3. Hukuk Dairesi 2016/18658 E. , 2018/5675 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ikamet ettiği adresinde telefon aboneliği bulunduğunu, davalı tarafından bu telefon için 2.038,00 TL"lik fatura düzenlenip gönderildiğini, davalıdan söz konusu telefon görüşmelerinin dökümü istenildiğinde görüşmelerin tamamının 27.12.2011 günü saat 01:29:55 ile 28.12.2011 günü saat 01:55:3 arasında gerçekleştiğini, ilk görüşme hariç tüm görüşmelerin ..."deki iki ayrı telefon numarası ile gerçekleşmiş olduğunun anlaşıldığını, ancak bu telefon aboneliğinin yalnızca internet bağlantısı için kurulmuş olduğunu, abonelik tesis edildiğinden bu yana ucunda herhangi bir telefon cihazı bağlanmadığını, yaptığı araştırmada telefon teknolojisinde, bir telefon hattı ile diğer telefon hattının birbirine kenetlenerek kilitlenebileceği, bu duruma trunk denildiği, ayrıca 24 saat boyunca iki kez ara verme dışında hiç kapatmadan aralıksız ..."de bulunan iki ayrı telefon numarası ile görüşme yapılmasının hayatın olağan akışına uygun düşmediğini ileri sürerek davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine kararı verilmesini talep etmiş, 30.06.2015 tarihli dilekçesi ile... 1. İcra müdürlüğünün 2012/1224 esas sayılı takip dosyasında haciz baskısı nedeniyle 2642,85 TL"yi davalı kurumun bildirilen hesabına yatırdığını belirterek 2.642,85 TL"nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davacının, dava dilekçesinde telefon aboneliğini yalnızca internet bağlantısı için kurulmuş olduğunu söylemiş olsa da, sonuçta telefon bağlantısının gerçekleşmiş olduğunu, arama yapılabilmesi için bir telefon cihazının bağlantıya eklenmesinin yeterli olduğunu, davacının iddia ettiği gibi telefon hatlarının kilitlenmesinin söz konusu olmadığını, davacının trunk iddiasını kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davanın kabulüne, davacının 31.12.2011 tarihli fatura nedeniyle borçlu olmadığının tesbiti ile işbu fatura nedeniyle ... 1. İcra müdürlüğünün 2012/1224 esas sayılı takip dosyası kapsamında ödediği 2642,85 TL nin ödeme tarihi olan 23.07.2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.HMK 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması zorunludur. Dava; telefon aboneliği kullanım bedeline ilişkin olup, davacı tarafça davaya konu telefon ile bir başka telefon hattının birbirine kilitlendiği iddia edilmekle, uyuşmazlığın çözümünün, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği ve konusunda uzman bilirkişinin görüşünün alınmasının gerekli olduğu açıktır.Somut olayda, mahkemece; görüşüne başvurulan bilirkişiler elektronik mühendisi ve hesap bilirkişisi olup, telefon aboneliği ve telekomünikasyon teknolojisi ile ilgili uzmanlıklarının bulunduğu hususunda dosya içerisinde bir bilgiye de rastlanılamamıştır. Hükme esas alınan raporları düzenleyen bilirkişilerin dava konusunda rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmadığı anlaşıldığından, söz konusu bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesisi mümkün değildir. Hal böyle olunca, mahkemece, dava dosyası önceki bilirkişiler dışında, telefon aboneliği kullanımı konusunda uzman ve ehil olan mühendis ve telekomünikasyon uzmanı bilirkişilerden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine verilerek, bilirkişilerden dava konusu hakkında dava tarihinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, davalı tarafın bilirkişi raporuna yaptığı itirazların da değerlendirildiği bir rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, bu husus göz ardı edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlere hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.