3. Hukuk Dairesi 2016/19137 E. , 2018/6062 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulüne, manevi tazminat yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ağırlıklı olarak beton üretiminde faaliyet gösteren bir şirket olduklarını, fiziki ve sanal ortamlarda kendi projelerini ve reklamlarını halka arz ettiklerini, ancak kullandıkları ... nolu telefon ve internet hattının 20.04.2014 tarihinde hiçbir borcu olmamasına rağmen kesildiğini ya da arızalandığını, davalı şirketin müşteri hizmetlerine ulaşılmasına rağmen hiç bir işlem yapılmadığını, noter marifetiyle de ihtarname keşide edilmesine rağmen arızanın giderilmediğini, bu nedenle 20.04.2014 tarihinden itibaren satışların düştüğünü, sipariş alınamadığını, zamanında mal tesliminde bulunamamasından dolayı itibarının zedelendiğini ve böylece zarara uğradıklarını, bu zararın oluşmasına internet ve telefonun kesik olmasının neden olduğunu ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın ihtarname tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı; davaya konu telefonun ilk arıza kaydının 23.04.2014 tarihinde kendilerine bildirildiğini ve müdahalede bulunduğunu, arızanın prensibal kabloya kaldığı tespit edilerek devre aktarılması işlemi yapıldığını, buna da davacının bulunduğu bölgedeki yol kazı uygulamalarının sebep olduğunu, ikinci arıza kaydının 30.05.2014 tarihinde bırakıldığını, buna da aynı gün müdahalede bulunarak arızanın iç tesisat kısmında kaldığının tespit edildiğini, davacının iç tesisatında kalan arızanın kendilerinin sorumluluğunda olmadığını, ancak müşteri memnuniyeti açısından belirli bir ücret karşılığında aboneye hizmet verilebildiğini, davacının ise bu konudaki teklifi kabul etmediğini, telefon üzerinde bulunan ... hizmeti adına herhangi bir arıza kaydı bırakılmadığını, kendilerinin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; dosya içeriği, deliller, alınan bilirkişi raporu ve taraflar arasındaki abonelik sözleşmesine göre maddi tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabulüne, 9.286,88 TL"nin dava tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte tahsiline, manevi tazminat istemi yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.Dava; telefon ve internet hattında meydana gelen kesinti nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin olup, davalı tarafça davaya konu kesintinin, davacının iç tesisatından kaynaklandığı bu nedenle kendilerinin bir kusuru olmadığı iddia edilmekle, uyuşmazlığın çözümünün, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği ve konusunda uzman bilirkişinin görüşünün alınmasının gerekli olduğu açıktır.Somut olayda, mahkemece; görüşüne başvurulan bilirkişiler elektronik mühendisi, hukuk profesörü ve serbest muhasebeci mali müşavir olup, telefon/internet aboneliği ve telekomünikasyon teknolojisi ile ilgili uzmanlıklarının bulunduğu hususunda dosya içerisinde bir bilgiye de rastlanılamamıştır. Hükme esas alınan raporları düzenleyen bilirkişilerin dava konusunda rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmadığı anlaşıldığından, söz konusu bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesisi mümkün değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece, dava dosyası önceki bilirkişiler dışında, telefon/internet aboneliği kullanımı konusunda uzman ve ehil olan mühendis ve telekomünikasyon uzmanı bilirkişilerden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine verilerek, bilirkişilerden dava konusu hakkında dava tarihinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, davalı tarafın bilirkişi raporuna yaptığı itirazların da değerlendirildiği bir rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, bu husus göz ardı edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; yukarıda açıklandığı şekilde yapılacak bilirkişi kurulu araştırması neticesinde davaya konu kesintinin, davalının kusuru neticesinde meydana geldiği tespit edildiği taktirde, iş bu kesinti ile davacının uğradığını iddia ettiği zarar arasında bir illiyet bağı olup olmadığı, varsa ne şekilde olduğu ve davacının zararının miktarının tespiti konusunda yine konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınması sağlandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme neticesinde yukarıdaki gerekçeli hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlere hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.