
Esas No: 1990/2593
Karar No: 1993/138
Karar Tarihi: 18.01.1993
Danıştay 4. Daire 1990/2593 Esas 1993/138 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davalı, daha önce ortaklık halinde kamyon ve otobüs işletmeciliğinden gerçek usulde gelir vergisi mükellefiydı. Ortaklıktan ayrıldıktan sonra, minibüs işletmeciliği faaliyetinde bulundu ve götürü usulde vergilendirilmesinin mümkün olmadığı belirtildi. Gelir Vergisi Kanununun 48. maddesinin götürü usule tabi olmanın özel şartları ihlal edilince resen takdir yoluyla gelir vergisi salındı. Vergi Mahkemesi, davacının aynı işe devam etmesi şartını taşıdığını ancak 48. madde özel şartlarının ihlal edildiği için götürü usulden istifade edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Kanunun 2574 sayılı Kanunla değişik 48. maddesinin 9. fıkrasında, bir takvim yılı içinde alınan taşıma ücretleri tutarının 400.000 lirayı aşmaması halinde nakil araçları işletenlerin götürü usule tabi olacakları öngörülmüştür. Yukarıdaki karar, bozularak yeniden değerlendirilmek üzere geri gönderildi.
Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1993
Karar No : 138
Esas Yılı : 1990
Esas No : 2593
Karar Tarihi : 18/01/993
DAVACININ DAHA ÖNCE ORTAKLIK HALİNDE KAMYON VE OTOBÜS İŞLETMECİLİĞİNDEN DOLAYI GERÇEK USULDE GELİR VERGİSİ YÜKÜMLÜSÜ OLMASI VE ORTAKLIKTAN AYRILDIKTAN SONRA YENİDEN MÜKELLEFİYET TESİS ETTİREREK KENDİ BAŞINA MİNÜBÜS İŞLETMECİLİĞİ FAALİYETİNDE BULUNMASININ ORTAKLIK HALİNDEKİ İŞLETMENİN DEVAMI KABUL EDİLEREK GERÇEK USULDE VERGİLENDİRİLEMİYECEĞİ
HK.
Minibüs işletmeciliğinden dolayı götürü usulde gelir vergisi mükellefi olan davacı hakkında yapılan inceleme sonucunda düzenlenen rapora göre, daha önce ortaklık halinde kamyon ve otobös işletmeciliğinden dolayı gerçek usulde gelir vergisi mükellefi bulunan yükümlünün, ortaklıktan ayrıldıktan sonra aynı işin devamı olan minibüs işletmeciliğinden dolayı götürü usulde vergilendirilmesinin mümkün olmadığı gibi,Gelir Vergisi Kanununun 48.maddesinin de ihlal edilmesi nedeniyle davacı adına 1987 takvim yılı için resen takdir yoluyla gelir vergisi salınarak ağır kusur ve sulsüzlük cezaları kesilmiştir. Vergi Mahkemesince ortaklık halinde gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olan bir kimsenin ortaklıktan ayrılıp müstakil olarak iş yapmaya başladığı takdirde, ortaklıkla bir ilişkisi ve ortaklık vasfı kalmayan bu kimsenin aynı işe devam etme bile Gelir Vergisi Kanununun 47 ve 48.maddelerde yazılı şartları haiz olması kaydıyla götürü usulde vergilendirilmesinde bir engel bulunmadığı, dosyanın incelenmesinden davacı aynı işe devam etme şartını taşımaktaysa da Gelir Vergisi Kanununun 48.maddesinde öngörülen götürü usule tabi olmanın özel şartlarını ihlal etmişolduğundan götürü usulden istifade etme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun götürü usule tabi olmanın özel şartlarını düzenleyen 2574 sayılı Kanunun 11.maddesiyle değişik 48.maddesinin 9.fıkrasında; sahibi veya işleticisi sıfatıyla birden fazla motorlu kara nakil vasıtası işletilmemesi ve bir takvim yılı içinde alınan taşıma ücretleri tutarının 400.000 lirayı aşmaması halinde nakil vasıtası işletenlerin götürü usule tabi olacakları öngörülmüştür.
Maddede 400.000 lira olarak yer alan yıllık taşıma ücretleri tutarı 31.12.1987 tarihinde yürürlüğe giren 30.12.1987 günlü ve 87/12467 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 31.12.1987 tarihinden geçerli olmak üzere 2.400.000 liraya yükseltilmiştir.
Olayda davacının daha önce ortaklık halinde kamyon ve otobüs işletmeciliğinden dolayı gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olması ve ortaklıktan ayrıldıktan sonra tek başınada olsa minibüs işletmesinin aynı işin devamı niteliğinde olduğundan götürü usulde vergilendirilmesinin mümkün olmadığı nedeniyle faliyet gelirinin gerçek usulde tesbiti amacıyla inceleme yapılarak uyuşmazlık döneminde işletilen minibüs ile kasabadan şehire yolcu taşımacılığı yapan davacının kendi beyanına dayanılarak günlük sağladığı ortalama hasılatın inceleme tutanağı ile tesbit edildiği ve bütün yıl aralıksız olarak çalışmış olduğu kabul edilerek yıllık olarak hesaplanan taşıma ücreti tutarına göre, gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilerek tesbit edilen matrah üzerinden resen cezalı tarhiyat yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Anılan madde hükmünde belirtildiği üzere, bir takvim yılı içinde alınan taşıma ücreti tutarının maddede öngörülen miktarı aştığının gerçeğe uygun biçimde tesbiti zorunlu bulunmaktadır.Her ne kadar, davacının beyanına dayanılarak ortalama günlük hasılat tutarı üzerinden yıllık hasılat miktarı hesaplanmışsa da; bir motorlu kara nakil vasıtasının yıl boyunca bakım ve tamiri yapılmadan aralıksız çalıştırılması olanaksızdır. Bakım ve tamir gibi zorunlu haller dışında yıl içinde çalışılan günlerin kesin olarak saptanmamış olması,tahmini günlük ortalama hasılata göre yıllık hasılat hesaplanması ve bu şekilde belirlenen yıllık taşıma ücreti tutarı varsayıma dayalı olup, yıllık gayrisafi hasılatı yansıtmaması nedeniyle davacının götürü usule tabi olmanın özel koşullarını kaybettiğinden söz etmek mümkün değildir.
Öte yandan, davacının daha önce ortaklık halinde Kamyon ve Otobüs işletmeciliğinden dolayı gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olması ve ortaklıktan ayrıldıktan sonra yeniden mükellefiyet tesis ettirerek kendi başına minibüs işletmeciliği faaliyetinde bulunması ortaklık halindeki işletmenin devamı olarak kabul edilemiyeceğinden bu nedenle de gerçek usulde vergilendirilmesi yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle ...Vergi Mahkemesinin … günlü ve … sayılı kararının bozulmasına karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.