17. Ceza Dairesi 2017/5167 E. , 2018/1573 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Suç tarihi itibarıyla suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydında sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin bir ilam mevcut olup, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.02.2008 gün ve 346-25 sayılı kararında vurgulandığı üzere, kurulan mahkumiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir hüküm niteliğinde olmadığı, dolayısıyla suç tarihi itibarıyla suça sürüklenen çocuğun kasten suç işlediğine dair kesinleşmiş mahkumiyet kararının bulunmadığı ve ""...Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez..."" şeklinde düzenlenen 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinin 8. fıkrasına eklenen 2. cümlesinin hükmünün suç tarihinden sonra yürürlüğe girdiği, suça sürüklenen çocuğun mağdurun zararını soruşturma aşamasında tamamen giderdiği, duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz bir davranışının bulunmadığı gözetilmeden, ""suça sürüklenen çocuğun sabıkasında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı olduğundan ve yasal şartlar oluşmadığından hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve erteleme hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına"" şeklinde yasal olmayan ve yetersiz gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-)5237 sayılı TCK"nın 50/3. maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106/4. maddesinde "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Her ne kadar 5237 sayılı TCK"nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK"nın 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
3-Suça sürüklenen çocuk hakkında hüküm kurulurken 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesine aykırı olarak aynı kanundaki 168/1. maddesinin 31/2. maddesinden önce uygulanmış olması,
4-Suça sürüklenen çocuk hakkında hazırlanan sosyal inceleme raporu için bilirkişiye ödenen 60,00 TL"nin zorunlu kamu masrafı niteliğinde bulunması nedeniyle bu giderin suça sürüklenen çocuğa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme"ye aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 13.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.