3. Hukuk Dairesi 2016/2201 E. , 2018/5432 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının apart otel su abonesi olduğunu, atık su kullanımından kaynaklanan ve tahakkuk ettirilen bedelin tahsili için başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini öne sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve asıl alacağın % 40’ı oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacı ile arasında bir su ve hizmet sözleşmesinin olmadığını, atık su bedeli talep edilen Otel"in 2001 yılında ... Tur.Tic.Ltd. Şti"nin kira akdi altında kiracı tarafından işletildiğini, kendisinin işletmediği ve istifade etmediği bir hizmetin bedelinden sadece mal sahibi olmak dolayısı ile sorumlu tutulamayacağını, borçluluğunun tespit edilebilmesi için öncelikle tüketilen su miktarının bilirkişi incelemesi yolu ile tespiti ile sonucuna göre borçlandırma yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile ... 2. İcra Müdürlüğünün 2005/1353 E. sayılı dosyasında davalı-borçlunun 1.163,90 TL asıl alacak ve 1.255,37 TL işlemiş faize yönelik itirazının iptaline ve takibin belirtilen miktarlar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar avans faizi işletilmesine, asıl alacak miktarı (1.163,90 TL.) üzerinden İİY."nın 67/2. maddesi uyarınca %40 oranıyla hesaplanan 465,56 TL inkar tazminatının davalı-borçludan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz, 12.06.2014 tarih ve 2014/10793 Esas- 2014/9476 Karar sayılı ilamıyla “...mahkemece dava dosyasının atık su tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendis bilirkişilerin de aralarında bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davacının davalı taraftan isteyebileceği bedellerin yukarıda açıklanan ilgili mevzuat hükümlerine göre denetime elverişli bir şekilde hesaplatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” gerekçeleri ile hüküm bozulmuştur.Mahkemece; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile ... 2.İcra Müdürlüğü"nün 2005/1353 Esas sayılı dosyasındaki yapılan itirazın 17.604,70 TL asıl alacak ve 17.086,73 TL işlemiş faiz üzerinden (toplam 34.691,43 TL) iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, %40 oranındaki icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-"Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde,Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka,taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay"ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık,temyiz eden tarafın,önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir." (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ; 5, 2001, s; 4732 -4737) Somut olayda, mahkemece verilen ilk kararda asıl alacak miktarı (1.163,90 TL.) üzerinden İİY. nın 67/2. maddesi uyarınca %40 oranıyla hesaplanan 465,56 TL inkar tazminatının davalı-borçludan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, anılan bu karar sadece davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve dairemizce bozulmuştur. Bozmaya uyulduktan ve bozma gerekleri yerine getirildikten sonra bu defa %40 oranındaki icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Oysa, önceki karar davalı tarafından temyiz edilmemiş olduğundan o kararda hükmedilen miktar davacı yararına kazanılmış bir hak oluşturmuştur. O halde, mahkemenin davacı yararına kazanılmış hakkı ihlal ederek aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde karar vermiş olması doğru görülmemiştir.Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 3. fıkrasında yer alan "...%40 oranındaki icra inkar tazminatı talebinin reddine..." ifadesi çıkarılarak yerine "asıl alacağın % 40’ı üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.