3. Hukuk Dairesi 2017/16692 E. , 2018/5465 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen ve Yargıtayca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 30.01.2014 tarih ve 2013/289 E.-2014/40 K. sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğundan bahisle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 10.07.2017 gün ve 2017/41985 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz yoluna başvurulmakla, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, Sahil Güvenlik Komutanlığı"nda görev yapmakta olan davacıya, görev sırasında kaçak akaryakıt yakalatma olayı ile ilgili olarak davalı idare tarafından ikramiye ödendiğini, sonradan bu ikramiyenin yasal dayanağının olmadığı gerekçesiyle icra marifetiyle davacıdan geri alındığını ancak bu geri almanın haksız olduğunu belirterek, davacıdan tahsil edilen 1.875 TL"nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmiştir. Mahkemece; davacının bu isteğinin 11/02/1959 gün ve 2017/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararının 2. bendi hükmünce tam yargı davasının konusunu oluşturduğu, idarenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zararlardan idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerektiği, yargı yolunun caiz olmadığı gerekçesiyle davanın usûlden reddine karar verilmiştir.Dava konusu uyuşmazlık; davalı idarenin, davacıdan icra yolu ile geri aldığı ikramiyenin iadesi talebine ilişkindir.Bir davanın tam yargı davası olarak nitelendirilebilmesi için, ortada öncelikle bir idari işlem veya eylemin bulunması ayrıca, bu işlem veya eylem sebebiyle kişisel bir hakkın ihlal edilmiş olması gerekir.İdari işlemler, idari makamların kamu gücüne dayanarak, idare işlevine ilişkin olarak yaptıkları, tek yanlı, doğrudan uygulanabilir nitelikte ve ilgililerin hukuki durumlarını etkileyen irade açıklamalarıdır. İdari işlemlere karşı yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı oldukları iddiasıyla menfaatleri ihlal edilenler tarafından idari yargıda iptal davası açılabileceği gibi; idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan istenerek, bu istemin reddedilmesi üzerine iptal davası açılabilir.İdari Yargı"nın konusu, idarenin idare (kamu) hukuku alanındaki faaliyeti ile ilgili davalardır.İdare, bir işlemi, eylemi veya sözleşmeyi yaparken özel hukuk kişilerinin üstünde bir kamu tüzel kişisi olarak hareket etmiş ise, uygulanacak hukuk idare hukukudur. 11.2.1959 tarih ve 17/15 sayılı YİBK."nda açıkça belirtildiği gibi, bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve proje yapıp, o plan ve projeler gereğince iş görmesi, kararın neticesi olan birer idari eylemdir ve idari yargı görevlidir.Kamu hizmeti kavramı ile hiçbir şekilde bağdaştırılamayacak görev gereklerinden ve sınırlarından ilk bakışta ayrılabilen ve nesnel kurallarla belirlenmiş, kamusal çerçevenin dışına çıkan eylem ve işlemler; hizmet sırasında yapılmış olsalar bile, artık kamu hizmeti olarak nitelendirilemezler. Buna bağlı olarak da, yukarıda açıklanan yasal hükümler kapsamında değerlendirilemezler. Bunun açık örneği haksız eylemler ve işlemlerdir. Haksız fiil niteliğindeki eylemler kamu hizmeti kavramı içinde düşünülemez.Dava niteliği itibariyle, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkin olup, dava konusu uyuşmazlığın idari bir işlemden kaynaklanmadığı sabittir.Bu durumda, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasının adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekirken, mahkemece; idari yargının görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın HMK"nın 363/1. maddesine dayalı Kanun yararına temyiz isteğinin kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, gereği yapılmak üzere kararın bir örneğinin ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 18.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.