3. Hukuk Dairesi 2017/13435 E. , 2018/5779 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki alacak davasına dair ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26/02/2016 günlü ve 2015/24 E - 2016/48 K sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 19/04/2017 günlü ve 2016/11708 E - 2017/5738 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde;davacı davalı ve dava dışı 3. kişilerin taşınmaz üzerinde hisseli olarak malik bulunduklarını, davacının taşınmaz üzerine eklenti yaptığını, dava konusu taşınmazın ortaklığın giderilmesi yolu ile satıldığını ve 3. kişi tarafından satın alındığını, satış memurluğu ilamı uyarınca satış sonrası taşınmaz üzerinde bulunan gecekondulara isabet eden ihale bedellerini hak sahiplerine ödenmesi yerine tapuda malik sıfatı taşıyan kişilere hisseleri oranında paylaştırma yoluna gidildiğini, davalı tarafa fazladan ödeme yapıldığını, davacının taşınmaz üzerindeki gecekondunun sahibi olduğunu, müvekkiline ödenmesi gereken 34.275,72-TL nin davalı adına bankaya yatırıldığını, davalı yönünden sebepsiz zenginleşme sonucunun ortaya çıktığını beyan ederek, 34.275,72-TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlimkte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı savunmasında, davacının kötü niyetli olduğunu, hisseli olduğunu bildiği taşınmaz üzerinde izin almadan gecekondu yaptığını, bahçeyi kullandığını ve rant elde ettiğini, satış bedelinden de hissesini aldığını, artık talep edebileceği bir alacağının kalmadığını beyan ederek , davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 34.227 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine;Dairemizin 2014/4037 esas 2014/9737 karar sayılı 17/06/2014 tarihli ilamıyla;“Davada, davalı ile birlikte malik olan davacının taşınmaz üzerinde yapmış olduğu muhtesatların, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda taşınmazın satılması ile, muhtesat bedellerinden de hisse alan davalıların sebepsiz zenginleştiğini öne sürerek muhtesat bedelinin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
818 sayılı BK.nun 61-66.maddeleri (6098 sayılı TBK.nun 77-82.maddeleri) gereğince, sebepsiz zenginleşme; ortaklığın giderilmesi yoluyla satışın yapıldığı ve bina dahil satış bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir.Dosyada mevcut bilirkişi raporunun incelenmesinden; davacının talep edebileceği muhtesat bedelinin 34.227 TL olduğu belirlenmiş, mahkeme tarafından da bu bedel esas alınmak üzere karar verilmiştir. Oysa ki; hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama hatalı ve eksiktir.Öyle ise mahkemece, konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile, davacı tarafından yapıldığı kabul edilen muhtesatların yapılmış olması ve yapılmamış olması halleri için ayrı ayrı olmak üzere taşınmazın ihale gününde ve aynı koşullarla satılmasından elde edilecek gerçek sürüm değerleri belirlenmeli, bu şekilde elde edilecek değerler arasında bir fark meydana geldiğinde bunlar birbirine oranlanmalı, bu oran ihale ile yapılan satış bedeline uygulanarak bulunmalı, bulunacak bu miktardan davacı payına isabet edene hükmedilmelidir. Yok eğer giderlerin yapılmış olması haliyle, yapılmamış olması halinde belirlenen değerler arasında bir fark olmadığının anlaşılması durumunda ise giderlerin satış bedeline etkisinin olmadığı, dolayısıyla davalının bu giderlerin yapılması nedeniyle bir sebepsiz zenginleşmesinin bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmelidir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Söz konusu bozma ilamı uyarınca mahkemece; teknik bilirkişinin 07/12/2015 tarihli raporu dikkate alındığında taşınmaz üzerindeki davacıya ait muhtesatların taşınmazın satışında olumlu yada olumsuz etki yaratmayacağı, taşınmazın arsa olarak satış kaabiliyetinin bulunduğunun beyan edilmesi karşısında davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/11708 esas 2017/5738 karar 19/04/2017 tarihli ilamıyla onanmasına karar verilmiş, onama ilamına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.Dosyanın incelenmesinde; tarafların hissedar olduğu taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verildiği, satış dosyasında dava konusu taşınmazın üzerindeki muhtesatlarla birlikte kıymet takdirinin yapıldığı, taşınmaza kattığı değerin belirlendiği, bu şekilde taşınmazın ihale edilerek alıcı bulduğu görülmektedir.
O halde; mahkemece; dava konusu taşınmazın muhtesatlarla birlikte ihale edilerek satılması nedeniyle, muhtesatların satış bedeline etkisinin olduğu anlaşıldığından; konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile, davacı tarafından yapıldığı kabul edilen muhtesatların yapılmış olması ve yapılmamış olması halleri için ayrı ayrı olmak üzere taşınmazın ihale gününde ve aynı koşullarla satılmasından elde edilecek gerçek sürüm değerleri belirlenmesi, bu şekilde elde edilecek değerler arasında bir fark meydana geldiğinde bunlar birbirine oranlanması, bu oran ihale ile yapılan satış bedeline uygulanarak bulunması, bulunacak bu miktardan davacı payına isabet edene hükmedilmesi gerekirken; yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 2016/11708 esas 2017/5738 karar 19/04/2017 tarihli onama kararının kaldırılarak, ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2015/24 esas 2016/48 karar sayılı 26/2/2016 mahkeme kararının yukarıda açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA ve peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.