4. Hukuk Dairesi 2015/15843 E. , 2016/5184 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı .... aleyhine 27/10/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/05/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazları yönünden;
a) Dava, haksız haciz nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dışı kişinin davalı bankadan almış olduğu kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığını, bu krediden dolayı ..... İcra Müdürlüğü 2008/4866 esas sayılı dosyasında aleyhine icra takibi başlatıldığını, taşınmazlarına ve araçlarına haciz konulduğunu, ....Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/143 esas sayılı dosyası ile açmış oldukları menfi tespit davasının kabul edilerek yapılan icra takibi nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini belirterek araçlarına konulan hacizler nedeni ile uğramış olduğu maddi zararın, maaş kesintisi nedeni ile oluşan zararın, haczedilen gayrimenkullerin oturma kullanım ruhsatı ile ilgili zararın ve yapılan haksız haciz nedeni ile uğramış olduğu manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı, davacının kredi genel sözleşmesindeki imzasını kabul ettiğini, menfi tespit davasında sadece kefalet limitlerindeki hukuki ihtilaf nedeni ile davacının borçlu olmadığına karar verildiğini, bankanın alacağını tahsil için yasal haklarını kullandığını ve davacıyı zarara uğratmak kastı ile hareket etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının araçlarına konulan hacizler nedeni ile uğranıldığı belirtilen maddi zararın kısmen kabulüne, manevi zararın kabulü ile diğer tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; ..... İcra Müdürlüğü 2008/4866 esas sayılı dosyada davacının ...... plakalı ..... model minübüsünün sadece trafik kaydına trafikten men şerhi yazılmış olduğu, araç üzerinde fiili haciz uygulanmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının, haciz şerhinin yazıldığı tarihten itibaren aracını çalıştıramadığı ve gelir elde edemediği iddiası yerinde değildir. Talebin bu kısmının reddine karar verilmesi gerekirken, tazminat hesabı yapılması doğru görülmemiş, bu yönden kararın bozulması gerekmiştir.
b) .... plakalı .... marka .... model aracın ise 10/09/2009 tarihinde trafik kaydına trafikten men şerhi yazıldığı, ayrıca fiilen haczedilerek yediemin otoparkına konulduğu anlaşılmaktadır.
Genel haciz yoluyla yapılan takibin kesinleşmesi ve alacaklının talebi üzerine, icra memuru, kıymetli şeyler (İİK. m.88/1) dışındaki diğer menkul malların haczinden sonra muhafazası için bu malları alacaklının izni ile borçlunun elinde bırakabileceği gibi, bir yediemine de teslim edebilir. İcra İflas Kanununun 95. maddesi hükmüne göre alacaklı, haczedilen malların muhafaza ve idare masraflarını peşin ödemek zorundadır.
Bu kapsamda anılan yasal düzenleme uyarınca aracın yedieminlik ücretinden takip alacaklısı olan ..... sorumludur. Kaldı ki takip borçlusu olan davacı tarafça .... plakalı Fiat marka araç için yediemin ücret ödendiği yönünde bir iddia ve ispata yönelik bir delil de sunulmamıştır. Şu halde bu kalem isteğin reddine karar verilmesi gerekirken hüküm altına alınması doğru görülmemiş kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
c) Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Davaya konu olayda; olayın gelişim şekli, olay tarihi ve yukarıdaki ilkeler nazara alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Davacı lehine daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a-b-c) no"lu bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) no"lu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.