19. Hukuk Dairesi 2015/14605 E. , 2016/6137 K.
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : ... Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 02/04/2014
NUMARASI : 2014/43-2014/100
Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekili ve davalı .... vekilince duruşmalı, davalılardan ... vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. .... ile davalılardan ... vek. Av. .... ve diğer davalı .... vek. Av. ... gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında imzalanan satım akdi, davalı .... ile imzalanan 19.09.2006 tarihli finansal kiralama sözleşmesi kapsamında davalıdan satın alınan makinenin lastik kırma makinesi olmayıp sözleşmede kararlaştırılan dışında plastik kırma makinesi olduğunun tespit edildiğini, satım akdine konu makine teslim edilmediğine göre müvekkilinin makine bedeli kadar zarara uğradığını ileri sürerek, maddi zarar çerçevesinde; sözleşme konusu makine değeri kadar maddi tazminatın tespiti ile şimdilik 10.000 TL, ödenen aylık finansal kiralama maliyet bedellerinin tespiti ile şimdilik 10.000 TL, yoksun kalınan kazancın tespiti ile şimdilik 10.000 TL, sözleşme sebebiyle yapılan masrafların tespiti ile şimdilik 1.000 TL, maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı .... vekili, davada müvekkilinin yerleşim yeri ... mahkemeleri yetkili olduğundan mahkemenin yetkisiz olduğunu, ayıp hata ve hile sebebine dayanılarak açılan bu davanın zamanaşımına uğradığını, davanın üretici ... firmasına ihbarı gerektiğini, davacının dava konusu makinenin vasıf ve mahiyetini bilerek doğrudan makineyi imal eden firma teknik elemanlarınca da aydınlatılmak suretiyle alındığını, tespit raporunu kabul etmediklerini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Davalı finansal kiralama şirketi vekili, davacı şirketin proforma faturada ve satış şartlarında “proforma muhteviyatı malları tam ve eksiksiz teslim aldığına” dair yazılı ve imzalı beyanda bulunduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının iddiasına konu ayıp sebebiyle müvekkili şirketin sorumlu tutulmayacağını, imzalanan yetki belgesi ile ayıba karşı tekeffülden doğan tüm hak ve yetkilerini davacı alıcıya devrettiğini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında özetle; kısa karar ile gerekçeli karar arasında HMK"nın 298/2. maddesine aykırı bir biçimde çelişki yaratılmış olması sebebiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, sözleşmede kararlaştırılan makineden başka bir makinenin davalı .... tarafından davacıya tesliminin aliud (bir başka şeyin teslimi) olduğu, bu durumda her iki davalının doğan zarardan sorumlu tutulması gerektiği, davacının belirtilen makineden farklı bir makine aldığını bildiği ve bu makinenin %70-80 düşük kapasite ile çalıştığı, bu süre zarfında sözleşmeyi feshedip yeni bir makine alınması mümkün iken halen sözleşmenin devam etmekte olması zararın büyümesine neden olduğundan dava tarihinde yürürlükte bulunan BK"nın 44. maddesi uyarınca davacının 6 aylık süreye tekabül eden 178.808,00 TL kar kaybının verilmesi gerektiği, davacı tarafından ödenen aylık finansal kiralama maliyet bedellerine ilişkin 10.000 TL"ye ilişkin talep ile sözleşme sebebi ile masraflara ilişkin 1.000 TL"ye ilişkin talebin sözleşmenin feshedilmemiş olması ve halen yürürlükte bulunması sebebiyle, 10.000 TL makine değeri maddi tazminat talebinin yeni bir makine alınmaması, 10.000 TL portföy tazminatının ise müşteri kaybının ispatlanamaması, 10.000 TL manevi tazminat talebinin ise davacının satın aldığı makinenin ayıplı olmasının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmaması nedeniyle reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 178.808,00 TL yoksul kalınan karın 10.000 TL"sine dava tarihi 16.04.2008 tarihinden, bakiyesine ise ıslah tarihi 06.04.2011 tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının diğer maddi tazminat talepleri ile manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 33. maddesine göre “Hakim, Türk hukukunu re"sen uygular.” Bu hüküm gereğince bir davada olayların açıklanması taraflara, hukuki nitelendirmesi hakime ait bir görevdir.
Somut olayda davacı lastik kırma makinesi sipariş ettiği halde kendisine plastik kırma makinesi teslim edildiğini iddia ederek iş bu davayı açmış ve mahkemece uyuşmazlığın “aliud teslim” hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi yapılmış ise de, esasen somut olay bakımından ayıplı mal satışına ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği ve yerel mahkemenin nitelendirmesinde yanılgıya düştüğü dosya içeriğinden anlaşılmıştır.
Davacı, dava konusu makineyi görüp beğenerek sipariş etmiş ve finansal kiralama yoluyla makine kendisine teslim edilmiştir. Davacı kiracı durumda olup ayıba karşı satıcının tekeffülü hükümlerine dayanarak dava açabilmesi için makinenin maliki durumundaki finansal kiralama şirketinin bu konuda kendisine yetki vermesi gerekmektedir. Nitekim, dosyaya bir örneği sunulan finansal kiralama sözleşmesinin 7/a. ve 8/b. madde hükümlerinden bu yetkinin başlangıçta verilmiş olduğu görülmüştür. Bu durumda davacı, işbu davayı davalı...."nin verdiği yetkiye istinaden açmış olduğundan kendisine yetki veren finansal kiralama şirketine karşı dava açması usul ve yasaya aykırı olduğundan ... aleyhindeki davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan reddi gerekmektedir. Mahkemece bu yönün gözetilmemesi bozmayı gerektirmiştir.
Diğer davalı .... hakkında açılan davaya gelince, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 25/3. maddesine göre; “Emtianın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde keyfiyeti satıcıya bildirmeye mecburdur. Açıkça belli değilse alıcı emtiayı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye ve bu muayene neticesinde emtianın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını muhafaza için keyfiyeti bu müddet içinde satıcıya bildirmeye mecburdur. Diğer hallerde Borçlar Kanununun 198"inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları tatbik olunur.” Somut olay bakımından uyuşmazlığın ve davalının savunmalarının anılan Yasa hükümleri çerçevesinde değerlendirilip çözümlenmesi gerekirken bu yönler üzerinde durulmayıp yanılgılı değerlendirmeyle eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin tüm, davalılar vekillerinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına ayrı ayrı takdir edilen 1.100"er TL duruşma vekalet ücretlerinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 08/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.