16. Hukuk Dairesi 2018/588 E. , 2018/2445 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1889 ada 36 parsel sayılı 5.723,13 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca ... sınırları dışına çıkarıldığı ve üzerindeki evin ..."ın 35 yıldır fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak ... adına tespit ve tescil edildikten sonra, ...’nın açtığı dava sonucunda taşınmazın beyanlar hanesi "iş bu taşınmaz 14.03.2012 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile sarı renk ile gösterilen 647.54 metrekarelik kısmın davacı ..."nın geriye kalan 5.075,59 metrekarelik kısmın ise davalı ..."ın kullanımındadır" şeklinde hükmen değiştirilmiştir. Aynı ada 37 parsel sayılı 8.342,81 metrekare yüzölçümlü taşınmaz, ... tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca ... sınırları dışına çıkarıldığı ve üzerindeki evin ..."ın 35 yıldır fiili kullanımında bulunduğu ve taşınmazın 4.000,36 metrekarelik bölümünün eylemli ... olduğu şerhi yazılarak ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve tüm mirasçıların hak sahibi olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının, davaya konu yerin tüm haklarını davalı ... ve ...’a devrettiği gayrımenkul satış vaadi sözleşmesini davacının da kabul ettiği, dava konusu 1889 ada 36 parsel sayılı davalıların fiili kullanımında olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı, çekişmeli 1889 ada 36 ve 37 parsel sayılı taşınmazların ortak muristen geldiği, mirasçılar arasında yapılmış bir taksimin bulunmadığı ileri sürülerek dava açmıştır. Davalılar ... ve ... müştereken verdikleri cevap dilekçesinde çekişmeli taşınmazların kendilerine babalarından intikal ettiğini, ancak ... 1. Noterliği’nin 13.5.1993 tarih ve 09452 yevmiye numaralı 318 ada 30 parsel sayılı taşınmaza ilişkin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacı ... ile dava dışı mirasçılardan miras hisselerini satın aldıkları savunmasında bulunduktan sonra davalı ... vekili, 03.02.2011 tarihli dilekçeleri ile noter senedinin içeriğini tekrar etmekle birlikte dava konusu taşınmazın babadan kalmadığını, iddia ederek savunmasını bu yönde ıslah etmiştir. Geri çevirme kararı ile dosya arasına getirtilen bilgi ve belgelerden; çekişmeli 1889 ada 36 parsel sayılı taşınmazın; 1953 tarihinde yapılan ... tespit çalışmalarında 318 ada 30 numarası altında 28.953,00 metrekare yüzölçümlü olarak çalılık vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilen taşınmaza dahil iken 2010 yılında yapılan 2/B çalışmaları sonucunda 318 ada 30 parsel sayılı taşınmazın ifraz edildiği ve ifraz sonucu oluşan taşınmazlardan birinin de çekişmeli 1889 ada 36 parsel numaralı dava konusu taşınmaz olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının dayanağı olan noter senedi her ne kadar taşınmazın evveliyatı olan 318 ada 30 parsel numaralı taşınmaza ilişkin ise de çekişmeli taşınmaz başında keşif yapılarak kullanım kadastrosunun yapıldığı 2010 tarihi itibariyle taşınmazın fiili kullanıcısının kim olduğunun belirlenmesi gerekirken keşif yapılmaksızın karar verilmesi isabetsizdir. O halde, sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle 1889 ada 36 parsel sayılı taşınmazda; davalı ... ile birlikte dava dışı ... adına zilyetlik şerhi bulunduğu ve mahkemecede davacı vekiline 16.06.2015 tarihli celsede ...’yı davaya dahil etmesi için süre ve imkan tanındığı ve davacı vekilince 21.10.2015 havale tarihli dilekçe ile adı geçen davaya dahil edildiği dikkate alınarak; adı geçene dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiye çıkartılarak dava hakkında beyan ve delillerinin sorulması; bundan sonra çekişmeli taşınmaz başında keşif yapılarak, mahalli bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın kullanım kadastrosu tespit tarihinde ve öncesinde kimin fiili kullanımında bulunduğu detaylı olarak sorulup saptanmalı, mahalli bilirkişi ve taraf tanıkları beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Çekişmeli 1889 ada 37 parsel sayılı taşınmaza yönelen temyiz itirazlarına gelince; makemece, bu parsel hakkında açılan dava yönünden olumlu yada olumsuz bir hüküm kurulmamış olması isabetsiz olduğu gibi, anılan taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/449 Esas sayılı dava dosyasında davalı olduğuna dair şerh bulunduğu; bu şerhe konu dava dosyasının ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/333 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirildiği; anılan dosya üzerinden yargılamaya devam edilerek hüküm kurulduğu ve o davaya konu olduğu taşınmazın ise 318 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olduğu anlaşılmaktadır. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen kararın temyiz edilmesi sonucunda kararın 20. Hukuk Dairesi’nin 8.11.2016 tarih ve 2016/2673-10289 Esas-Karar sayılı kararı ile hükmün "kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunan ve askı ilan süresi içerisinde açılan davalar yönünden ... Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi" gereğine işaret edilerek bozulduğu ve tashihi karar istemi de reddedilerek hükmün kesinleştiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, anılan bozma ilamı da dikkate alınarak; öncelikle çekişmeli 1889 ada 37 parsel sayılı taşınmazın evveliyatında 318 ada 1 parsel sayılı taşınmaza dahil olup olmadığının Tapu ve ... Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak belirlenmesi; 1889 ada 37 parsel 2/B çalışmaları öncesinde 318 ada 1 nolu parsel sayılı taşınmaza dahil olduğunun anlaşılması durumunda; 20. Hukuk Dairesi’nin ... Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesine işaret eden bozma ilamına konu ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/333 Esas, 2014/468 Karar sayılı dava dosyası içeriği de dikkate alınarak Mahkemece öncelikle görev hususu değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Temyiz itirazları açıklanan bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 05.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.