Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16138
Karar No: 2017/4303

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/16138 Esas 2017/4303 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/16138 E.  ,  2017/4303 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; .... mahallesinde bulunan 103 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ihtiva etmiş bulunduğu 356,88 m²"lik gayrimenkulün 59,33 m²"lik kısmının ve yine 103 ada 3 parsel sayılı tapu kaydının ihtiva etmiş bulunduğu 208,27 m²"lik gayrimenkulün 17,31 m²"lik kısmının 3621 sayılı Kanunun 4. maddesi gereği kıyı haline dönüştürüldüğünü ileri sürerek, şimdilik 10.000.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacıları tapu kaydındaki hisseleri nisbetinde ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili 18/02/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını toplamda 45.099,00.-TL"ye artırmış, ıslah harcını da yatırmıştır.
    Mahkemece davanın kabulü ile; 10.000.-TL"nin dava tarihi olan 22.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 35.099,17.-TL"nin ise 18.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacılara tapudaki hissileri oranında verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava TMK’nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Mahkemece kurulan hüküm usûl ve kanuna aykırıdır. Dosya kapsamından, 1988 yılında yapılan kadastro sırasında dava konusu 103 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 415 m² yüzölçümü ve kargir natamam 5 katlı bina vasfı ile 09/12/1965 tarih 14 ve 04/10/1979 1 nolu tapu kaydına dayanarak ... adına, 103 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ise 223 m² yüzölçümü ve tarla vasfıyla 11/10/1983 tarih 4 numralı tapu kaydına dayanarak Rıza Akay adına tespit edilmiş, Hazine tarafından tespit maliklerine karşı açılan dava sonucu kadastro mahkemesinin 1992/23 E. - 2002/55 K. sayılı kararı ile; 103 ada 3 sayılı parselin 17,13 m²"sinin, 103 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise 59,33 m²"sinin kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeni ile davalılar adına yapılan tespitin iptaline kalan kısmın kişiler adına tesciline karar verilmiş, hüküm 17. Hukuk Dairesince onanarak 21/11/2006 tarihinde kesinleşmiş, davacılar 22/06/2011 tarihinde eldeki davayı açmışlardır.
    4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerledirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir.
    4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel


    kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir.
    Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
    Somut olaya gelince, tazminat konusu taşınmazlar kadastro sırasında tapu kaydına dayanarak davacılar ve/veya murisleri adına tespit edilmiş olup,hazine tarafından açılan dava sonucu taşınmazlar tapu kaydı kapsamında olsa dahi kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısımlarının tespitinin iptaline karar verilmiş,dolayısı ile tapu malikleri kadastro sırasında tespite esas alınan tapu kaydından daha az miktarda yer kişiler adına tescil edilmiş olduğuna göre, Tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararlarının karşılanması gerektiği kuşkusuzdur. Davacıların zararı, kadastro mahkemesinin 1992/23 E. - 2002/55 K. sayılı kararının kesinleştiği tarihte oluşmuş olup, mahkemece bu tarihin değerlendirme tarihi olarak esas alınması gerekmektedir. Tapusu iptal edilen taşınmazın arsa olduğu hususu dosya kapsamı ile sabittir.
    Nevar ki; hükme dayanak yapılan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda emsal alınan taşınmaza ilişkin tapu kaydı, satış akit tablosu dosya içerisinde bulunmadığından bilirkişi raporunu denetlemek mümkün olmamıştır.
    Bu durumda somut olayda davaya konu taşınmazın değerinin yöntemine uygun şekilde tespit edildiği söylenemez.
    Bu nedenle, mahkemece arsa niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak, emsal satışların değerlendirme tarihindeki (kadastro mahkemesi kararının kesileştiği 21/11/2006) karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak, taşınmazdan DOP payının düşülmesinin gerekip gerekmediği belirtilmek, taşınmaz üzerinde bulunan tek katlı yazlık evin Bayındırlık Bakanlığı resmi birim fiyatları esas alınarak yıpranma payı düşülmek suretiyle gerçek zararın belirlenmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaz ile aynı bölgeden bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması, emsal alınan taşınmazlara ilişkin resmi satış akit tablolarının tapu müdürlüğünden getirtilmesi, emsal taşınmazlar ile çekişmeli taşınmaza ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili belediye başkanlığı emlak vergi dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporununda denetlenmesi, dava konusu taşınmazın ve emsal alınan taşınmaz/taşınmazların değerlendirme (27/03/2014) tarihi itibariyle imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadıkları, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye başkanlığı imar ve tapu müdürlüklerinden sorulup, emsalin İmar Kanunu uyarınca imar parseli, dava konusu taşınmazın ise kadastral arsa parseli olduğunun belirlenmesi halinde çekişmeli taşınmazın emsalle karşılaştırma sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmesi, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11/05/2017 günü oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi