3. Hukuk Dairesi 2016/17988 E. , 2018/5439 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, ziynet alacağı yönünden davanın kısmen kabulüne, çeyiz alacağı yönünden karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ... ile düğünlerinin hemen sonrasında davalı kayınvalidesi ...’in düğünde takılan tüm para ve hediye altınlara geri verme vaadi ile el koyduğunu, daha sonra da tatile gitmeden evvel yazlıkta emniyetli kasa olmadığı bahanesiyle tüm ziynet eşyalarını istediğini, vermek istemediğini ancak diğer davalı ..."ın da baskısı ile tüm takılarını davalı ..."ye verdiğini, davalının bugüne kadar altınları iade etmediğini, tatilin ikinci günü davalı ..."ın kendisine şiddet uygulayarak kendisini evden kovduğunu, ailesinin yanına sığınmak zorunda kaldığını, çeyiz ve şahsi eşyalarının da bugüne kadar iade edilmediğini beyan ederek 11 adet 22 ayar altın burma bilezik, bir çift 22 ayar altın küpe, bir tane 22 ayar altın gerdanlık, bir tane 22 ayar altın bileklikten oluşan bir takım 22 ayar altın set, bir altın yüzük, iki adet 22 ayar altın kelepçe, bir adet çeyrek altından oluşan ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde şimdilik 8.000,00 TL"sinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsiline, yine dava dilekçesinde ekli şahsi ve çeyiz eşyalarının da aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 2.000,00TL"sinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı 28.01.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini, 12.560,00TL arttırarak 20.560,00TL "ye çıkartarak, 8.000,00TL"ye dava tarihinden itibaren, 12.560,00TL"ye ise ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını talep etmiştir.
Davalılar; altınların bir kısmını davacının kendi annesine saklaması için verdiğini, davalı kayınvalideye sadece 2 bilezik, 1 küpe, 1 yüzük ve 1 de bebek künyesinin tatile giderken kaybolmasın diye verildiğini, tatilden döndükten sonra da bunların davalı kocaya teslim edildiğini, davalı kocanın bunları bozdurarak bazı ev eşya taksidi ödediğini, davacının belirttiği altın niteliği ve saysının doğru olmadığını belirterek davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece; talebe konu ziynet eşyalarının davalı tarafça davacıdan alındığı anlaşılmakla dosyadaki tanık beyanları, faturalar ve bilirkişi raporları nazara alınarak davanın kısmen kabulü ile; 11 adet 22 ayar 14 Gram Burma Bilezik ( 13.552,00 TL), 1 Adet 14 ayar 40 Gram Gerdanlık, Bileklik, Küpe ve Yüzükten oluşan Set ( 2.480,00 TL ), 3 Adet 14 ayar 5 Gram Yüzük ( 980,00 TL ), 2 Adet 14 ayar 13 Gram Kelepçe Bilezik ( 1.600,00 TL ), 1 Adet Cumhuriyet Altını ( 660,00 TL ), 1 Adet Çeyrek Altın ( 155,00 TL )"ların aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde toplam bedeli olan 19.427,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bu bedelin 8.000 TL"sine dava tarihinden 11.427,00 TL"sine ıslah tarihi olan 28/01/2016 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davacının 1.133,00 TL altın bedeline ilişkin talebinin reddine, dava sırasında çeyiz ve şahsi eşyaların davacıya iade edildiği anlaşılmakla, bu talepler hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
A)-Davacının temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01. 2016 tarihinden itibaren 2.190 TL"ye çıkarılmıştır.
Hüküm, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin REDDİNE ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine;
B)- Davalıların temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
HMK"nun 266. maddesi hükmüne göre; çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde, bilirkişinin oy ve görüşünün alınması zorunludur. Bu durumda, seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerektiği kuşkusuzdur.Davada, hükme esas alınan raporu hazırlayan bilirkişinin uzmanlık alanı belirli olmadığı gibi (12.06.2014 ve 19.06.2015 tarihli bilirkişi yemin ve teslim tutanaklarında emlakçı olduğu, diğer teslim tutanağında ise altın işinden anladığı belirtilmiştir.) mahkemece bu bilirkişi tarafından düzenlenen 15.07.2014, 14.07.2015 ve 19.10.2015 tarihli üç ayrı rapordan hangisine neden itibar edildiği de açıklanmamıştır.Mahkemece, dosyanın kuyumcu bilirkişiye tevdii ile, talep edilen ziynet eşyalarının gram, ayar ve niteliklerinin gözönüne alınarak, dosyada mevcut ... ve fotoğraflar incelenmek sureti ile, davacının talep ettiği ziynet eşyalarının, incelenen resim ve ... "lerde hangilerinin mevcut olduğu, hangileri olmadığı tek tek yazılarak, buna göre davacıya takılan ziynetlerin hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenerek Mahkeme, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu davalılar yönünden açık, davacı yönünden kapalı olmak üzere, 17.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.