1. Hukuk Dairesi 2014/3460 E. , 2015/2143 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SARAYKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2013
NUMARASI : 2013/118-2013/362
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve eski hale getirme davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve eski hale iade isteklerine ilişkindir.
Davacı, kayden maliki olduğu 2507 parsel sayılı taşınmaza, havuz inşa etmek, ağaçları kesmek ve tel örgü çekip kullanmak suretiyle davalı tarafından müdahale edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine, taşınmazın eski hale getirilmesine ve 1.000,00.-TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmaza müdahale edildiği iddia edilen (2508 parsel sayılı) taşınmaza malik olmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı 2508 parsel sayılı taşınmazda kayıt maliki olmadığından kendisine husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan deliller ile, çekişme konusu 2507 parsel sayılı taşınmazın davacı, müdahale olunduğu iddia edilen 2508 parsel sayılı taşınmazın ise dava dışı N. Ö..ile Ş. T.. adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davalının her iki taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığı, davacının; kendi taşınmazına elatan kişinin, kayıt maliklerinden Şahin"in babası olan davalı olduğunu, bu yerin yıllardan beri davalı tarafından kullanıldığını, keşif yapıldığında ve tanıkları dinlendiğinde bu hususun açıklığa kavuşturulacağını iddia ettiği görülmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki; TMK"nın 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi istekli davaların konusunu haksız eyleme dayalı tasarrufların oluşturduğu kuşkusuzdur. Eylem kimin tarafından yapılırsa, davanın ona yöneltilerek açılması ve sonucundan onun sorumlu tutulması asıldır. Taşınmazın bir başkası tarafından da tasarruf edilmesinin ya da kullanıma sunulmasının, o yeri haklı ve geçerli bir neden olmaksızın tasarruf eden kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı da açıktır.
Ayrıca, ecrimisil, kötüniyetli zilyedin geri vermekle yükümlü olduğu bir şeyi haksız olarak alıkoyması nedeniyle hak sahibine ödemek zorunda kaldığı bir tür haksız fiil tazminatı niteliğinde bulunduğuna göre, taşınmaza elatan kişiye yöneltilen bu tür davalarda da davalının kayıt maliki olması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Öte yandan, arzın mütemmim cüz"ü (bütünleyici parçası) olan muhtesatların, zeminin mülkiyetine tabi olmaları nedeniyle (TMK 684.md.) yıkım istekli davalarda, davanın yapının ana nüvesinin üzerinde bulunduğu taşınmazın tüm maliklerine yöneltilmesi gereklidir.
Hâl böyle olunca; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleri bakımından işin esasının incelenmesi, eski hale getirme isteği bakımından mahallinde yapılacak keşifte davacıya ait taşınmaza tecavüzlü olan yapılar bulunduğunun saptanması halinde yapının üzerinde bulunduğu diğer taşınmazın maliklerinin de davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra işin esası incelenip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Kabule göre de, dava dilekçesindeki her üç istek bakımından dava değerinin, elatılan taşınmazın ve yıkımı talep edilen yapıların değeri ile istenilen ecrimisil miktarının toplamından oluştuğu gözetilerek, keşfen belirlenecek gerçek dava değeri üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32. maddelerinin öngördüğü şekilde işlem yapılıp davacı tarafça harcın ikmal edilmesi gerektiği de kuşkusuzdur.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.