3. Hukuk Dairesi 2017/8942 E. , 2018/5656 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, davalının dava konusu taşınmazda müvekkilerinin murisi ile yapılan kira sözleşmesi ile 2009 yılı Ekim ayından itibaren kiracı olduğunu, taşınmazın muris tarafından 13.03.2007 tarihinde davacılardan ..."a satılarak adına tescil edildiğini, davacı ..."ın taşınmazı iktisap ettiği tarihten sonraki kira alacağının tahsili amacıyla ... 1. İcra Müdürlüğünün 2009/8765 Esas sayılı dosyası ile yaptığı icra takibine davalının itirazı üzerine ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/400 Esas sayılı dosyasıyla açılan itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi üzerine bu defa kiraya veren ... mirasçıları tarafından davalı hakkında ... 6. İcra Müdürlüğünün 2012/4118 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, derdestlik sebebiyle açılan davanın reddinin gerektiğini, davalının hiçbir zaman davacılardan ...’ın kiracısı olmadığını, ...’ın taşınmazı kiraya verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 25.12.2014 tarih ve 2014/4166 E 2014/14594 K sayılı ilamıyla her iki davanın taraflarının ve konusunun aynı olduğundan söz edilemeyeceğinden, daha önce açılan dava ile eldeki dava aynı dava sayılmayacağı gerekçesiyle bozulmuştur. Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu mesken niteliğindeki taşınmazın, Ekim 2005 tarihinde davacıların murisi ... tarafından davalıya kiraya verildiği, kira bedelinin Ekim 2005-Ekim 2008 döneminde aylık 475,00 TL, Kasım 2008 tarihinden sonra ise aylık 500,00 TL olduğu hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Dosya içerisinde bulunan mirasçılık belgesi ve tapu kayıtlarından muris ...’ın 16.06.2009 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçıları olarak davacıların kaldığı, murisin vefatından önce dava konusu taşınmazı 12.03.2007 tarihinde davacılardan ...’a sattığı anlaşılmaktadır. Davacıların, murisleri ...’ın mirasçıları sıfatıyla 23.05.2012 tarihinde başlattıkları icra takibi ile murisin ölüm tarihinden önceki dönem olan 05.10.2005-05.05.2009 tarihleri arasındaki dava konusu meskenin kira bedeli ile (96) ve (97) nolu dükkanlara ait 05.06.2009-07.09.2009 tarihleri arasındaki 4 aylık kira bedeli olan 21.755,00 TL asıl alacak ve 9.438,31 TL işlemiş faizin tahsilini talep etmişler, davalı kiracı süresinde yaptığı itirazında, davacılardan ...’a (96) ve (97) nolu dükkanlar için 05.06.2009-07.09.2009 tarihleri arası aylık 170,00 TL den 4 aylık borcunun toplamının 680,00 TL olduğunu kabul etmiş, diğer yandan dava konusu mesken ile ilgili bir borcu olmadığını, 680,00 TL. borç dışında kalan 30.558,31 TL. lik kısmın tümüne itiraz ettiğini belirtmiştir. Davalı kiracı kira akdine ve kira bedeline itiraz etmeyip kira borcunu ödediğine ilişkin itirazda bulunmuş olup, kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, kira ilişkisinin varlığını ve kira miktarını ispat yükü kiraya verene, kira bedelinin ödendiğinin ispat yükü ise kiracıya aittir. Davalı kiracı, kira bedellerini elden ödediğini belirtmiş, ancak buna ilişkin süresinde yazılı delil ibraz etmediğine göre ödediğini ispat edememiştir. Bu durumda Mahkemece, talep edilen döneme ilişkin kira alacağının ve faizinin hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hukuki olmayan yazılı gerekçeye dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.