3. Hukuk Dairesi 2016/17620 E. , 2018/5718 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile ayrıldıktan sonra ziynet, çeyiz ve diğer kişisel eşyalarını teslim alamadığını ileri sürerek, ziynet, çeyiz eşyaları ve diğer kişisel eşyaların aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ziynetler yönünden 5.000,00 TL’nin çeyiz eşyaları ve diğer kişisel eşyalar yönünden ise; 2.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.Davalı; davacının evden ayrıldığı tarihte asker olduğunu, dava konusu ziynet eşyalarının kendisinde olmadığını, askerde iken müdahalesinden söz edilmeyeceğini savunarak, ziynet eşyaları ile çeyiz eşyalarına yönelik istemin reddine karar verilmesini dilemiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile; 4 adet 22 ayar 96 gram burgulu bilezik, 3 adet 14 ayar, 14 gram yüzük, 1 adet saat, 1 adet 22 ayar yarım altın, 1 adet 14 ayar 6 gram yarım altın çerçevesi, 1 adet 14 ayar 35 gram takı seti, 1 adet 14 ayar 10 gram künye bileklikten oluşan ziynet eşyalarının aynen davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bilirkişi raporu ile belirlenen 15.050,00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ayrıca, çeyiz ; 1 adet ... marka ütü 35,00 TL, 1 adet ... marka Elektrikli süpürge 50,00 TL, 1 adet belirsiz marka üçlü tencere takımı 40,00 TL, 1 adet belirsiz marka düdüklü tencere 35,00, 1 adet büyük tencere 50,00 TL, 1 takım (3 adet) üçlü büyük tencere 70,00 TL, 2 adet duvar saati 20,00 TL, 1 adet porselen çaydanlık 20,00 TL, 1 adet sürahi takımı 30,00 TL, 1 takımı- (6"lı) çay bardağı takımı 10,00 TL, 1 adet lider marka elektrikli su ısıtıcı 15,00 TL, 1 adet şekerlik 5,00 TL, 3 takım 6"lı kase takımı 30,00 TL, 1 adet oyuncak sepeti 10,00 TL, 1 adet bebek beşiği 300,00 TL, muhtelif bebek giyim eşyaları 500,00 TL, 15 adet oyalı yazma 300,00 TL, 10 adet patik 75,00 TL, 5 adet penye buluz 50,00 TL, 1 adet gömlek 10,00 TL, 1 adet örgü yelek 15,00 TL, 1 adet pardesü 75,00 TL, 1 adet küpürlü şalvar takımı 50,00 TL, 2 adet kol çantası 30,00, 1 takım 6 parça dantel oda takımı 30,00 TL, 3 adet dantel sehpa örtüsü 15,00 TL, 1 adet fiskos masası örtüsü 35,00 TL, 1 adet işlemeli yatak etek takımı 100,00 TL, 1 takım nevresim takımı 35,00 TL, 1 adet yorgan 45,00 TL, 1 adet yastık 10,00 TL, 1 adet penye yelek 10,00 TL, 2 adet penye tunik 20,00 TL olmak üzere eşyalarının aynen davalıdan alınarak davacıya iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bahse konu eşyaların bilirkişi marifetiyle tespit edilen toplam 2.125,00 TL bedelinin davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Dava; ziynet, çeyiz eşyaları ile diğer kişisel eşyaların aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki ikinci bent davalının ise üçüncü bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- HMK’nun 297.maddesinde bir hükmün neleri içermesi gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. (6100 sayılı HMK m. 297/2; 1086 sayılı HUMK. m. 388) Somut uyuşmazlıkta; dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla çeyiz eşyaları ve diğer kişisel eşyalar yönünden ; 2.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş ve davacı talep miktarını arttırdığı ıslah dilekçesinde de faiz istemini yinelemiştir. Mahkemece davacının çeyiz ve diğer kişisel eşya alacağına dair isteminin kabulüne karar verilmesine rağmen, faiz talebine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Oysa; mahkemenin hüküm fıkralarında; asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında açık ve tereddüte yol açmayacak şekilde karar vermesi zorunludur.Davadaki faiz asıl alacağa bağlı, fer’i nitelikte olması nedeniyle, asıl alacağın kabulü halinde şartları var ise; faiz isteminin de kabulü yönünde hüküm kurulması gerekmektedir.
Hal böyle olunca mahkemece; çeyiz ve diğer kişisel eşyalar yönünden 2.125,00 TL asıl alacağa hükmedilmiş olup, davalının dava tarihinden itibaren temerrüde düştüğü gözetilerek faize hükmedilmesi gerekirken, davacı tarafın açık talebine rağmen çeyiz ve diğer eşyalara yönelik olarak, faiz istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiş, kararın davacı lehine bozulması gerekmiştir.
3- Davalının, ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayları kanıtlaması gerekir.
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Somut uyuşmazlıkta; davacı dava dilekçesinde ziynetleri alamadan müşterek konuttan ayrılmak zorunda kaldığını belirtmiş, 01.04.2016 tarihli duruşma sırasında; ziynetlerin davalı askerdeyken kayınpederi tarafından elinden alındığını, ..., ... ... ve ...’in de olay anında orada olduklarını, hatta ...’nun altınlarının da alındığını fakat sonra geri iade edildiğini duyduğunu, kendisine ait ziynetlerin ise iade edilmediğini iddia etmiştir.
Bu bağlamda, kadının, dava konusu ziynetlerin varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alındığını ispat etmesi gerekir.Davacı iddiasını ispat etmek için tanık dinletmiştir. Davacının tanık listesinde isimlerini bildirdiği tanıkların; davanın tefrik edildiği boşanma dosyası ve eldeki dosyada alınan beyanlarında ziynetlerin davacıdan alındığı ve iade edilmediğine dair görgüye dayalı bilgileri olmadığı anlaşılmaktadır. davacının ziynetlerin elinden alındığı sırada ..., ... ... ve ...’in orada bulunduklarını ifade etmiş ise de; ismi belirtilen kişilerin beyanlarında; davacının iddasını destekler mahiyette açıklamaya rastlanmamıştır. Her ne kadar mahkeme tanık ...’in “Kayınpederime ...’ya giderken altı küçük altınımı vererek bileklik yaptırmasını istemiştim, bileklik yapılarak tarafıma verildi.” şeklindeki beyanını tevil yollu ikrar kabul etmiş ise de; ismi geçen tanığın aynı celse ve dosya kapsamındaki alınan diğer beyanlarında ziynetlerin ellerinden alınmadığı ve davacının evden ayrıldığı sırada annesinin sorusu üzerine annesine ziynetleri aldığını söylediğini beyan ettiği, davacının altınlarının kayınpederi tarafından elinden zorla alındığına dair söylemi olmadığı anlaşılmaktadır.Görüldüğü üzere; davacı, tanık beyanları, boşanma ve eldeki dosyadaki diğer delillerle ziynetlerin elinden alındığını, evden ayrılırken ziynetleri yanında götürmediğini, davalının ziynetleri kendisine iade etmediğini ispat edememiştir.Hal böyle olunca mahkemece; ziynetlerin davacı kadının elinden alındığının ispatlanamadığı, ayrıca davacının evden ailesi ve yakınları ile birlikte bir kısım kişisel eşyalarını alarak ayrıldığı hususu birlikte değerlendirildiğinde evden ayrılma şekli itibariyle de ziynetleri götürme imkanının bulunduğu göz önünde bulundurularak, kadının ziynetlere yönelik talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, somut olaya uymayan yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus ziynetlere ilişkin hükmün davalı lehine bozulmasını gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının ve davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına ,üçüncü bentte açıklanan nedenlerle aynı hüküm gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.