3. Hukuk Dairesi 2017/3992 E. , 2018/6067 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava konusu taşınmazın ½ hissesini 11.09.2014 tarihinde satın aldığını, yeni malik olarak kira bedellerinin kendisine ödenmesi hususunun davalıya ihtarname ile bildirildiğini, ihtarnamenin 10.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde davalı tarafından davacının hesabına kira bedellerinin ödenmediği gibi anahtar tesliminin de yapılmadığını, davalının Ekim ayı kira parasını kapsayan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, kendilerine 03.11.2014 tarihinde gönderilen ihtarname ile kiralananın tahliye edildiğini öğrendiklerini, ... 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/176 D.iş sayılı dosyası ile hasar tespiit yapıldığını, davalının kira sözleşmesi gereğince kiralananı boyalı badanalı teslimle mükellef olmasına rağmen evde herhangi bir boya badana ve tadilat yapılmadığı gibi evde eksiklikler olduğunu, bilirkişi raporu ile taşınmazın eski hale getirilmesi için 3.800,00 TL masraf edilmesi gerektiğinin belirlendiğini, davalının, taşınmazın kiraya verilinceye kadar ki süreçteki tüm kira ve aidatlarından sorumlu olduğunu belirterek kiralandaki zarar karşılığı 3.800,00 TL ve tespit dosyasına ait yargılama giderleri 650,00 TL ile TBK"nin 325. maddesi gereğince Ekim, Kasım ve Aralık ayları kira bedelleri olan toplam 7.200,00 TL ve aynı aylara ait aidat bedelleri toplamı 2.070,00 TL nin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, kira sözleşmesinin imzalandığı dönemde ev sahibi ..." ya 2.400,00 TL depozito verildiğini, eski malikle yapılan görüşmede depozito olarak bulunan bedelin 800,00 TL sini Ekim ayı ilk haftası kira bedeline sayılacağını, geriye kalan bedeli boya badana vs. gibi durumlarda kullanmak istediğinden dolayı iade etmek istemediğini beyan ettiğini, evin zorunlu ve haklı nedenle tahliye edildiğini, davacıya herhangi bir kira veya aidat borçları bulunmadığını, taşınmazın anahtarlarının davacı tarafından alınmaması üzerine 04.11.2014 tarihinde PTT ... yoluyla davacıya gönderildiğini, yokluklarında yapılan tespiti ve tespit raporunu kabul etmediklerini, eve zarar vermelerinin söz konusu olmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, bilirkişi raporunda belirtilen ve davacı tarafın kendi hissesine isabet eden 1.600,00 TL kira alacağı, 1.900,00 TL hasar giderinin, 1.200,00 TL kira alacağının 06.10.2014 tarihinden, 400,00 TL kira alacağının 06.11.2014 tarihinden itibaren, diğer 1.900,00 TL hasar giderinin ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, aidat ödemeleri dava dışı diğer malik tarafından yapıldığından, aidat alacağına ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacının diğer hissedarın muvafakatine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Önceki malik ile davalı arasında imzalanan 01.02.2012 başlangıç tarihli 1 yıl süreli aylık 2.400,00 TL bedelli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı ... ve dava dışı ... dava konusu taşınmazın ½ şer hissesini 11.09.2014 tarihinde satın almak suretiyle taşınmazın tamamını iktisap etmişlerdir. Dava konusu taşınmaz ½ pay itibariyle davacı adına kayıtlı olup davacı, alacağın ancak ½ sini talep edebilir ise de; davacı vekili ve aynı zamanda davacının kardeşi olan ... tarafından yargılama sırasında davacının alacağın tamamını almasına muvafakat ettiği anlaşılmaktadır. Bu muvafakat alacağın temliki hükmünde olup, Türk Borçlar Kanun"un 183 vd. maddeleri gereğince davacı alacağın tamamını talep edebilir. Bu durumda mahkemece, davacının ½ payı dışında kalan diğer alacak kısmını da talep edebileceği nazara alınarak alacak miktarının hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, diğer hissedarın muvafakatı nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
3-Davacı vekilinin kira ve makul süre tazminatına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Kira sözleşmesinin 12. maddesinde "kira sözleşmesinin 1.yılı dolduktan sonraki dönemlerde kiracı bir ay önceden haber vermek kaydıyla daireyi tahliye edebilir" şeklinde ihbar şartına yer verilmiştir. Tarafların serbest iradesi ile konulmuş bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Davalının, dava konusu taşınmazın anahtarlarını 03.11.2014 tarihinde teslim ettiği her iki tarafın da kabulündedir. Bu durumda davalı kiracı 03.11.2014 tarihine kadar işleyen kira ve aidat bedelinden sorumludur. Bunun yanında sözleşmede tarafların makul süreyi 1 ay olarak belirlediği nazara alınarak, davacının 03.11.2014 tarihinden itibaren de sözleşmede kararlaştırılan 1 aylık makul süre kira ve aidat bedelini talep edebileceği değerlendirilerek bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz talebinin reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.