7. Ceza Dairesi 2020/5008 E. , 2020/19256 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 ve 5809 sayılı Kanunlara muhalefet
HÜKÜM : Sanık hakkında 5607 ve 5809 sayılı Kanunlara muhalefet suçundan hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin 5809 sayılı Yasaya Muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik temyiz istemi yönünden yapılan incelemede;
Sanık hakkında 5809 sayılı Yasaya muhalefet suçundan doğrudan zarar görmeyen, davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmayan Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin vaki temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II) Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin ve sanığın kendisinin 5607 sayılı Yasaya Muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik temyiz istemleri yönünden yapılan incelemede;
1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2- Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde düzenlenen suçun üst sınırının iki yılın altında olduğu gözetilerek; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Yasanın 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Yasanın 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi"nin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa"ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’da yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olmakla birlikte, iptal kararının sonuçları itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nun 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK"nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3- Sanık hakkında tayin olunan 150 gün hapis cezasının günlüğü 20 TL"den paraya çevrilmesi sırasında hataya düşülerek 3.000,00 TL yerine 3.00 TL"ye hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini,
4- Gün adli para cezasının paraya çevrilmesi ve hapis cezasından çevrili adli para cezasının 1 gününün 20 TL"den hesabı sırasında uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK.nun 52/2 maddesi yerine TCK.nun 52. maddesinin yazılması suretiyle CMK.nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
5- Dava konusu eşyanın müsaderesi sırasında uygulama maddesi olan TCK.nun 54/4. madde ve fıkrası yerine TCK.nun 54. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMUK.nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
6- Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine maktu vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
III) Sanığın 5809 sayılı Yasaya Muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik temyiz istemi yönünden yapılan incelemede;
Sanık hakkında ele geçen 57 adet kaçak cep telefonundan 28 adedinin imei numaralarının klonlu olması nedeniyle ayrıca 5809 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kamu davası açılmış olup, sanığın aşamalardaki savunmalarında; suça konu cep telefonlarını mevcut halleriyle başka şahıslardan satın aldığını, kaçak olduklarını bildiğini ancak klonlu olduklarını bilmediğini belirtmesi karşısında, sanığın savunmalarının aksine ele geçen cep telefonlarının elektronik kimlik bilgilerini yeniden oluşturduğuna, değiştirdiğine, kopyalayıp çoğalttığına veya dağıtımını yaptığına, bu amaçla oluşturulmuş yazılım, araç ve gereçleri ithal edip dağıtımını, tanıtımını yaptığına, bu araç ve gereçler ile yazılımını bulundurduğuna ve bu suretle atılı 5809 sayılı Yasaya muhalefet suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı dikkate alınarak, beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.