4. Hukuk Dairesi 2015/16395 E. , 2016/6079 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğeri vekili Avukat ... ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 08/06/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı ... Mollu yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne dair verilen 17/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ve davalı ... dışındaki davalıların vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, taksirle ölüme sebep olma nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden istemin bir bölümünün kabulüne karar verilmiş, hüküm; davacılar vekili ve davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, davalılardan ..."ya ait villanın kapalı havuz kısmında, 30/07/2005 tarihinde gaz tankı ve tesisatındaki gaz sızıntısının birikmesi ve bu mahaldeki elektrik butonuna basılması nedeniyle meydana gelen patlamada, davacı ..."un oğlu, ..."nın kardeşi ... Daradur"un vücudunun %99"luk kısmının yandığını ve tedavi gördüğü sırada 02/08/2005 günü hayatını kaybettiğini, villa sahibi davalı ..."nun ... A.Ş. satış ve teknik destek sorumlusu davalı ... ... ile toprak altı propan stok gaz tesisi yapımı için anlaşması ve bu tankın montaj ve servis işinin davalı ..."e yaptırılması nedeniyle ..."nin ölümünden müteselsilen sorumlu olduklarını, ... ölümü nedeniyle davacıların maddi ve manevi zarara uğradıklarını, desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek maddi ve manevi zararlarının ödetilmesini istemişlerdir.
Davalıların vekilleri, davalıların kusur ve sorumlulukları bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacıların oğlu ve kardeşi ... ölümüne sebep olmaları nedeniyle ceza mahkemesince cezalandırılan davalılar ... ve ... yönünden 17/07/2014 tarihli birlirkişi raporuyla hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemleri kısmen kabul edilmiş, ceza mahkemesinde beraatine karar verilen ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/504 esas, 2012/682 karar sayılı ilamı ile taksirle ölüme neden olma suçundan davalı ..."nun beraatine, diğer davalılar yönünden verilen mahkumiyet hükmünün düzeltilerek onanması nedeniyle yeniden hüküm tesis edilmesine yer olmadığına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Kural olarak, ceza mahkemesinin beraat kararı, hukuk mahkemesini bağlayıcı değildir (818 sayılı BK.m.53) Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 58. maddesinde ""Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur. Bu cihetten dolayı kendisine karşı mesul olan şahıslar aleyhindeki rücu hakkı mahfuzdur."" hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca bina sahibinin sorumluluğu kusursuz (objektif) sorumluluğa dayanmaktadır. Zarar ile binanın kullanılması arasında illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir, ayrıca kusur aranmamaktadır. Yapı sahibinin tüm özeni göstermek suretiyle sorumluluktan kurtulması mümkün değildir.
Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalara göre villa maliki davalı ..."nun kusursuz (objektif) sorumluluk uyarınca davacıların zararından sorumlu olacağı gözetilmeden hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamış, temyiz edilen kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
3-Davalılar ... ve ..."in diğer temyiz itirazlarına gelince;
a)Mahkemece, davacı abla ... için bilirkişi raporunda hesaplanan destekten yoksun kalma zararı hüküm altına alınmıştır. Kural olarak kardeşlerin birbirine karşı bakım ödevi yoktur. Ancak eylemli ve düzenli yardım eden kardeş, diğer kardeşin desteği sayılır. Somut olayda, 22 yaşında ölen .. davacı abla .. eylemli olarak destek olduğu ya da ileride destek olacağı iddia ve ispat edilmiş değildir. Mahkemece gerekçesi açıklanmadan destek iliskisinin kabulü ile davacı ... yararına da maddi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş; kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
b)Dava konusu eylem nedeniyle, ... Sigorta A.Ş. tarafından 12/05/2006 tarihinde davacılar vekiline 13.744,28 TL ödeme yapılmıştır. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda sigorta şirketi tarafından davacılara yapılan bu ödeme değerlendirilmemiştir.
Sigorta şirketi tarafından ödenen parayı dava ve tazminat hesabının yapıldığı günden önce alan davacılar, bu para ile tazminat hesabının yapıldığı güne kadar işleyen yasal faizinin toplamı kadar kazanım sağlamış olacaklarından; zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme miktarının, tazminat hesabının yapıldığı güne kadar geçen süreye ilişkin getirisi hesaplanıp ödeme miktarına eklenerek destekten yoksun kalma tazminatından indirilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
c)Dava konusu olayın, davalı ..."nun evinde misafir olarak bulunulduğu sırada meydana geldiği gözetildiğinde; mahkemece, hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından BK"nın 43-44 maddeleri (TBK"nın 51-52 m.) uyarınca hakkaniyet indirimi yapılıp yapılmaması hususunun değerlendirilmemiş olması da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacılar yararına, (3/a,b,c) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalılar ... ve ... yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacılar ile davalılar ... ve ..."den peşin alınan harcın istekleri halinde geri verilmesine 04/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.