Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/7815
Karar No: 2020/763

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/7815 Esas 2020/763 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/7815 E.  ,  2020/763 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Orman Yönetimi vekili ile Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, ... ili, ... ilçesi, ... mevkiinde ormanla çevrili 3000 m2 civarındaki taşınmazın müvekkilinin murisi Muharrem zevcesi Hanife oğlu Kürt Ahmet olarak eski kayıtla tescilli olduğunu, tapu kaydının tedavül görmediğini, taşınmazın müvekkilinin zilyet ve tasarrufunda olduğunu ileri sürerek, müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalılardan Hazine vekili ise davanın reddi ile karşı tescil talebinde bulunmuştur.
    Mahkemece 22.01.2014 tarih, 20132013/6 E. - 2014/32 K. sayılı karar ile davanın reddine, 15/02/2013 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 15.323,54 m2 taşınmaz ve (B) harfi ile gösterilen 1911.58 m2"lik taşınmazların ayrı parsel numaraları ile zeytinlik vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı kişi vekili tarafından temyiz edilmekle Dairenin 06/05/2015 gün 2011/12862-11636 sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın B kısmı yönünden onanmış, (A) kısmı yönünden ise bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan onama-bozma kararında özetle; “...1) Davacı vekilinin çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin temyiz itirazları yönünden; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kaldığı anlaşılmış ve davacının dayandığı tapu kaydının taşınmaza uymadığı, yapılan keşif ve alınan ziraat bilirkişi raporundan taşınmaz üzerinde 5 ilâ 8 yaşlarında zeytin ağaçlarının bulunduğu, 8-10 yıl önce imar ve ihya edildiği anlaşıldığından, davacı yararına zilyetlik koşullarının da oluşmadığı belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
    2) Davacı vekilinin çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin temyiz itirazları yönünden; mahkemece ulaşılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; davacı dava dilekçesinde tapu kaydına dayanarak kullandığı yaklaşık 3000 m2 yerin adına tescilini talep etmiş, yargılama sırasında davacı vekili müvekkilinin kullandığını iddia ettiği yaklaşık 20 dönüm civarındaki taşınmazın müvekkili adına tescilini istemiştir. Mahkemece davacının dayandığı tapu miktarının 3000 m2 olduğu, adına tescilini talep ettiği taşınmazın ise (A) harfi ile gösterilen 15.991,50 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 1977,99 m2 yer olduğu, dayanak tapu kaydının, hudutları ve miktarları itibariyle dava konusu taşınmaza uymadığı, davacı tanıklarının beyanlarının zilyetlik için yeterli olmadığı gerekçeleri
    ile davanın reddine karar verilmişse de, taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümün bir kısmında 60-70 yaşlarında zeytin ağaçları bulunduğu, bu kısmın imar ve ihyasının tamamlandığı, orman tahdidi dışında olup, dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarından da davacıya babasından kaldığı, davacı yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, mahkemece davacının dava dilekçesindeki talebi de nazara alınarak, çekişmeli taşınmazın (A) bölümü üzerinde bir fen ve zirai bilirkişi eşliğinde yapılacak olan keşifte, en yaşlı zeytin ağaçlarının bulunduğu 3000 m2"lik kısmın tespit edilip, taşınmazdan ifraz edilerek, bu kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddi yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir...” denilmiştir.
    Bozma ilamından sonra davacı vekili davasını ıslah ederek tahmini olarak 3000 m2 olarak talep ettikleri alanın 15.991,50 m2 olduğunu beyan ederek davasını ıslah talebinde bulunmuş ancak bu talebin mahkemece reddedilmesi neticesinde birleşen 2016/185 Esas sayılı dosya ile ayrı bir dava açarak talebini yinelemiştir.
    Mahkemece onama-bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile,
    Dava konusu taşınmazlardan 15/02/2013 tarihli fen bilirkişisi raporunda (B) harfi ile gösterilen 1911,58 m2"lik taşınmazla ilgili karar Yargıtay denetiminden geçerek onandığı için bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
    İş bu dosyamız ile birleşen 2016/185 Esas nolu dosyasındaki taleplerin kısmen kabulü, kısmen reddi ile dava konusu taşınmazlardan 01/08/2016 tarihli fen bilirkişisi raporunda ve ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 15323,54 m2"lik taşınmaza ayrı bir parsel numarası verilerek davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Orman Yönetimi vekili ile Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanuna göre 1978 yılında yapılarak kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 1987 yılında 3302 sayılı Kanuna göre yapılan 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi, 17.06.1957 tarihinde yapılmış ve sonuçları 18/11/1963 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir. Çekişmeli taşınmaz, bu çalışmada tespit harici bırakılmıştır.
    Mahkemece davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle birleşen 2016/185 Esas nolu dosyasındaki taleplerin kısmen kabulü, kısmen reddi ile dava konusu taşınmazlardan 01/08/2016 tarihli fen bilirkişisi raporunda ve ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 15.323,54 m2"lik taşınmaza ayrı bir parsel numarası verilerek davacı adına kayıt ve tesciline, karar verilmiş ise de taşınmazın en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki durumu ile dava tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğraflarındaki durumu incelenmemiştir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
    O halde, mahkemece, 01/08/2016 tarihli fen bilirkişisi raporunda ve ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 15.323,54 m2"lik taşınmaza yönelik olarak; eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile 1985-1990 yıllarına ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa
    dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
    Açıklanan yöntemle, yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 03/07/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Ayrıca dava konusu taşınmazlardan 01/08/2016 tarihli fen bilirkişisi raporunda ve ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 15.323,54 m2"lik taşınmaza dair; imar uygulaması yapılıp yapılmadığı, hangi tarihte yapılıp kesinleştiği, çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamına alınıp alınmadıkları yönünde de araştırma yapılmalıdır. Bilindiği üzere imar-ihyaya muhtaç olan bir yer imar planları kapsamına alınmış ise o tarihten sonra imar-ihya yoluyla edinilmesi mümkün bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Gayrimenkul Dairelerinin kararlılık kazanmış uygulamalarına göre; imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten, imar planları kapsamına alındığı tarihe kadar 20 yıllık kazanma süresi dolmuş ise bu tür yerlerin zilyetlik yoluyla edinilmesi olanak dahilindedir.
    Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkin olup, aynı Kanunun 713/3. maddesinde tescil davasının, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılacağı belirtilmiş olmasına karşın, mahkemece çekişmeli taşınmazın sınırları içinde bulunduğu büyükşehir belediye başkanlığı dahil edilmeden ve kanunun aradığı şartlara ilişkin araştırma yapılmadan davaya devamla hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    6100 sayılı HMK"nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir. 4721 sayılı TMK"nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
    Mahkemece; dava konusu taşınmazın sınırları içinde bulunduğu ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya katılımı sağlanarak taraf teşkili oluşturulmalı, delilleri toplanmalı, ondan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/02/2020 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi