Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/282
Karar No: 2021/2334
Karar Tarihi: 04.03.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/282 Esas 2021/2334 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/282 E.  ,  2021/2334 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ...HUKUK DAİRESİ


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalının istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 03/11/2020 tarihinde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra noksanlığın giderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesi sonrasında dosyadaki bütün kağıtlar okunarak gereği düşünüldü.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; taraflar arasında düzenlenen 15.08.2002 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile, kendisine ait akaryakıt istasyonunu davalı şirkete kiraya verdiğini, davalının istasyonun bulunduğu kavşakta belediye tarafından yapılan kavşak çalışmasını gerekçe göstererek kira sözleşmesini fesh etmek ve kira sözleşmesinin kendisine yüklediği edimlerden kurtulmak için ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2005/1119 esas sayılı dosyası ile, aktin feshi ve 479.022 TL alacağın tahsili talepli açılan davada, mahkemece; taraflar arasındaki kira sözleşmesinin feshine ve fesih tarihi ile kira bitim tarihine kadar olan dönem için peşin ödenen 96.000 TL kira bedelinin tahsiline karar verildiğini; iş bu ilamın davalı tarafından .... İcra Müdürlüğü"nün 2008/6775 sayılı takip dosyası ile takibe konulduğunu, kendisi tarafından da aynı ilamdan kaynaklı vekalet ücreti için ..... İcra Müdürlüğünün 2008/4366 sayılı takip dosyası ile takip yapıldığını, kira ilişkisinden kaynaklı kira bedeli için davalı taraftan alınan bonoları ... İcra Müdürlüğün 2008/6374 sayılı dosyası ile takibe koyduğunu ve takibin kesinleştiğini, karşılıklı icra takipleri sonrasında, tarafların karşılıklı olarak, sulh ve mahsuplaşma amacıyla, 06.06.2008 tarihli mutabakatname başlıklı bir sözleşme imzaladıklarını, .... Sulh Hukuk Mahkemesinin anılan kararının kısmen bozulması üzerine... Sulh Hukuk Mahkemesince bozma ilamına uyularak, 20.04.2012 tarihli, 2008/1862 esas 2012/711 karar sayılı kararını verdiğini, bu kararın temyiz edildiğini, tarafların anlaşması ve 06.06.2008 tarihli mutabakatnameden sonra davalı tarafın o aşamaya kadar işlerini takip eden vekilini azlettiğini ve başka bir vekil aracılığıyla... Sulh Hukuk Mahkemesinin bozmadan sonra 2008/1862 esasını alan 2008/11743 karar sayılı ilamını... İcra Müdürlüğünün 2012/12222 sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, bu takibe konu ilamın da faiz ve vekalet ücreti yönünden kısmen bozulmasına karar verildiğini, davalı tarafın mutabakatname sonrası azlettiği vekili aleyhine .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/431 esas, 2016/192 karar sayılı dosyasında; davalının, mutabakatname uyarınca kendilerinden tahsil edilen paranın tahsilini talep ettiğini ve mahkemece; 72.600TL"nin davalının avukatından tahsili ile davalıya verilmesine karar verildiğini, ...İcra Müdürlüğünün 2012/12222 sayılı takip dosyasının tahsil edilen alacağın tekrar tahsiline yönelik olduğunu belirterek takip dosyasındaki borçtan dolayı borçlu olmadıklarının tepitine, % 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalı; taraflar arasında 15.08.2002 başlangıç tarihli kira sözleşmesi sebebiyle... Sulh Hukuk Mahkemesince; taleplerinin kısmen kabul edilip, akdin feshine ve 96.000 TL"nin tahsiline hükmedildiğini, davalının bahsi geçen kira ilişkisi sebebiyle depozit ve teminat olarak davacıya vermiş olduğu bonoların, davalı tarafından ... İcra Müdürlüğünün 2008/6374 sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini, davacı tarafın da vekalet ücreti alacağı için ... İcra Müdürlüğünün 2008/6775 sayılı dosyası ile davalı tarafta vekalet ücreti alacağı için ....İcra Müdürlüğünün 2008/4366 sayılı dosyaları ile takip başlattıklarını, davacının o tarihteki ve şimdiki avukatı olan ... ile davalının o tarihteki vekili ..."ın belirsiz bir tarihte bir araya geldiklerini ve sayılan takipler için geçici bir takas mahsup işlemi yaptıklarını, birçok rakamsal ve hukuki hata içeren bu mahsuplaşma neticesinde; davalı müvekkilinin eski avukatı ...."a 72.666TL meblağlı çekler verildiğini, davalının avukatı ...."ın azledildiğini, kendisine tahsil ettiği paralar varsa iadesi için ihtarname gönderildiğini, bu ihtarnamelerin yanıtsız kalması sebebi ile de hakkında Savcılığa şikayette bulunduklarını ayrıca .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/431 esas sayılı dosyası ile de istirdat davası açtıklarını, düzenlenen mutabakatname adlı belgede tarih dahi bulunmadığını, bu belgenin yöntem ve esas olarak hukuk dışı olduğunu,...Sulh Hukuk Mahkemesince verilen kararın .... İcra Müdürlüğünün 2012/12222 sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini, davacının davalıdan depozit ve teminat için aldığı ve toplam bedeli 63.500USD olan senetlerin kira sözleşmesinin feshedilmesi ile birlikte geçersiz hale geldiğini, bu gerçeğe rağmen söz konusu senetlerin davacı tarafından 58.000USD lik kısmının ....İcra Müdürlüğünün 2008/6374 sayılı dosyası ile takibe konulduğu gibi bir de bu mutabakatname adlı belge ile adı geçen vekillerce mahsuplaşmaya konu edildiğini, davacı ..."ın geçersiz alacağı ile davalı ... Petrol"ün geçerli alacağı takas mahsup edilmek istendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini ve alacağın % 20 sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini dilemiştir.
    İlk derece mahkemesince; yargılama sırasında ve ilamdan önce hazırlanan mutabakatnameye dayanarak ilamdan sonra menfi tespit ve istirdat davası açılmasının usulen mümkün olmadığı ve mutabakatnamenin yerine getirilip getirilmediğinin de belgelendirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının istinaf dilekçesinin esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    HMK"nın 204. maddesi de benzer şekilde, "İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar." düzenlemelerini içermektedir. Kesin delil, yanları ve hakimi bağlayan, bu tip delillerle kanıtlanan olayın hukuksal doğru olarak kabul edilmesi gereken delillerdir. Hakimin kesin delilleri takdir yetkisi yoktur. Bu biçimde ispatlanan hususu doğru kabul etmek zorundadır. Hukukumuzda kesin deliller sınırlı olup bunlar, ikrar, senet, yemin ve kesin hükümdür (Hukuk Genel Kurulu’nun 14.11.2012 gün ve Esas:2012/20-583, Karar:2012/789 sayılı ilamı).
    6100 sayılı HMK"nın 187. maddesinde; ispatın konusunun, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalardan oluştuğu ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilebileceği, herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıaların çekişmeli sayılmadığı hükme bağlanmıştır.
    Yargılama usulü bakımından ikrar, açıklayan tarafından hasmının karara bağlanmasını istediği hakkın veya hukuki durumun meydana gelmesine esas olan ve hasmınca ileri sürülen maddi olayların tümünün veya bir bölümünün doğru olduğunun bildirilmiş olması demektir ( YHGK 09.11.1955 gün E:4-79 K:78; YHGK 25.06.1975 gün E.4/681 K.879 ).
    Davada bir tarafça ileri sürülen bir vakıa iddiasının, mahkeme önünde karşı taraf ya da vekili tarafından ikrar edilmesiyle artık o vakıa, taraflar arasında çekişmeli olmaktan çıkar ve bunun sonucu olarak ispatı gerekmez. (HMK 188/1.m) İspatın gerekmediği bir halde ise, delilden söz edilemez. İkrar, tek taraflı bir usûlî işlem olarak, delil ikame faaliyetini ve ispat ihtiyacını ortadan kaldıran bir taraf beyanıdır.
    Mahkeme içi ikrarın, taraflardan yada onların yetkili temsilcilerinden sadır olması ve ikrarın yargılama içinde, mahkemeye karşı yapılması gerekir. Mahkeme içi ikrar, mahkeme önünde sözlü olarak yapılabileceği gibi; bir dilekçe veya layiha ile de vakıa ikrar edilebilir. Mahkeme içi ikrar, bir kesin delildir.
    Önemle vurgulanmalıdır ki; bir davada yapılan mahkeme içi ikrar, başka bir davada da geçerli olup, kesin delil teşkil eder (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı baskı, İstanbul 2001, C:2, s:2045 ).
    Davayı kabulden söz edilebilmesi için, davalı tarafından mahkemeye yöneltilmiş bulunan tek taraflı ve varması gereken bir irade beyanının mevcudiyeti gerekir. (Tanrıver, s. 221). Bu irade beyanının kendisinden beklenen hüküm ve sonuçları doğurabilmesi mahkeme veya davacı tarafından kabul edilmesine bağlı değildir (Kuru, s. 3691). Bu yönü ile davayı kabul beyanı davadan feragatle benzerlik gösterirken, mahkeme huzurunda yapılan sulhlerden ayrılır. Zira mahkeme huzurunda yapılan sulh için tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarına ihtiyaç vardır.
    Diğer bir koşul, davayı kabule ilişkin irade beyanının, kayıtsız, şartsız ve açık olması gereklidir (6100 s. HMK m. 309/4). Usul işlemleri kural olarak şarta bağlı olarak yapılamayacağından, şarta bağlı olarak bir kabul beyanında bulunulmuş ise, davalının bu beyanının davayı kabul olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Davalının, davanın kabulüne ilişkin davayı kabul eden irade beyanının, kayıtsız, şartsız olmasının yanı sıra, açık ve tereddüte yer vermeyecek bir biçimde kesin olmalıdır. Zımni olarak davayı kabul de mümkün değildir (Kuru, 3692-3694).
    Diğer taraftan, davalının kabule ilişkin irade beyanının davacının talep sonucunu konu alması gerekir. Davalı sözü edilen irade beyanı ile davacının dava dilekçesinin talep sonucu kısmına rıza gösterir. Davayı kabul davacının dava dilekçesinin talep sonucunun tamamına ilişkin olabileceği gibi, talep sonucunun bir kısmına ilişkin de olabilir (1086 s. HUMK m. 94/3, HMK m. 309/3).
    6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 139. maddesi gereğince, iki kişi karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise, her biri alacağını borcuyla takas edebilir. Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir. Yine 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 143. maddesi hükmüne göre takas, ancak borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesi ile gerçekleşir. Bu durumda her iki borç takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona erer. Takas için mutlaka karşılık dava açılması zorunlu değildir. Davalı, karşılık dava açmadan da takas savunmasında
    bulunmakla yetinebilir. Bununla birlikte davalının takas etmek istediği karşılık alacağın miktarı asıl davada istenen alacaktan daha fazla ise ve davalı bu fazla alacağını hüküm altına aldırmak istiyorsa karşı dava açılması gerekir.
    Somut olaya gelince; davacı vekili ile davalının azledilen vekili arasında imzalanan tarihsiz mutabakatname başlıklı protokol ile; davalı-kiracının, Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1119 E. -2007/907 K. sayılı ilamına dayalı olarak, davacı-kiraya veren aleyhine, Kadıköy 6. İcra Müdürlüğünün 2008/6775 E. sayılı dosyası üzerinden başlattığı takipten kaynaklı alacağının 06.06.2008 tarihi itibariyle 235.299,44TL olduğunu, davacı-kiraya verenin senetlere dayalı olarak davalı-kiracı aleyhine ... İcra Müdürlüğünün 2008/6374 esası üzerinden başlattığı takipten kaynaklı alacağının 79.612,98TL ve davacı-kiraya verenin .... İcra Müdürlüğünün 2008/4366 esası üzerinden vekalet ücretinin tahsili için başlattığı ve ... İcra Müdürlüğünün 2008/6374 E. sayılı dosyasında hesap edilen icra ve vekalet ücreti toplamının 33.015,47TL olduğu, davacı alacağından, davalı alacağının mahsup edilerek, davacının davalıdan bakiye 155.686,46TL alacaklı kaldığı ve yine 15.07.2008 tarihli 5.500USD tutarındaki senedin kiracı davacıya iade edildiği hususlarında anlaşmaya varıldığı, ayrıca bakiye alacak miktarının 72.666TL"lik kısmının mutabakatnamede detayları belirtilen çekler ile, geri kalan kısmının ise... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1119 E. Sayılı dosyasının Yargıtay tarafından onanması halinde, onama kararının tebliğinden itibaren 10 gün içinde ödeneceğinin, bu kararın bozulması durumunda da bozma ilamı çerçevesinde oluşacak yeni karar doğrultusunda, mutabakatnamede yazılı ödemeler dikkate alınarak, alacak ve boçların ifa edileceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir.
    .... Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/762 E. sayılı dosyasında; davacı-dosyamız davalısı; 15/08/2002 tarihinde davacı şirket tarafından tanzim edilen, her biri 5.500USD meblağlı 7 adet bono ile 25.000 USD meblağlı 1 adet bononun teminat olarak davalıya teslim edildiğinden bu bonolar ve bu bonolara dayalı olarak ...İcra Müdürlüğünün 2008/6374 E. sayılı icra dosyası yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemenin 14.05.2015 tarihli kararı ile; "...Taraflar arasında yapıldığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmayan 06.06.2008 tarihinde tanzim olunan mutabakatname uyarınca, asıl dava konusu olan ve davalıdan tahsili gereken, davacının fazladan ödediği kira bedeli ile davacı/kiracı tarafından davalıya verilen 1 adet 25.000USD bedelli bono ve 6 adet 5.500"er USD bedelli bonodan kaynaklı alacağın takasının gerçekleştirildiği ve yine birleşen davaya konu, mahsuplaşma neticesinde vadesi gelmeyen 1 adet 15.07.2008 vadeli 5500USD tutarlı bononun, aynı mutabakatnamede davacı/kiracıya iade edildiğinin imza altına alındığı göz önüne alındığında, koşulları davacı ve davalı tarafça belirlenen ve tarafları bağlayıcı nitelikteki mutabakat uyarınca, davacının iddiasının subut bulmadığı kanaat ve sonucuna ulaşılmış" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı-kiracı şirket tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 19.12.2017 Tarih 2017/2250E.-2017/17800 K. sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
    Davalı kiracının mutabakatname sonrası azlettiği vekili tarafından ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/431 esas, 2016/192 karar dosyasında vekalet ücretinin tahsiline yönelik açılan davaya, davalı tarafından açılan karşı dava ile ; davacı-karşı davalı avukatın, ... ile olan mahsuplaşmaya ilişkin davacıya talimat vermediğini, davacının ..."ın mahkeme ilamına bağlı olmayan alacağını mahsup ettiğini, davacının dava dışı ..."dan 72.666TL tahsil edip hukuken haklı olmadığı halde hapis hakkı kullandığını belirterek bu miktarın tahsilini talep ettiği, mahkemece karşı davanın kabulü ile 72.600TL"nin davalı-karşı davacıdan tahsiline dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine, Yargıtay ... HD"nin 2018/3231 E.- 2018/7355 K. sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği görülmektedir.
    Bu açıklamalara göre; taraf vekillerince düzenlenen mutabakatname başlıklı sözleşme ile, tarafların alacak ve borçlarının takas edildiği, ancak bu sözleşmede; bakiye kalan alacağın, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1119 E. Sayılı dosyasının Yargıtay tarafından onanması halinde, onama kararının tebliğinden itibaren 10 gün içinde ödeneceğinin, bu kararın bozulması durumunda, bozma ilamı çerçevesinde oluşacak yeni karar doğrultusunda, mutabakatnamede yazılı ödemeler dikkate alınarak, alacak ve boçların ifa edileceğinin kararlaştırıldığından, bu kararlaştırmaya göre; iş bu protokolün, ilamlı icraya konu davadan feragat veya kabul niteliğinde olmadığından, bu mutabakatın, hakkın özüne ilişkin olmayıp, borcun tasfiyesine ilişkin olduğundan, icraya konu davanın yargılaması sırasında ileri sürülemesinin zorunlu olduğu şeklindeki mahkeme gerekçesi doğru değildir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/762 E. sayılı dosyasında mahkemenin bu protokolün geçerli olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği ve bu kararın kesinleşmesi durumunda iş bu kararın mutabakanamenin geçerli olduğu yönünde HMK"nın 204. maddesine göre kesin delil oluşturacağı izahtan varestedir. Ayrıca .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/431 esas, 2016/192 karar dosyasında; davalı tarafça bahsi geçen mutabakatnameye göre azledilen vekillin 76.600TL tahsil ettiğine ilişkin beyanının mahkeme içi ikrar olup olmadığı üzerinde de durulması gerekir.
    Bu durumda mahkemece; yukarıda bahsi geçen dava ve icra dosyaları getirtilerek, dava dosyalarının kesinleşip kesinleşmediği üzerinde durulmak suretiyle, davalının...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/431 esas dosyasındaki beyanları da dikkate alınarak, mutabakatnameye konu bonoların iade edilip edilmediği, bu bonolar dolayısıyla icra takibine devam edilip edilmediği ve mutabakatnamenin son paragrafına göre icraya konu ilam yönünden bozma sonrası davalının ne kadar alacaklı olacağı konusunda hesap bilirkişisinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hukuki olmayan gerekçeyle ve eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, 3.050 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 04.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi