3. Hukuk Dairesi 2016/19547 E. , 2018/5777 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali - tescil ecrimisil davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; muris ... tarafından düzenlenen iki vasiyetname ile müvekkiline iki adet taşınmaz, dikiş makinası ve 6 bilezik vasiyet ettiğini, taşınmazların davalılarca intikallerinin yapıldığını belirterek; menkullerin teslimine, taşınmazların davalılar adına tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline, taşınmazların kullanılması nedeniyle ecrimisile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar; vasiyetnameden haberdar olmadıkları için iyiniyetli olarak intikal yaptıklarını, vasiyetnamenin iptali ve tenkisi için dava açtıklarını, sonucunun beklenilmesi gerektiğini, menkullerin mevcut olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davalıların tapuda kendi adına intikal yaptırdıkları, vasiyetnamenin iptali davasının reddedildiği, temyiz aşamasında olduğu, kararın onanması halinde davacı kurumun davaya gerek kalmadan taşınmazın devir ve teslimini yapabileceği, bu nedenle hukuki yararı olmadığı, davacının henüz taşınmaz maliki olmaması nedeniyle müdahalenin meni ve ecrimisil talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyize konu uyuşmazlık vasiyetnameye konu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve tesciline ilişkindir.
Vasiyet, genellikle ivazsız bir tasarruftur. Vasiyet alacaklısı, mirasbırakanın külli halefi olmayıp, cüzi halefi olduğu için vasiyet olunan mal üzerinde doğrudan hak kazanması mümkün değildir. Vasiyet alacaklısının alacak hakkının hukuki sebebi olan vasiyet her ne kadar mirasbırakanın sağlığında yapılıyorsa da, bu bir ölüme bağlı tasarruf olduğundan, vasiyet alacağı ancak mirasbırakanın ölümü ile doğar. Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak bu malın vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır. Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı açılır.Vasiyetnamenin tenfizi ve buna bağlı olarak tapu iptal ile tescil davası vasiyetnamenin açılıp okunduğu, itiraza uğramadan veya itiraz edilmiş ise itirazların reddedilmesi sonucunda kesinleştiğine dair bir tespit davasıdır.Dosyanın incelenmesinde; muris tarafından düzenlenen 06/09/1985 tarihli vasiyetname ile 3507 parsel sayılı, 02/10/1995 tarihli vasiyetname ile 553 parsel sayılı taşınmazların davacıya vasiyet edildiği, murisin vefatının ardından davalı mirasçılar tarafından tapuda kendi adına intikallerinin yapıldığı, açılan vasiyetnamenin iptali ve tenkisi davasının reddedildiği, Dairemizce kararın onanmasının ardından karar düzelteme talebinin de reddiyle birlikte kesinleştiği anlaşılmaktadır.
O halde; mahkemece, dava konusu vasiyetnamelerin kesinleştiği, davacının vasiyet alacaklısı olduğu dikkate alınarak, cüzi halefi olduğu için vasiyet olunan mal üzerinde doğrudan hak kazanması mümkün olmadığından, davanın esası hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.