3. Hukuk Dairesi 2017/11183 E. , 2018/5417 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı üniversiteye ait kantinin 01.01.2010 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli sözleşme ile kiraladığını, sözleşmenin üç yıl süreli olmasına rağmen davalının tek yanlı olarak 15.03.2011 tarihli bildirim ile sözleşmeyi feshettiğini, feshin haksız olduğunu, haksız fesih nedeniyle kazanç kaybı yaşadığını öte yandan sözleşme süresine güvenerek kiralanana eklenti yaptığını ileri sürerek, haksız fesih nedeniyle şimdilik 3.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı; kiracının kira ve elektrik borçları olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesince 18.12.2012 tarih ve 2012/8906 E. 2012/16886 K sayılı ilamı ile; "" Davacı kiralanana bir takım zorunlu ve faydalı masraflar yaptığını ileri sürdüğünden öncelikle konuya ilişkin taraf delilleri toplanarak, sözleşme hükümleri ve yukarıda belirtilen ilke ve esaslar çerçevesinde değer arttırıcı imalat hakkında inceleme ve araştırma yapılarak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur"" gerekçesi ile bozulmuştur.Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilerek bozma sonrası yapılan ıslah talebi de dikkate alınarak davanın kabulü ile 32.500 TL alacağın tahsiline dair verilen karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesince 12.10.2015 tarih ve 2014/9692 E. 2015/8333 K sayılı ilamı ile; "" Her ne kadar dava açılırken 3.000 TL üzerinden açılmış ise de 29.01.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talep 32.500 TL olarak ıslah edilmiştir. Mahkemenin görevi, dava dilekçesindeki talepler esas alınmak suretiyle dava değerine göre belirlenecektir. Dava değeri itibariyle davaya bakmak HUMK."nun 1-8 maddeleri gereği Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi içindedir. Bu nedenle mahkemece görev yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. "" gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece; bozmaya uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda görevsizlik kararı verilerek dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiş, görevli mahkemece; davanın kabulü ile 32.500 TL alacağın tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Bilindiği üzere ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. HMK"nın 176.maddesinde (HUMK.83.maddesi) ıslah; "Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir." olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun müteakip 177. maddesinde (HUMK.84.maddesi) ise, ıslahın tahkikat bitinceye kadar yapılabileceği öngörülmüş olduğundan ve temyiz faslında da, bozmadan sonra dahi ıslahın olanaklı bulunduğuna dair açık veya örtülü bir hüküm yer almadığından, Kanunun bu olanağı bir devre ve zaman ile sınırlandırdığı kabul edilme ve bu nedenle bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı sonucuna varılması zorunludur.Nitekim 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; dava açıldıktan sonra mevzuunda, sebebinde ve delillerde ve sair hususlarda usule müteallik olmak üzere yapılmış olan yanlışlıkları bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmek ve eksiklikleri de tamamlamak imkanını veren ve mahkeme kararına lüzum olmadan tarafların sözlü ve yazılı beyanlarıyla yapılabilen "ıslah"ın; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 84. maddesinin açık hükmü dairesinde tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabileceği Yargıtay"ca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamayacağı açıklanmıştır.Yine; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E.-2016/1 K.sayılı ilamı ile "Her ne sebeple verilirse verilsin, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesine gerek olmadığına" karar verilmiştir.Dosyanın incelenmesinde; bozma sonrası yapılan yargılama sırasında davacı vekili 29.01.2014 tarihli dilekçesi ile talebini arttırdığını bildirerek davasını ıslah etmiş, mahkemece davacının ıslah talebi doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
O halde mahkemece, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı hususu göz önüne alınarak karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu bozmadan sonra yapılan ıslaha göre hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.