gideri (maddi tazminat) alacağına hükmetmiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
Mahkemece davacı yararına belirlenen manevi tazminat tutarının az olduğunun, bakım gideri alacağından hakkaniyet indirimi yapılmadığının ve davacı işçiye 187 gün karşılığı 4.029,30 TL. geçici iş göremezlik ödeneği ödemesi yapıldığının ancak bunun hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda maddi zarardan mahsubunun yapılmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, ... 1.İş Mahkemesinin 01.02.2019 tarihli 2018/140 esas ve 2019/39 karar sayılı kararının kaldırılmasına, ana davanın kısmen kabulü ile; 174.525,20 TL. maddi 60.000,00 TL. manevi tazminatın, birleştirilen davanın kısmen kabulü ile; takdiren 338.895,97 TL. bakıcı gideri alacağının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
E) Temyiz Nedenleri:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; hesaplanın bakıcı giderinin günlük 8 Saat baz alınarak hesaplama yapıldığını, geriye kalan 16 saat müvekkilin yine bir bakıcıya muhtaç halde yaşamak zorunda olduğunu, bu nedenle bakıcı giderinden % 20 oranında indirim yapılmasının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olmadığını, hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu, müvekkil lehine 300.000 TL geçici ödemeye karar verilmesini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; ... 4. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2013/451 Esas, 2014/451 Karar numaralı dosyasında davacının kusur raporunda asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davadaki sanık olan işveren hakkında da kusursuz olması sebebiyle beraat kararı verildiğini, bakıcı gideri alacağı yönünden %20 indirim tutarının az olduğunu, maddi tazminat yönünden herhangi bir hakkaniyet indirimi yapılmadığını, davacının daha erken sürede vefat etmesi durumunda ölüm tarihinden sonra ödenen bakıcı giderlerinin iadesi için herhangi bir güvence bulunmadığını, hesap raporunda; PMF tablosu, aktif ve pasif sürelere göre davacı tarafın hesap edilen alacaklarının ve dolayısıyla faizin başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, davacı için müvekkil şirketin karşılamış olduğu tedavi giderleri ve davacı için yapmış olduğu diğer masrafların hesaplanan maddi tazminatta değerlendirmeye alınmadığını, kaza mahallinde keşif istememize rağmen keşif talebinin reddedildiğini, yargılama giderleri yönünden bölge mahkemesi kararının hüküm kısmının 9.maddesi hatalı olup, "vekalet ücretinin davacıdan alınarak davacıya verilmesine", şeklinde yazılan hükümde maddi hata bulunmakta olup, , "vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" yazılması gerektiğini, davacı taraf için bakıcı giderinden kaynaklı alacak için ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenler ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Dava, 20/11/2012 tarihli iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezliğe uğrayan davacı kazalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının davalıya ait işyerinde çalışırken, başını kiriş ile vater makinesi arasına sıkıştırması sonucu %100 oranında malul kaldığı, iş kazasının gerçekleşmesinde davalının %60, davacının ise %40 oranında müterafik kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu açıklamalar doğrultusunda davacı kazalı lehine takdir edilen 60.000,00 TL manevi tazminatın az olduğu açıktır.
Bölge Adliye Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın, karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi hükmü bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine
11/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.